Lütfi Mestan: Arnavutluk'ta 50 bin Bulgar milli azınlık da, biz Bulgaristan'daki 1 milyon Türk neyiz?



Pazartesi, 30 Ekim 2017

Lütfi Mestan: Arnavutluk'ta 50 bin Bulgar milli azınlık da, biz Bulgaristan'daki 1 milyon Türk neyiz?Azınlık politikalarında Bulgaristan Cumhuriyeti ve Arnavutluk Cumhuriyeti arasındaki ortak nokta şudur ki, iki devlet de Avrupa Konseyinin Ulusal Azınlıklarının Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesini imzalamış olmaları ve kabul etmiş olmalarıdır. Bulgaristan bu Sözleşmeyi 18 Şubat 1999 yılında, 38. Millet Meclisinde yasa ile kabul etti. Azınlık konusunda ortak noktalarımız buraya kadar. Gelelim farklılıklara.

Bulgaristan'dan farklı olarak, Arnavutluk Avrupa Konseyinin Ulusal Azınlıklarının Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesini sadece kabul etmekle kalmayarak, kendi ülke sınırları içerisinde Milli azınlıkların var oluşunu da kabul etti. Ve bunu azınlıklar için özel bir yasa ile yaptı. Bu yasa, 19 Ekim 2017 tarihinde oylamaya sunulmuş ve Arnavutluk Millet meclisinde 9 azınlık toplumunu ki bunların arasında Arnavutluk'ta bulunan Bulgar azınlık toplumu da yer almaktadır, teker teker ismen sayılmıştır.

Bu konudaki Bulgaristan siyasetinde uygulanan yöntem istikrarlı olamamaktadır, aksine sunidir. Bulgaristan bu sözleşmeyi imzalayıp onayladı, fakat yasa ile kabul edilmiş bu Sözleşmeden anlaşıldığı gibi Bulgaristan'da azınlık gruplarına dahil kişiler bulunmaktadır, fakat azınlıkların kendileri inkar edilmektedir. Bu sebepten olsa gerek ki, Anayasa'da etnik aidiyetten, etnik ve dini farklılıklardan bahsedilmekte, fakat Bulgaristan'ın kanun yapıcısı bu gruplara kesinlikle azınlık statüsünü vermeyi red etmekte. Bu klasik bir kibir içeren çifte standart politika yapma yöntemidir.

Arnavutluk'ta bulunan 50 bin Bulgar'ın etnik Milli azınlık statüsü var, lakin örneğin Bulgaristan'daki yaklaşık 1 Milyon Türkün Milli azınlık statüsü yok. O zaman biz neyiz?! ....... Sadece etnik, dini ve kültürel farklılığa sahip kişiler... Acaba bu farklılıkların kaliteli, hukuki azıklık statüsüne sahip olmaları için daha ne gerekmektedir? Cevap yok ... Ya da cevap daha da alaycıdır - basitçe sizi tanımıyoruz ... Fakat öyle veya böyle cevap verilecektir... Bu cevap bir mecburiyettir!

Bir azınlığın var olması hukuki bir mesele değildir, bu objektif bir gerçektir ve bu mesele hukuki reddin "inadından" daha yüksek durmaktadır. Yasa, bir azınlığın var oluşunu red etse bile, hatta bu red Anayasal olsa bile, bu azınlığın var oluşu gerçeğini yok edemez. Bu nedenle, 3 bin imza toplayarak Arnavutluk'taki var oluşunu kanun yapıcıyı ikna ederek kabul ettiren Bulgarların başarısıyla, haklı olarak övünen Bulgaristan siyasetçilerinin ve devlet adamlarının kendi bahçelerine de bakmalarında fayda var. Bakmaları gereken bu bahçede, Bulgarların yanı sıra yaklaşık 1 Milyon Türk, yüz binlerce Romen, on binlerce Ermenili ve diğer azınlık mensuplarına ait niceleri de yaşamaktadır ve bu kişiler de yurt dışında ( Arnavutluk, Sırbistan, Makedonya, Ukrayna, Moldova, Romanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti vs.) yaşayan Bulgarların beklentilerine eş değer olarak aynı şekilde hukuki ve Avrupai bir tanınmayı hak etmektedir.
Bu, Şikago'nun İllinois eyaletinde rahat bir şekilde oradaki Bulgar Milli azınlığı ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı için de geçerlidir, lakin etnik ve dini farklılıklara sahip kendi vatandaşlarına da bakma ve onları görme zamanı gelmiştir.

Tekrar edelim. Azınlık olarak tanınmamamız bizim azınlık olduğumuz gerçeğini yok edemez veya anca tanındıktan sonra azınlık olacağımızı da göstermez. Fakat inkar edilmek ve hukuki olarak statümüzün tanınmaması zararsız değildir. Bu bize uygulanan ayrımcılığın temelindedir, her geçen gün daha da derinleşen ayrımcılık politikasının temelindedir ve bu ayrımcılık şahsıma sürekli, ana dilimi kullandığımdan dolayı kesilen cezalarda ve bir türlü gerçekleşmeyen Avrupa standartlarına göre entegrasyonda kendini göstermektedir.

Farkındayım ki, yapmış olduğum bu açıklamaya karşı güçlü bir anti demokratik, ırkçı bir uğluma olacaktır: " Kabus! Mestan Milli Azınlık statüsü istiyor ".

EVET!
Evet istiyorum! Arnavutluk'taki Bulgar azınlığına hangi insani, manevi ve siyasi nedenlerle Milli azınlık statüsünün verilmesini istediysek, aynı nedenlerle istiyorum.
Aksi çifte standarttır. Aksi demokrasi taklididir ve iktidarda olan aşırı milliyetçilerin alkış tuttukları totaliter savaşçı ırkçı formun tekrar doğuşudur.
DOST bu konuda susmayacaktır, çünkü susmak suç ortaklığıdır.


DİĞER HABERLER


09 Aralık 2024