Birinci Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan sınırları içinde bulunan binlerce Rumelili genç Osmanlı Devleti'ni kurtarmak için, bu topraklarda bayrağın inmemesi, ezanın dinmemesi için gönüllü olarak Çanakkale'de Anadolulu kardeşlerinin yardımına koştu. Bu amansız savaşta on binlercesi şehit düştü. O şühedadan birisi de Koşukavak'a bağlı Sindelli köyünün Gazallar Mahallesi'nden Kara Yakup Hoca'nın oğlu Ömer di. Gitti, savaştı ve bir daha Yağbasan yamacındaki mahallesine dönemedi. Geride kalanlar aylarca, yıllarca, yaklaşık 90 yıl köyde hep şehitleri andılar durdular. Gelibolu Yarımadası'na gelip görmek, bir Fatiha okumak mümkün değildi, çünkü arada devlet sınırı vardı ki ne sınır-kuş olup ancak uçarak geçilebilen bir demir perdenin sınırı...
Ve yıl 1989... Ülkede Türklere karşı uygulanan zulme karşı direnişlere dayanamayan komünist parti iktidarı önce asileri sınır dışı etti, sonra da arzu eden yüz binlerce Bulgaristanlı Türk'e Türkiye'ye açılan kapıları açtı. Bu fırsattan Gazallarlılar da faydalanarak Türkiye Cumhuriyeti'ne sığınıp kendi yeni hayatlarını idame ettirmek için hayat mücadelesine başladılar. Türkiye'de yeni ev bark derken, bir yandan da Çanakkale'de şehitlerini andılar durdular.
Nihayet 26 Mayıs, 2008 tarihinde Bulgaristan'dan, Türkiye'nin İzmir, Bursa, İstanbul ve Gebze'ye yerleşmiş Gazallarlılar Gelibolu Yarımadası'nda Çanakkale savaşları şehitliklerinde bir araya geldiler. Kendilerinin bugün huzur ve güven içinde yaşayabilmeleri için canını, kanının akıtan şehit dedelerinin mezarı başında elleri göğe kalktı, dudaklardan Fatihalar okundu, daha sonra da hasret giderildi.