Orta Rodop'larda bulunan Smolyan, oldukça büyük bir şehirdir. Onun "Kaptaj" adıyla bilinen yukarı mahallesinde dördümlü bir türbe binası var. İçindeki mezarların taşlarında Şeyh Üsein -1385 ve eşi Eiva /Havva/ 1380 tarihlerinde vefat ettikleri yazılıdır...
Kim bunlar? Nereliler? Ne yapmışlar? Hiç kuşku yoktur ki, bu büyük şahıslar İslam dini ile ilgilidir. O halde bir soru ile baş başa kalıyoruz: Müslümanlık hangi asırlarda Balkanların bu coğrafyasına, Rodoplar'a gelmiş, oturmuş ve ebediyete kadar sürecek kökler salmıştır? İşte bu yatırların burada bulunması, bu sorumuza doğru yanıt ararken bize çok önemli ipuçları vermektedir. Aradan bunca yıllar geçmiş, köprü altından nice sular akmış... Mezarlar hala öylece yeni mi yeni! Kim bunları bu güne kadar korumuş, hizmet etmiş?
Bulgaristan tarihlerinde bu konuyla ilgili sağlıklı bir bilgiye ulaşmak, hemen hemen imkânsızdır. Zaten bu tarih kitapları, büyük ölçüde 1878'den itibaren Rusların direktifleri ile kaleme alınmıştır. Komünistlerin döneminde de hiçbir şey değişmemiş, hatta basmakalıp tarih yapma çabaları kat kat artmıştır. Bu iki mezar, belirli kesimlerce küçümsense de, birçok tarihi olaylara ışık tutmaktadır. Bir dikkat edelim: Mezar taşları,1380'li yılları dile getirmektedir. Bu, yüce İslam dininin, İslam anlayışı ve fikrinin bu topraklarda o yıllarda yaygınlaştığına kesin bir delil değil midir? Hala resmi Bulgaristan tarihlerinde Rodoplar'da İslam dininin yayılışı zorbalığa, askeri güce dayandırılmaktadır. Ve onlara göre bu 1666 ve 1670'li yılları arasında gerçekleşmişmiş! .Batı Avrupa ve bazı Bulgar tarihçilerinin eserlerinde şu bilgilere rastlıyoruz:
" Kuman kabileleri, Terter hanlığı 1065 yılından 1323 yılına kadar Koca Balkan'dan Ak denize kadar devlet kurmuştur. Demek ki, bu devlet 258 senelik bir varlığa sahiptir"
"Tatar hanı Berke, 1263 yılında Batı Karadenizi, Trakya'yı Meriç nehrini ve Dedeağaç"a kadar olan toprakları feth etmiş"
"Han Nogay,1280 yılında Doğu Avrupa'yı ta Karadeniz'e kadar hâkimiyeti altına almıştır.
Rodop'ların meşhur Madan şehrindeki cami mezarlığında bir taşta şu yazıyı okuyoruz: "Hacı Hasan Ruhicun 254 Hicri yılında vefat etmiş"/yoksa 870 yılı Hristiyan takvimine göre/
",Kırcaali'nin Gorna Krepost köyündeki türbeye göre, Hızır Baba, 474 yılından bu topraklara yerleşip 550 yılında vefat etmiş"
Arap tarihçisi Fadl,"İdil Seyahatnamesi"adlı kitabında bize son derece ilginç bilgiler sunmaktadır. Volga dolaylarında hükümdarlığını sürdüren Bolgar Hanı Almuş,920 yılında Abassi hükümdarına, kendi halkına İslam dinini benimsetmek için bir ulema heyetini göndermesini talep etmiştir... Vs.
Bu günkü Bulgaristan topraklarında hala ayakta durmaya çalışan Müslüman kültürüne ilişkin anıtlar konusunda dikkat arz edecek araştırmalar yapılmamış dersek yanılmayız.
Hatta araştırmaları bir yana bırakalım. İslam anlayışı ve kültürü ile ilgili eserler,130 yıldır korkunç bir katliam yaşamaktadır. Bundan yıllar önce mesai arkadaşlarımla Plevne'deki "Panorama" abidesini ziyaretimiz sırasında duvarda asılı, o yıllara ait bir tabloya bakışlarım mıhlanıvermişti. Bu tarihi şehirde ne kadar camii olduğunu tespit edemedim ama onyedi minare saydım...
Smolyan türbesinin de başına gelenleri aktarmaya çalışalım. Şükür Allah'ımıza, onu bugüne kadar kem ellerden korumuş.1954 senesinde Bulgar milliyetçileri, türbeyi ortadan kaldırmak için üç işçi gönderirler. Güneşli bir gün imiş. Havadan gökten şimşekler bir biri arkaya,o siyah bulutlar,o gök gürlemeleri. İşçilerin üçü de kendilerini yerde bulmuşlar.Aradan bir hafta mı geçmiş,bir ay mı vakitsiz ecelleri de duyulmuş.Bir de Dropço isminde cahil adamcağız gider mezarları sarar örter.Aynı şahız ihtiyarladığı zaman ağır bir hastalık geçirir.Sürekli su sözleri söyler:"Aleykum selam Hoca efendim.Hoş geldiniz.Şunlar mı cennetin anahtarları ,vermeyin bana,ben cahilim.."
Türbe civarında oturanlar, her zaman hayatlarından memnun olmuşlardır.Onlar Pomak Türkleridir.Bayramlarda kurbanlar kesilir, dualar okunur, akşam sabah testiler su ile doldurulur.Ama testiler kimse görmeden boşanır, havlılar yaşarır,sanki türbenin sahipleri aptes almışlardır.Onlara göre Şeyh ve eşi Allah'ın evliyalarıdır.Bu kişiler ömür boyu insanlara saygı saymış, yardım ellerini uzatmışlardır.Ve bu gün de onların türbesi hala hastaları savdırır güçlükleri yenmede kendilerine yardımcı olurlar.Allah'ına inanan her insan az ve ya çok onlardan sevap bulmuştur.
Türbe Şeyh Üsein ve hanımı, hala yerli yerinde, küçücük bir dördümlü binacık. Kapının anahtarı da solda tahta altına. Herkes, Müslümanlı, Hıristiyan'ı buraya girebilir. Ancak şu sözleri söylemeyi unutmamalı:
- Selamün aleyküm - derken, yanıtını da kendi vermeli - aleyküm selam!
Duasını okusun, Allah'tan af dilesin. Sonra gerisi geriye adım atarak dönsün:
- Hoşça kalın Evliyalar!
Smolyan türbesinin tarihi böyledir. Bu Rodoplar'da bütün türbeler için geçerlidir.