Cuma günü Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Milletvekili Hüseyin Hafızov'un seçim propagandasının Anadili'nde yürütülmesiyle ilgili konuşmasının tartışması yapıldığı Meclis'te bugün HÖH Başkanı Lütfi Mestan, "Levski'nin Bulgarlar, Türkler, Yahudilerin aynı yasayı yerine getirip eşit haklara sahip olacağı vasiyetine uyacağız. Özgürlük Havarisi, daha o zaman etnik ve dini barışı sağlamayan bir ülkenin gelişemeyeceğini anlamış. O yıllarda Bulgaristan'ın Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içinde bulunduğu göz önüne getirilirse, bütün bunları söylemek için büyük ruh gücüne sahipmiş" dedi. HÖH Başkanı, "Bulgarlaştırma sürecinin bize verdiği acıyı güçlü bir devlet oluşturma iradesine dönüştürdük. Biz Levski'nin de vasiyet ettiği gibi eşit haklar için mücadele ediyoruz" diye belirtti. İfadesine göre Bulgar toplumundaki etnik ve dini farklılıklar bazı siyasetçiler tarafından geliştirmek için kaynak, zenginlik olarak değil de, milli çıkarları tehlikeye düşüren sorun, risk olarak kabul ediliyor" diye konuştu.
HÖH partisinin Bulgarlaştırma sürecine karşı bir tepki olarak kurulduğunu kaydeden Mestan, buna rağmen rövanşizm yolunda gitmektense daha ilk hareketiyle rövanşizme, bölünmeye hayır diyerek, birleşmeye evet dediğini söyledi. Dünyanın Bulgaristan etnik modelini demokratik toplumun en büyük başarısı olarak gösterdiğini ve bugüne kadar sadece siyasi araçlarla eşit haklara erişilmesi için mücadele ettiklerinin altını çizdi. Tek dilli, tek kültürlü ülkelerin olmadığına dikkat çeken HÖH Başkanı, çokdilliliğin, çok kültürlülüğün hemen hemen tüm devletlerde görüldüğünü söyledi. Bunu kabullenmenin ülkede etnik barışın sağlanmasına yardımcı olacağını, HÖH partisinin bu uğurda mücadele verdiğini, çünkü diğer yolun Bulgarlaştırma sürecine karşı bir yol olduğunu ifade etti. Bulgar ulusun tüm vatandaşlar tarafından oluşturulduğunu, etnik ve dini farklılıkların milli çıkarlara zarar verdiğini düşünenlerin ülkeden kovulması gerektiğini savundu. Mestan, "`Kimin hoşuna gitmezse, Anadolu'ya gitsin` sözünü sık sık duyuyoruz. Hiçbirimiz ne Anadolu'ya, ne de başka bir yere gitmeyeceğiz. Bulgaristan bizim vatanımız, çünkü biz burada doğduk. Farklılıklarımız bizim için sorun değil, zenginliktir" dedi.
HÖH Başkanı, "Mihail Mikov'un teklif ettiği deklarasyonu destekleyeceğiz. Etnik barışla ilgili mesele camilere yapılan saldırılardan, AB değerlerine aykırı fikirlerden kaynaklanıyor. Bütün bunların Bulgaristan'ın geçmişinde kalıp milli çıkarların kısıtlamalara değil, dengeye dayanarak savunulduğu bir devlet olacağımıza inanıyorum. Etnik barış, Bulgaristan'ın demokrasiye geçiş döneminin en büyük sermayesidir" diye sözlerini tamamladı.