Bulgaristan Helsinki Komitesi (BHC) tarafından yapılan yazılı açıklamada Burgaz Bölge Mahkemesinin milletvekili olarak Meclis kürsüsünden yaptığı bir konuşmasında Romanlara yönelik nefret söyleminde bulunmasından dolayı Valeri Simeonov'u mahkum ettiği bildirildi. Mahkemede BHC tarafından temsil edilen Roman asıllı gazeteciler Kremena Budinova ve Ognyan İsaev, 2014 yılının Aralık ayında Romanlara karşı nefret içeren bu konuşmasından dolayı ülkede ırkçı ve aşırı milliyetçi tavırlarıyla bilinen Birleşik Vatanseverler Koalisyonu Eşbaşkanı Valeri Simeonov'u herhangi bir tazminat talep etmeksizin mahkemeye verdiler. Bu karar ilk derece bir mahkeme kararıdır ve ona karşı itiraz karşı itiraz edilebilir.
Mevcut hükümette Ekonomi ve Demografi Politikasından Sorumlu Başbakan Yardımcısı görevinde bulunan Valeri Simeonov, o zaman Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Roman etnisitesinin büyük bir kısmının kanunlara, kurallara ve davranış normlarına aykırı yaşadığı tartışmasız bir gerçektir. Onlar için kanunlar geçerli değildir, vergilerin ve harçların ne olduğunu bilmezler, elektrik ev su faturaları, sosyal güvenlik ve sağlık sigortasına gelince onlar herhangi bir yükümlülük ve sorumluluk taşımadığını ve ancak hak sahibi oldukları kanaatindeler. Onlar için hırsızlık ve soygunculuk yapmak bir geçinme kaynağına, kanunları çiğnemek-davranış normuna, çocuk doğurmak-devletin aleyhine kazançlı bir işe, çocuklara bakmak- reşit olmayanları dilenmeyi, fuhuş yapmayı, hırsızlık yapmayı ve uyuşturucu satmayı öğretmeye dönüşmüştür. Varlıklı Romanlar, Bulgar toplumunda yasal normlara tamamen ters düşen bir varoluş modeli dayatıyor. Bulgaristan etnik krize girme tehlikesiyle karşı karşıya. Birbirine zıt ve birbirini reddeden iki ayrı dünya karşı karşıya gelmiş durumda bu çileli vatanımızda. Biri fakirlerin dünyası, fakat hastalık ve fakirlikten dolayı kendini asarak intihar eden, hesaplarını kendi ödeyen emekliler ve diğeri de canavarlaşan hırsızlar, tacizciler, aylık çocuk ve sosyal yardım paralarını aldıktan sonra zil zurna sarhoşların dünyasıdır. Roman etnisitesinin bir kısmının devleti ve kanunları bozan bir etnisiteye dönüşmesinin nedenlerinin ne olduğu sorusunun cevabını bulmak kalıyor. Çünkü 25 yıl önce sosyalizm döneminde insanlar çalışıyorlardı, çocuklarını okula gönderiyorlardı, kamu mallarının edinilmesine katkıda bulunuyorlardı, şimdi ise insanlar, çalışmadan maaş isteyen, hasta olmadan hastalık yardımı isteyen, sokaklarda domuzlarla oynayan çocuklar için çocuk parası isteyen, sokak köpeklerinin içgüdüleriyle hareket eden kadınlar için annelik parası isteyen küstah, kendine güvenen ve canavara dönüşmüş insana benzer canlılara dönüşmüşlerdir. Bizim esmer yurttaşlarımızın istediklerini yapabilecekleri, istediklerini yapamaya izin verildiği ve herkesin onları beslemek, giydirmek ve ücretsiz tedavi ettirmek zorunda olduğu kanaati onlarda nasıl oluştu... Okuduğum deklarasyonda Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin (HÖH) herhangi bir yükümlülük taşımadan sadece ayrıcalıklara sahip olacağı sözünü vererek, Roman etnisitesinin tek temsilcisi olma hakkını gasp ettiğini kaydettim. Bir kısmı, tekrarlıyorum, bu etnisitenin bir kısmı 25 yıl önce çalışan, çocuklarını okula gönderen, kamu mallarının edinilmesine katkıda bulunan bir kısmı, şimdi birkaç leva çalmak için cinayet işlemeye hazır küstah, kendine güvenen ve canavara dönüşmüş insana benzer canlılara dönüşmüşlerdir".
Mahkeme kararına göre bu sözler Ayrımcılıktan Koruma Kanunu'na göre bir tür zorbalıktır, çünkü mahkemenin ifadelerine göre kişinin haysiyetinin zedelenmesine ve düşmanca, hor görücü, aşağılayıcı ve hakaret ortamı oluşturulmasına yol açıyor. Roman etnisitesine mensup her bir kişi bu sözlerden etkilenebilir ve kendini Roman olarak tanımlayan her bir temsilcisinin onurunu zedeleyici söylemler olarak kabul edilmesi için sözlerin tüm Roman topluluğuna yönelik olması gerekmez.
BHC Hukuk Programı Müdürü Avukat Margarita İlieva, "Bu karar iyi bir haber, mahkemenin kendisi için bir başarısıdır. Çünkü mahkeme şu anda en düşük seviyede ırkçı anlatıların egemen olduğu siyasi bir ortamda bağımsızlığını gösteriyor. Sosyalleşmemiz ve kültürsüz bir aşırı milliyetçi ve oportünist kişi olan davalı, Başbakan Yardımcısı makamındadır. Demokratik hukuk düzenini körükleyen onun siyasi oluşumu hükümet ortağı olarak meşrulaştırılmıştır" dedi.
Avukat İlieva'nın ifadelerine göre bu ırkçılığın güçlenmesi, hukukun üstünlüğü ile bağdaşmıyor. Sığınmacı avcılarını teşvik eden Boyko Borisov tarafından yıllarca yönetilen bir ülkede mahkemenin böyle karar vermesi iyi bir şeydir" diye kaydetti.
Simeonov, ihlali devam etmemeye ve ileride bu tür ihlallerden kendini alıkoymaya mahkum edildi. Bir süre önce Başbakan Yardımcısı'nın bu konuşması savcılığa da şikayet edilmişti, ancak savcılık olayı araştırmayı reddetmişti.