"Bulgaristan geleceğini ancak net bir gelişme yönüne sahip olduğunda yönetebilir. Brüksel karar vermez, biz veririz! Biz Brüksel'iz! Bunun tersi ise her şey için AB'yi suçlayan popülistlerin ve milliyetçilerin söylemine kapılmak anlamına geliyor. Evet, AB'nin kusurları var ama bugün değerleri koruyan, yüksek demokratik standartlar yaratan en iyi yer AB'dir. Ve biz de AB'nin gururlu üyeleriyiz," diyen İlhan Küçük, Sir Graham Watson'ın özel katılımıyla "Dünyada AB - bugün neredeyiz?" başlıklı kamuoyu tartışmasını açtı.
Küçük, AB'nin şu anda bir dönüm noktasında olduğunu vurguladı: “Bu 27 ülke içindeki reformların derinleştirilmesi yönünde devam etmek ya da genişleme politikasına biraz daha cesur bakmaktır. Ona göre bu, ne Birliğe sonradan katılan toplumlar için, ne de geleneksel olarak Avrupa değerlerini savunan toplumlar için kolay bir seçim değil. Bu, sert siyasi kararlar gerektiren bir seçim, ama aynı zamanda her şeyden önce ileri görüşlü bir politika gerektiriyor.” diye ifade etti.
Küçük, "Her ikisinin de olabileceğini her zaman savunduk; Birlik içinde reformların gerekli olduğunu, çünkü AB'nin vatandaşlarının beklentileri açısından etkisizliğini şimdiye kadar bir dizi krizde (gıda krizi, enerji krizi ve bunlarla birlikte gelecekle ilgili beklentiler) kanıtladığını savunduk. Bu AB'nin uluslararası ilişkilerde küresel anlamda önemli bir rol oynamasıdır. Birlik dış güçlere güvenemez, kendi bağımsızlığını inşa etmelidir.” dedi.
İzleyiciler önünde konuşan Küçük, Graham Watson'ın Bulgaristan'ın AB üyeliğini destekleyenler arasında yer aldığını ve Libya'daki Bulgar sağlık görevlilerinin kurtarılmasında önemli katkıları olan Avrupalı siyasetçilerden biri olduğunu vurgulayarak, Bulgaristan'ın AB üyesi olmadan önce bile Bulgaristan siyasetinin Avrupalı olmaya başladığını söyledi.
Avrupa Parlamentosu'nda uzun yıllar Avrupa Liberallerinin liderliğini yapmış olan Sir Graham Watson, etkinliğin özel konuğu olarak tartışmanın başında şunları söyledi, "Ukrayna'ya yönelik saldırıya nasıl tepki vereceğimiz Avrupa'nın geleceğini belirleyebilir. Avrupalılar olarak zamanımızın en büyük meydan okuması budur. Ve bizim en büyük görevimiz değerlerimizi ve Avrupa vizyonumuzu savunmaktır, çünkü bu yıl yükselen popülizm karşısında belki de en zor seçimlerle karşı karşıya kalacağız."
Sir Graham Watson 1990'ların başında, o zamanlar çok genç bir parti olan HÖH'nin Bulgaristan'ın Varşova Paktı'ndan ayrılması gerektiği konusunda ısrar ettiğini hatırlattı. Yıllar içinde aynı parti, Bulgaristan'ın AB ve NATO üyeliğinin yol gösterici olması gerektiğini savunmuş, hatta bu hedef Bulgaristan anayasasında da yer almıştır. HÖH'nin ülkenin kalkınmasında büyük ve önemli bir rol oynadığı konusunda kararlıydı.
Graham Watson dinleyicilere şunları söyledi: “Sonuçta, benim geldiğim Avrupa'nın en kuzeybatısından Bulgaristan'ın en güneydoğusuna kadar insanlar aynı şeyi istiyor: okullarda çocuklarımıza eleştirel düşünmenin öğretilmesini, yaşlılarımızın ihtiyaç duydukları sağlık hizmetini almasını, mahkemelerimizin adil bir şekilde karar vermesini."
Avrupalı politikacının özel katılımıyla gerçekleşen tartışma büyük ilgi uyandırdı. Etkinliğe büyükelçiler, diplomatlar, milletvekilleri, belediye başkanları ve HÖH'den gençler katıldı.