Başbakan Boyko Borisov, dün Avrupa Birliği'nde (AB) işçi ücretlerinin yakınlaşmasına ilişkin konferansa katıldıktan sonra basına yaptığı açıklamada, "Schengen ve Euro Bölgesine katılım koşulları sürekli olarak değiştiriliyor, sürekli yeni kriterler getiriliyor. Bu yüzden şu anda rahat ve sessiz görüşmeler yapıyoruz. Bankacılar sessiz görüşmeleri seviyor" diye kaydetti. Başbakan, "Her şeyi hazırladık, iş toplantıları yapıyoruz ve açık koşullar olduğunda başvuruda bulunacağız. Son bir tarihimiz yok, iyi bir şekilde hazırlanmak istiyoruz, böylece bu işi düzgün bir şekilde yapabiliriz. Koşullar değiştiğinde şu ana kadarki koşullara göre sunduğumuz belgeleri değiştirmemizi isteyeceklerinden endişeleniyorum. Yani ilk önce Banka Birliği'ne, sonra ERM II mekanizmasına katılacaksın deniliyor" diye yorumda bulundu. Borisov, şimdiye kadar böyle bir şey olmadığını ve halihazırda Bulgaristan'ın "rahat ve sessiz görüşmeler" yaptığını kaydetti.
Başbakan, işçi ücretleri ve sendikacılara göre, Doğu Avrupa ülkelerinin maaşlar konusunda Batı Avrupa ülkelerine yakınlaşması için 200 yılın geçmesi gerektiği görüşü ile ilgili soruya şöyle cevap verdi:"Bu soruyu Bulgaristan Sosyalist Partisi'nin (BSP) bir kongresinde sorabilirsiniz. Onların yönetiminden dolayı 45 yıl geride kalmaktan başka ülke olarak kenarda da kalmışız. Tarih açısından bakıldığında durum böyledir. Mevcut hükümet döneminin başından beri işçi ücretleri yüzde 12 artırıldı-bazı sektörlerde ise yüzde 11,8 artırıldı. Siz buna şahitsiniz, çünkü kararnameyle ordu mensuplarının, polislerin, cezaevi koruma memurlarının maaşlarının artırılmasına yardımcı olduk, Sofya Üniversitesi'ne 10 milyon leva fazla verdik, Bulgaristan Bilimler Akademisi'nde (BAN) görevli bilim adamları için 15 milyon leva ek kaynak sağladık, öğretmen maaşlarını artırdık, emekli maaşlarını 300 levaya yükselttik. Yüksek miktarda kaynak sağladık ve bu hemen gelirlere yansıdı".
Dün Meclis Genel Kurulunda görüşülen gensoru önergesi ile ilgili Borisov, onunla BSP'nin AB Konseyi Başkanlığı'nı sabote etmek istediğini söyledi. Borisov," AB Konseyi Başkanlığı görevinde başarısız olsaydık, istifa etmemiz için bu yeterli ve makul bir sebep olacaktı. Biliyorsunuz çalışmaya başladığımızda Milli Kültür Sarayı (NDK) ile ilgili provokasyonlar yapıldı, ama mahkeme NDK'nın eski yöneticilerini haklı buldu. Ama bu bir parlamento uygulamasıdır, Anayasa'da yazılıdır. Hükümetin istifası talep ediliyor, istifa ediliyor. Parlamento grupları kendini savunuyor. Onlar bunu, AB Konseyi Başkanlığımızın başarılı olmasından dolayı bizi çekemediklerini bir kez daha göstermek için yapılıyorlar" dedi.
Borisov, "Sayın Ninova'nın sözlerimi sınırın iyi korunmadığını itiraf etmişim gibi yorumlamasına bir anlam veremiyorum. Daha BSP yönetimi sırasında göçmen akını başladığında ondan sonra biz de, onlar da hazırlıksız yakalandık. O zaman onlar 30 kilometre tel örgü inşa ettiler, biz ise onu daha 200 kilometre uzattık. Sınırda polisler görevlendirdik, daha çok ordu mensubu görevlendirdik, ilgili kanunları değiştirdik. O zaman bizde olmadığı için İngilizler bize jeepler bağışladılar. Daha sonra Avrupa Komisyonu'nun sınırımız için bize 150 milyon avro mali yardım yapmasını sağladım" diye ekledi ve bu paralarla yeni ekipmanlar, otomobiller ve gereken her şeyin alındığını kaydetti.
Borisov, "Bizim ısrarımız üzerine Türkiye ile mülteci anlaşması imzaladık, Varna'da AB-Türkiye Zirvesi yaptık. Yunanistan sınırını da koruduğumuzdan dolayı şimdi çizelgelere bakarsanız, sınır kontrol noktalarından geçiş yaparak, Almanya, Fransa ve Avusturya gibi ülkelere giden onlarca göçmen olmuş. Hepinizin bildiği bir şeyi itiraf ettim. Oreşarki hükümeti sırasında sınırı korumuyorlar diye aslında biz BSP'yi eleştirmiştik" diye ifade etti.