BULGARİSTAN CUMHURİYETİNİN 41. MİLLET MECLİSİ İÇİN 5.TEMMUZ SEÇİMLERİ İLE İLGİLİ HAK VE ÖZGÜRLÜKLER HARAKETİ'NİN SEÇİMLERE KATILIMINA AİT PROĞRAMSAL DEKLARASYONU ÖZETİ
AVRUPA BİRLİĞİNE FORMALİTE ÜYELİKTEN REEL ENTEGRASYONA DOĞRU GEÇİŞ
HÖH, 41. Millet Meclisi seçimlerine, ülkemizde demokratik reformların tam 20 yıllık süresinin daha başından beri, Bulgaristan devletinin stratejik hedeflerini gerçekleştirmede somut katkısı bulunan bir parti olarak katılmaktadır. Son 8 yıldır HÖH, baştan NDSV (2001-2005)'nin koalisyon partneri, daha sonra da BSP ve NDSV (2005-2009) koalisyonun partneri olarak ülkenin yönetim sürecine katılımcı olmuştur. Birinci yönetim süresinde ülkemiz Kuzey Atlantik Paktı ( NATO)'na üye olmuştur, ikinci yönetim süresinde ise Avrupa Birliğine üye olmuştur.
HÖH, siyaset yapmada (oluşturmada), ülkenin milli çıkarlarını (yararlarını) parti yararlarından üstün tutmayı bir ilkeye dönüştürmüştür ve koalisyonluğun öncü bir model olarak tasdiklenmesinde tartışılmaz katkısı bulunmaktadır. Hak ve Özgürlük Hareketi koalisyon dürüstlüğünü kendi çalışmalarında (hareketinde) sürekli ifade etmiştir ve kendisinin katılımıyla gerçekleştirilen tam yönetim süresinin olduğu gibi başarılı yönetimin de temelinde yatan istikrarı korumuştur. Bu değerin, Anayasaya göre HÖH'nin sayılan şu andaki çalışan hükümetin yönetim süresi için özel olarak şümulü vardır. Hükümet kurma hakkını kazanan bir güç olarak HÖH, Bulgaristan seçmenlerinin oylarını çok doğru okuyabildi ve üç partiden oluşan hükümetin konfigürasyonu olarak ifade edilen doğru siyasi çevirisini bulabildi. Gerçekleştirilmesini bekleyen reformların ağırlığını sadece bir partinin taşıması imkansızdı.
Avrupaya Entegrasyon yolunda ve Avrupa Birliğine üyeliği yıllarında Bulgaristan epeyce başarılar elde etti. Maalesef üyeliğinin üçüncü yılında Bulgaristan vatandaşları bunu henüz, Avrupa Birliğinin ortalama değerleri oranında vatandaşların gelirleri ve hayat seviyesinin maddileştirilen reel bir süreci olarak hissetmediler.
Reel entegrasyon formel olarak Avrupa Birliğine dahil edilme ile sona ermez, uzun süreli bir süreçtir ve Bulgaristan Cumhuriyetinin birkaç hükümetini angaje(ciddi şekilde meşgul) edecektir. Dolayısıyla HÖH'ne göre Bulgaristan devletinin güncelleşmiş stratejik hedefi, formel üyeliğin reel olarak pratik hayatta gerçekleşmesini sağlamak olmasıdır. Reel üyelik, Avrupa Birliğinin tüm kuruluşlarına tamamiyle etegre olmak ve milli çıkarların fiili savunulması demektir. Bulgaristan Cumhuriyeti, avro fonlarının kullanılmasından, kararların alınması sürecine tam olarak katılmaya dek, AB'ğine üyeliğin sağladığı tüm imkanlardan faydalanmalıdır. Bulgar vatandaşı hayatı ve gelirleri için Avrupa tarzında kendisini emin hissederse, o zaman ulusal çıkarlar da savunulmuş sayılır.
Ölçüleri ve derinliği açısından emsalsiz olan dünya finansal ve ekonomik krizi koşullarında Bulgaristan Cumhuriyeti kendi stratejik hedefine, ulusun maddi ve manevi potansiyelini seferber ederek ulaşabilir. Dolayısıyla, Bulgaristan hükümeti, uzlaşma veya hiç olmazsa geniş çapta yeterli muvafakat (sözbirliği) ile sağlanan reel entegrasyona ulaşma programını icra etmeye mecburdur. Bu da intikali tahmin eder ve gelişigüzel yapılan destruksiyonu ve rövanşizmi istisna eder, kovar.
Temmuz 2009 seçimlerinden sonra ülkeyi yönetecek olan hükümetin ekonomik ve finansman politikası, Bulgaristan Cumhuriyetinin Avrupa Birliğine reel üyeliği koşullarında, iki temelli ulusal hedeflere dayanmalıdır,tabi kalmalıdır.
- Global ekonomik ve finansal krizinden alınan ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçları minimize etmek.
- Kaçınılmaz negatif sonuçları daha sonraki gelişim için bir üstünlük olarak transformasyon ederek, krizden sonra ülke ekonomisini hızla kalkındırmak için gerekli ekonomik ve sosyal koşulların sağlanması.
Dünya krizin, ayrı ayrı ülkelerde ve bölgelerde hususi belirtileri bulunmaktadır ki onlar da somut ekonomi ve sosyal koşullardan kaynaklanır. Bu da üniversal klasik anti kriz tedbirlerinin bu koşullara somutlaştırılmaları ve adapte edilmelerini gerektirir.
1 Ocak 2007 tarihinde Bulgaristanın Avrupa Birliğine formel üyeliği gerçekleşmiştir. Fakat bu o kadar basit bir eylem değildir, bilakis tam olarak entegreye dek devam eden süreksiz bir süreçtir. HÖH bu sürecin iç bütünlüğünün sosyal proeksiyonu dışında başarılı olamaz kanısını ifade eder. Avrupa Birliğinin tüm kuruluşlarında tam entegrasyon Bulgaristan toplumunun içten parçalanması koşullarında gerçekleşemez. Bu prensipsel tez, dünya ekonomik krizi koşullarında çok özel bir güncellik kazanmıştır. Ondan (krizden) çıkış kenetlenmiş çabaları ve konsensüslü kararları gerektirir. Bunun siyasal eşdeğeri, geniş çaplı koalisyonlu yönetimdir. Onun büyüklüğü, Bulgaristan vatandaşlarının 5 Temmuz'da verdikleri oylarıyla ifade ettikleri beklentilerle örtüşmelidir. Sosyal gerilim üreten (getiren), aşırı milliyetçiler olduğu gibi totaliter döneminden residiflerin restore edilmesi düşünceleri de bunun dışındadır.
HÖH, ülkenin ulusal çıkarlarına aykırı olan tüm aşırı milliyetçilik belirtilerine, etkinliklerine tepki verecektir.
HÖH, amaçlarına ve veya yöntemlerine bakmaksızın, soya dönüş" sürecinin restore edilmesi deneylerine kesinlikle tepki verecektir. HÖH'ne göre, ümit ederiz kendilerini demokratik olarak tanıtan diğer partiler ve tüm medeni toplumun soya dönüş" sürecine ait ilgileri, sosyal subjektin demokratik kültürü ile ilgili esas bir kriterdir.Bu kriteri icra etmemek(ona riayet etmemek) siyasi güçlerden kimin de olsa idare,yönetim ile ilgili iddialarını önemsiz bırakır.
HÖH, bazı totaliter residiflerin dayanıklılığı bilincindedir ve kendi siyasal olgunluğunu genç siyasilerden oluşan yeni neslin güçlerini adı geçen resdiflere karşı doğal bir süzgeç olarak angaje etmekle açmaktadır.
HÖH'ne göre gençler sadece adresan, veya siyasetin objekti değillerdir, onlar onun yani siyasetin subjektleridir. Bizler gençlere ait siyaset yapmıyoruz, aslında bizler onların doğrudan katılımı ile siyaset yapıyoruz. HÖH bu konu ile ilgili anlamlı konsepsiyonu olan yegane bir partidir. HÖH'ti gençlik kolunun çok kalaba ve Avrupa Birliğinde en güçlü bir liberal gençlik örgütü olması tesadüf değildir.
Milliyetçiliğin ihtarı, kimlik prensipleri ile demokratik medeni topluma uyum arasındaki bilançoya dayanan etnik modelin fonksiyonel sisteminde bulunmaktadır. Bu bilanço sadece, modelle ilgili, onun bir an eylemi değil, modelin, ayrımcılığa izin vermeme ve siyasetler vasıtasıyla eşit imkanlar sağlamak için sürekli faaliyet göstermesi anlayışımızın bulunduğunda, değişmez olarak sağlanabilir. Burada medeni sektörün kuvvetlenmesi, sağlamlaşması çok önemlidir. Toleranslığa ait konsepsiyonun güncelleşmesi gerekmektedir. Bu da Bulgaristan toplumunda ve oradan Bulgaristan'ın da Avrupa Birliğinin tüm kuruluşları ile devamlı ve iade olunmaz bütünlülüğe ulaşması için bir şarttır.