KIRCAALİ YENİ BÖLGE MÜFTÜSÜ ŞABANALİ AHMED:YENİ NESİLİ CAMİLERDE GÖRMEK EN BÜYÜK ARZUM



Salı, 05 Eylül 2006

KIRCAALİ YENİ BÖLGE MÜFTÜSÜ ŞABANALİ AHMED:YENİ NESİLİ CAMİLERDE GÖRMEK EN BÜYÜK ARZUM-SN. ŞABANALİ AHMED, SİZ KIRCAALİ'NİN 18 TEMMUZ 2006 YILINDAN İTİBAREN BÖLGE MÜFTÜSÜ GÖREVİNE ATANDINIZ. KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

-Ben 3 Haziran 1978 yılında Çernooçene' de dünyaya gelmişim. Liseyi Mestanlı İmam Hatip okulunda ikmal ettikten sonra devlet borcumu ödedim, yani askerlik görevimi yaptım. 1999 yılında yurtdışı Ürdün'de 1 yıl arapça eğtim gördüm. Ondan sonra da Türkiye' ye gittim orada 1 yıl Türkçe hazırlık gördükten sonra 2001 yılında Konya' da bulunan Selçuk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesine kayıt yaptırdım. Oradan da 2005 yılında mezun oldum. 10 Ocak 2006 yılında bu göreve atanıncaya kadar Haskovo Bölge Müftü yardımcılığı görevinde bulundum, yedi ay boyunca. Evliyim ve şu anda da Kırcaali bölge Müftülüğü V. /Vekâleten/ görevindeyim.

-KIRCAALİ MÜFTÜLÜĞÜNE GELDİĞİNİZDE NE GİBİ SORUNLARLA KARŞILAŞTINIZ?

-En büyük sorunlardan biri uzun zamandır bölgede çalışmalar yapılmaması, yani durgun bir bölge. Biliyorsunuz Kırcaali Müftülüğü en büyük Müftülük Bulgaristan'da - 306 tane encümenliği var. Bölge Müftüsü olan Fikri Salih bey sağlık sorunlarından dolayı pek yetişememiş. Şu anda Kırcaali bölgesinde bulunan encümenlerle görüşüyor sorunlara çözüm yolu arıyoruz. Özellikle bu yaz çalışmalarımız başarılıydı. Bölgede 50 cıvarında kuran kursları düzenlendi. Bu yıllardır yapılmıyordu. Sevindirici bir olay da bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı resmi devlet okullarında din dersleri okutmamıza müsade etti, ancak talep olursa böyle dersler olacak. Seçmeli ders olarak okutulacağı için bize büyük görev düşüyor, yani din derslerini seçmeleri için ebeveynlerle görüşüp, konuşmak ve ikna etmek gibi. Maalesef, bölgede hiçbir yerde din dersleri okutulmuyor, ama biz elimizden gelen çaba ve gayreti göstererek inşallah seneye olumlu sonuç alacağız. Gelecek Eğitim Öğretim yılında birkaç okulda faaliyete başlarsak, bu demek ki temel atılmış olacak.

-BENİM DİKKATİMİ ÇEKEN BİRŞEY VAR, O DA CAMİYE GELENLERİN ÇOĞU YAŞLILARDAN OLUŞMASI. SİZ BUNU NASIL AÇIKLIYORSUNUZ?

-İlk etapta bu gençlerin bilgisizliğinden ve bilmek istemediklerinden kaynaklanıyor. Bunu şöyle açıklayabiliriz, meselâ gençler anne babalarından 40-50 yaşlarında namaz kıldıklarını görüyorlar veya camiye giderken görmüş. "Ben o yaşa geleğim, ben de yaparım." - düşüncesiyle algılıyor meseleği çoğu gençler. Önceden gördüklerini pratiğe uygulamaya çalışıyorlar. Dinin, inancın yaşı, sınırı yoktur. Bazıları 60 yaşına girdiğimizde kılarız diyorlar, fakat 60 yaşına girebileceğinin garantisi var mı? Gençlerimiz biraz daha fazla ilgilenmeleri gerekiyor, fakat biraz bizde de ihmalkârlık var. Zamanında biz de bilmiyorduk. Aynı toplumunun içinde, aynı statüde geliştik, fakat bu işlerle / diyanet işleriyle/ daha erken tanıştık. Maalesef insanlarda şöyle bir anlayış var: "Hoca toplumla fazla ilişkisi olmayan, toplumdan soyutlanmış, işte camiye giden, kendi işine bakan, ondan sonra efendim ne doktor olur, ne mühendis olur, ne de siyasetçi olur." Hiçbiri olmaz. Biz anne babalarımızdan sınırlı bilgiler ediniyoruz: mevlit okumak, namaz kılmak, aptest almak. Yani hocalarımız bize haramı, helâli öğretebilecek seviyede değiller, çünkü kendilerinin bilgileri okadar. Aslında gençlerimiz herbir konuda bilgi edinebilirler, çünkü artık eskisi gibi sadece Bulgaristan'da kalmak zorunda değiller. Türkiye'ye ve başka ülkelere çıkabiliyorlar. Orada değişik düşünce stilleri görüyorlar. Gençlerimize dini açıdan çözüm sunmalıyız. Eğer bu çözümü sunabiliyorsak, yani bu din senin bu günkü yaşadığın hayat standartına cevap verebiliyor, geçişmiyor, bir geçişme noktası yok diyebiliyorsak bence bu yeterli. Amacımız bütün gençlere devamlı namaz kıldırmak değil. Dini konularda bilinçlendirmeliğiz.

-SON GÜNLERDE AŞIRI MİLLİYETÇİ PARTİ "ATAKA" BİZE VE DİNİMİZE KARŞI TAVIR TAKINDI. ÖRNEĞİN CAMİLERDE HOPARLÖRLERİN KISILMASI... SİZCE BUNLARIN AMACI NE?

-Bence onlar birşey yapamazlar. Şöyle birşey yapamazlar, yani yapılacak birşey yok ortada. Aslında caminin hoparlörleri kısılmadı, sadece kısıldı diye lâf çıktı ortaya. Herşey Sofya'da başladı, arkadaşlar kanunen mücadele ettiler ve ezan seslerinin kısılmasına müsade etmediler. Bence bütün bunlar bir siyaset. Çıkarsın karşı tarafın üstüne yürürsün. Aynı zamanda kendi tarafındaki insanların gözünde reytingin artar. Siyasi bir destek depolarlar. Yani bulgar milliyetçilerinin önünde: "Bak işte Müslümanların şununu kısıtladık, onunu kısıtladık, yarın iktidara gelirsek çok daha fazlasını yapacağız". Bu siyasi bir doping oluyor. Aslında ezanın birisini rahatsız ettiği veya ezanla alıp veremediği olduğundan değil.

-SİZCE SİYASETLE DİN BİRBİRİNE KARIŞTIRILMALI MI?

-Siyasetle dini karıştırmak şöyle olur. Bulgaristan'da yaklaşık iki milyon Müslüman yaşadığı söyleniyor. Bizim siyasetle işimiz yok. Bize anayasanın müsade ettiği çerçevede dini açıdan iş yapıyoruz, ama onlar /milliyetçiler/ kendi siyasetlerini din üzerine yaparlarsa burada bizim yapabileceğimiz birşey kalmıyor. Onlar ister istemez kendilerine birnevi güçlerini daha fazla arttırabilmek için din üzerine siyaset yapıyorlar. Zamanında komunizim ayrıydı. Hiçbir dine karışmıyor, taraf olmuyordu. "ATAKA" nın amacı sırf kendi sempatizanlarını biraz daha galiyana getirerek destek aradıklarını düşünüyorum. O, bu camiye saldırmalarının hiçbir anlamı yok. Normalde bir kiliseye saldırılsa bile biz kınıyoruz, çünkü onlar da kendi inançlarına göre yaşamaya çalışan bir toplum. 1990 yılında bu yana ezanlar açık. Bu güne kadar ne Sofya'da, ne de başka yerde ezan sesi kimseyi rahatsız etmedi de 2006 senesinde mi başladı bu rahatsızlık?!

-KIRCAALİ BÖLGESİNDE YENİ CAMİLER İNŞA EDİLİYOR MU?

-Kırcaali bölgesinde dört caminin yapılması planlanıyordu, fakat sadece şu an ikisini yapımı başladı. Onlar da Perperek ve Gledka'da. Sanırım daha bilmediğimiz birçok köyde camiler inşa ediliyor.

-HAYATIMIZDA İSLÂM DİNİN ROLÜ HAKKINDA NE SÖYLEYEBİLİRSİNİZ?

-Gece gündüz, 24 saat çalışarak halkımıza birşey sunmak istiyoruz. Dinimizi, kültürümüzü toplumumuz özdeğerlerimizi tanısınlar, bilsinler. Şöyle bir örnek vereyim: "Bir insan hakikaten dindar ise polise de gerek yoktur, çünkü her kişinin üzerine polis dikilemez. Vicdanı kendisine polislik ediyorsa o toplum huzurlu olur. Toplumu oluşturan nedir? Ailedir! Ailenin içine sokacaksınız ki bu dini veya tanıştıracaksınız bu dinle. O insanlar kendi hayatlarını o doğrultuda, o çerçevede yaşasınlar. Hem devletine, hem milletine yararlı olsunlar. Bizim amacımız bizim düşüncemiz bu.

-KIRCAALİ BÖLGESİNDE YAŞAYAN TÜRKLERİN BAĞIMSIZ İNTERNET SİTESİNİ NASIL BULDUNUZ?

-Sitenizi geçen hafta keşfettim, inceledim ve çok beğendim. Güncel haberlerin olması hoşuma gitti. Sanırım siteyi hep birlikte daha yaygınlaştırırsak daha çok Türk halkı bundan yararlanabilcek. Yani bilsinler böyle bir site olduğunu. Şöyle birşey var insanların çoğu Türkiye'de Bulgaristan'ı takip edecek site çok az sayıda bulabiliyorlar. Siteyi kuranlara tebrik eder çalışmalarında daha bol başarılar dilerim.


DİĞER HABERLER