Bugün düzenlenen basın toplantısında tanıtılan Yeni Bulgaristan Üniversitesi (NBU) ve Alpha Reserch Sosyolojik Araştırma Ajansı tarafından 2011- 2016 döneminde yapılan "Bulgaristan Müslümanlarının Tutumları" konulu araştırma sonuçlarına göre 2011 yılında olduğu gibi 2016 yılında da Bulgaristan Müslümanlarının din konusunda radikal yaklaşımlarının mevcut olmadığını gösteriyor. Araştırma, Konrad Adenauer Vakfı'nın mali desteği ile yapıldı.
Araştırma 2016 yılında Eylül ve Ekim aylarında 18 yaş üstü 1200 Müslüman'ın katılımıyla yapılmıştır. 2011 yılında yapılan nüfus sayımında kendini Müslüman olarak adlandıran kişilerin sayısı baz alınan araştırmada Müslümanların şu alt gruplara dağılımı dikkate alındı: Türkler (Sünni Türkler), Bulgarca konuşan Müslümanlar (Pomaklar), gettolarda yaşayan Müslümanlar (Romanlar) ve Aleviler ( Alevi Türkler).
Sonuçlara göre bazı kişilerin en aşırı biçimlerinde dahi İslamcılık akımının etkisi altında kalması tehdidi olduğu göz ardı edilemez, ancak Müslüman topluluğunun büyük bir bölümü bu akıma bağlı değildir.
Sonuçlara göre mevsimsel göçlerin sürekli aile göçlerine dönüşmesine neden olan sosyal statünün düşük olması eğilimi devam ediyor. Ankete katılan Müslümanların yüzde 8, 5 oranı çocuklarının sürekli olarak aileleriyle birlikte yurt dışında ikamet ettiklerini söylüyor. Göç eden Müslümanların yüzde 20'si Türkiye'de, yüzde 10'u Almanya'da, yüzde 4'ü Belçika'da, yüzde 2'er oranı ise Birleşik Krallık ve İspanya'da bulunuyor.
Analistler, Müslümanların hayatında belli bir ölçüde boşanma, nikahsız bir arada yaşama, bebek düşürme, gayrı meşru çocuk doğurma, yaşlıların çocuklarının aldığı kararlara etkisi konularında aile ilişkilerinde ataerkil modeline dönüş yapılmasıyla modern ve geleneksel yaşam tarzının bir arada gözlendiğini söylüyorlar.
Müslümanların, Ramazan ayında oruç tutma, alkollü içki kullanmama, domuz eti yememe gibi dinin emirlerine uyma eğiliminin giderek arttığı belirgin bir dini kimliği olduğu gözleniyor. Müslümanların yüzde 86'sı dinin hayatlarında önemli bir yer tuttuğunu düşünüyor. Fakat buna rağmen dinin emirlerinin bir kısmını yerine getirmeyenlerin oranı hala yüksek olmaya devam ediyor. Yüzde 54'ü dua etmiyor, yüzde 41'i ise camiyi ziyaret etmiyor. 2016 yılında dindar olduklarını söyleyen yüzde 87 oranındaki Müslümanlarda yüzde 5'in üzerinde düşüş gözleniyor. Aynı yıl çok dindar olduklarını söyleyen yüzde 20 oranındaki Müslümanlarda ise yüzde 8'in üzerinde düşüş gözleniyor.
Gettolarda yaşayan en yoksul Müslümanlar arasında yüksek seviyede dindarlık görünüyor. En gençler arasında dindarlıkta artış olduğu kaydediliyor, ki yapılan araştırmanın sonuçları bunun önemli etkenlerden birinin yurt dışında yaşamak olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, Müslümanların iyilik ve kötülük gibi evrensel kriterlere belirgin bir şekilde öncelik verdiklerini tespit etmişlerdir. Sonuçlar, Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasındaki kişisel ilişkilerin korunduğunu gösteriyor. Müslümanların yüzde 74'ü Hıristiyan olan arkadaşları olduğunu söylüyorlar. Fakat bu iki topluluk arasında özellikle okulda din eğitimi konusunda bazı farklılıklar görülüyor.
Açıkça belirgin bir laik devlet düzeni yaklaşımı gözleniyor. Bulgaristan Müslümanları hukuk davalarının şeriat kanununa göre yürütülmesine kesinlikle karşı çıkıyorlar, yüzde 57'si hukuki sorunları çözme mekanizmasının yargı sisteminde bulunduğunu düşünüyor. Bu dönemde tüm Bulgaristan vatandaşları için geçerli olan siyasetten ve devlet kurumlarından belirli ölçüde uzaklaşma eğilimi gözleniyor.
Olumsuz görüşlerde hafifçe artış olmasına rağmen geleneksel olarak Bulgaristan Müslümanlarının Türkiye devletine olan güveni yüksek ve gittikçe artmaktadır. Ankete katılanların bir kısmı Recep Tayyip Erdoğan yönetimini eleştirse de, Müslümanların yüzde 49 oranı Türkiye Cumhurbaşkanı'na onay veriyor.
Türkiye'den sonra Bulgaristan Müslümanlarının yüzde 65'i en çok Almanya devletine güveniyorlar. Rusya'ya güven duyan Müslümanlar yüzde 2'lik artışla yüzde 52, güvenmeyenler ise yüzde 15'lik artışla yüzde 21 oranındadır. Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) olan güven yüzde 17 oranda olup, oldukça daha düşük seviyededir, güvensizlik ise yüzde 45 oranındadır.
Konrad Adenauer Vakfı'nın Bulgaristan temsilcisi Thorsten Geisler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve dinsizlerin Bulgaristan'da asırlarca barış içinde bir arada yaşadıklarını ve bunun tüm Avrupa için bir yaşam modeli olduğunu kaydetti. Geisler, "Ankete katılan Müslümanların yüzde 67'si son yıllarda Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki ilişkilerin önemli bir değişikliğe uğramadığını, yüzde 15'i ise hatta iyileştiğini söylüyorlar" diye belirtti.
Geisler, "Müslümanların yüzde 6'sı ilişkilerin bozulduğunu düşünüyor, bu endişe verici bir işaret değil, fakat böyle düşünmenin nedenlerinin araştırılmasına vesile olması gerekir" diye sözlerine ekledi. Konrad Adenauer Vakfı'nın Bulgaristan temsilcisi, terörizmi koşulsuz şartsız reddedenlerin oranının 2011 yılına kıyasla yüzde 6 oranında artışla yüzde 89'a ulaşmasının sevindirici olduğunu belirtti. Belirli bir koşullarda terörizmi haklı bulan Müslümanların oranında yüzde 1,4'ten yüzde 1,1'e düşüş gözlendiğini ifade etti.