TATAR İZLERİ RODOPLAR'DAN SİLİNDİ Mİ? ÇELİKLİ KÖYÜNDEN YÜZ SÖZCÜK



Pazartesi, 06 Ağustos 2007

TATAR İZLERİ RODOPLAR'DAN SİLİNDİ Mİ?   ÇELİKLİ  KÖYÜNDEN YÜZ  SÖZCÜKOrta Rodoplar'da olduğunuz halde, Devin'den Kriçim'e doğru Vıça boyunca yol alırken Srebırnitsa mevkiine geldiğinizde, başınızı kaldırıp sola bakın. Burunun üzerinden yamaçlara sarkmış birkaç ev göreceksiniz. Bu evler, yeni adı Stomanovo, eski adı Çelikli diye alınan köye aittir. Bu köy, açık bir burun üzerinde yer alarak balta girmemiş, bakir ormanlara komşuluk etmektedir.
Doğuya doğru bir göz atacak olursanız, ard arda birbirilerine göğüs ve omuz vermiş bir sıra dağlar, tepeler karşınıza çıkacaktır: ilk başlarda birçoğumuzun bildiği Persenk, Modır, Perelik, Pereliytsa ve büyük Perelik /Çiplak burun/, bakışlarımızı biraz batıya kaydıracak olursak, Irsız tepe, Tuzla, Şeytan köprü, Avanlı vb. Yerlerin doyumu olmayan görüntülerine tanık oluruz.
Stomanovo, oldukça yeni bir yerleşim yeri sayılır. Edindiğimiz bilgilere göre, bu köy Osmanlı- Rus Savaşı 1877-1878 tarihinden sonra kurulmuştur. Köy sakinleri, 30-40 kilometre mesafede bulunan Avanlı, Köşk ve Sarla istikametinde bulunan Yeni Mahalle, Fotinovo köylerinden gelmişlerdir. Çelikli'ye dört Türk sülalesi geliyor ve bunları takiben, şu aşağıdaki manzara oluşuyor:
Yeni Mahalle'den 28, Fotinovo'dan 11, Fortsova'dan 3, Küçükköy'den 3, Dermendere'den 2, Ankara'dan 1, Mihalkovo'dan 1 olarak ortaya çıkmaktadır. Pomaklara gelince, şöyle bir tablo ile karşılaşıyoruz: Barutinli 2, Lâskovalı 2, Breze, Devin, Zmeitsa, Selça ve Nedelino gibi Rodop köylerinden birer hane geldiği saplanmıştır.
Köy, bu şekilde ortaya çıkmasından itibaren tüm sakinlerini konuştuğu, aralarında anlaştığı dil de herzaman Türkçe olmuştur. bugün halâ hayatta olan yetmiş veya seksenin üzerindeki yaşlılar, Zümbül Nine, Züber Ali, Diko Alibaz gibi bu köylerden gelmiş olan kimselerin her zaman Türkçe konuştuklarını doğrulamaktadırlar. Halen seksendört yaşında olan Fatma Ocak, Zümbül Nine'nin kusursuz bir Türkçe konuştuğuna canlı bir tanıktır.
Stomatovo köyünde konuşulan bugünkü Türkçe, birtakım ağız özellikleriyle Bulgaristan'ın değişik yerlerinde konuşulan Türkçe'nin ağız özelliklerinden bir çok ayrıcalıklar taşımaktadır. Halen oldukça büyük bir topluluk halinde yaşamlarını sürdüren ne Doğu Rodop Türkleri ile, ne de Deliorman veya Dobruca Türkleri ile yakınlıkları vardır.
Bilindiği gibi dilbilimcileri, Türkçe'yi iki büyük kola ayırmaktalar: Kıpçak ve Oğuz kolu. Çelikli ağızı hangi kola mensubtur?
Bugüne kadar yapmış olduğumuz gözlemler, araştırmalar gösteriyor ki, Çelikli köyünde konuşulan Türkçe, Kıpçak grubuna daha büyük eğilim göstermektedir. Bundan başka gerek leksi, gerek fonetik özellikleri bakımından Çelikli ağızı, yeni Mahalle ve Fotinovo köylerinde konuşulan Türkçe ile büyük yakınlık arzetmektedir.
Öte yandan, aynı coğrafi alanı paylaşmalarına rağmen, Gövren, Grohotno ve Borino köylerinde konuşulan Türkçe ile Çelikli Türkçesi arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır.
Çelikli ağızının Kıpçak Dil grubunun birçok özelliklerini taşıdığını örneklerle saplamadan önce, genel hatlarıyle bu iki konu birbirinden ayıran farklara bir göz atalım:

Oğuz kolu:

a) Birçok hallerde sözcüklerin başında ve sonunda "k"nin yumuşayıp "ğ"ye dönüşmesi. Örnekler: koyun=goyun, kardeş=gardeş, kalmak=galmak vb., oynamak=oynamag, aldık=aldıg, vermek=vermeg vb.
b) Ünsüz uyumu kuralına kesinlikle uyum sağlanır. Örnekler: Ördekler, ormancı, yılan vb.
c) Eylemlerin mastar biçimini gösteren ek, "mak" ve "mek" olarak karşımıza çıkar. Örnekler: gitmek, götmek, okumak, konuşmak, söylemek vb.
d) Türkçe sözcüklerde ikinci ve daha sonraki hecelerde "ö", "o" ünsüzlerine rastlanmaz.
e) Soru ekinin dört biçimi kullanılır: "mı", "mi", "mu", "mü"? Örnekler: Aldın mı? Geldin mi? Buldun mu? Gördün mü? vb.

Kıpçak kolu:

a) Birçok hallerde sözcüklerin başındaki "g", "d" yumuşak sessizleri, sertleşirler. Örnek: dam=tam, dil=til, dalak=talak, gelın=kelin vb.
b) Eylemlerin mastar şekilleri genellikle "ıv","iv","uv","üv" olarak görülür. Örnek: Kazak Türkçesinde "avıruv" /acımak/, "söylay" Tatarca /demek/, "jılınuv" Kazakça /ısınmak/...
c) Ünlü uyumu kuralı geçersizdir. Örnekler: evlenmek /öylanıv/, etmek /etmak/, kızmak /kızişmak/ vb.
d) Sözcüklerin ikinci ve daha sonra gelen hecelerinde "ö", "o" ünlülerine sık rastlanır. Örnekler: nöbet /nöböt/, orta /orto/, doğal /toyğon/ vb.
e) Soru ekinin genelde iki biçimine rastlanır. Örnek: Kaldı mi? Oldu mi? Var mi?

Genel hatlarıyle bu iki kolun kendilerine özgün özelliklerine kısaca bir göz attıktan sonra bu kollara giren Başkurt, kazak, Özbek, Tatar, Uygur lehçelerinin alt gruplarına da rastlamak gayet doğaldır.
Bulgaristan'ın değişik bölgelerinde konuşulan Türkçe'yi, "Bulgaristan Türkçesi" yahut "Balakan Türkçesi" olarak tanımlamak asla gerçekleri yansıtmaz. Öyle ki, Bulgaristan'daki Türkçe'nin ortaya çıkışında hangi faktörler ağır basmıştır? Ayrı ayrı yörelerin Türk ağızlarını daha ayrıntılı ve derinlemesine incelediğimizde, çok ilginç bilgilere ulaşacağımızda hiç kuşku duyulmamalıdır. Bu bilgiler, Bulgaristan tarihine de ışık tutacağına inanmaktayız.
Bulgaristan hudutları içerisinde konuşulan Türkçe'nin biçimlenmesinde, Kuman ve Peçenek ağızlarının ağırlıklı olarak etkisi olduğu, araştırmalarımız sonucu kendini hissettirmektedir. Bu arada bir beş yüzyıl süren Osmanlı hakimiyeti döneminde, resmi devlet dili olan Osmanlıca'nın etkisi de asla küçümsenemez. Bundan başka Rodop havzasında başlıca ekonomik koşullar yüzünden uzun yıllar varlıklarını sürdüren Yürükler, bu yörelerin diline, folklor ve yer adlarına damgalarını vurmuşlardır. Bu bölgede Pomaklar'ın ve Bulgarlar'ın etkileri de gözardı edilemez.
Çelikli/Stomanovo/, Fotinovo ve Yeni Mahalle /Nova Mahala/ ağızları üzerinde yukarıda sözünü ettiğimiz faktörlerin etkisini açıklamaya çalışalım:
a) Sözcüklerin başında "h","v","y" ünsüzlerinin kullanılmaması,iptal edilmesi.
Örnekler: hava= ava, haber=aber, hasta=asta, vurmak=urmak, yılan=ilan, yumuşak=imışak, yıpranmak= ipranmak vb. Sözcüklerin başında bu ünsüzlerin kullanılmaması, tatar ve Özbek lehçelerinde de sıkça görülen bir dil olayıdır.
b) "O", "Ö", "Ü", "E" ünlüleriyle başlayan bazı sözcüklere "y" ünsüzünün getirildiği görülür. Örnekler: Öküz= yöküz, üzüm= yüzüm, omuz= yomuz, el= yel vb. Bu dil özelliklerine Başkurt, Tatar, Kazak lehçelerinde rastlanmaktadır. Hatta bundan bin yıl önce yazılmış olan Kaşgarlı Mahmut'un "Divanı Lügatit Türk" sözlüğünde, dahi yukarıda verdiğimiz örnekleri bulabiliriz.
c) Sözcüklerin başında "ö" nün "ü" ye, "o" nun "u" ya dönüşmesi. Örnekler: Öküz= üküz, öğütmek= üğütmek, ona= una / "o" kişi zamiri Yönelme dururmunda/, orak= urak.
Bu dil özelliklerini Tatar, Başkurt ve Özbek lehçelerinde bulmak mümkündür.
d) Sözcüklerin başında "e" ünlüsünün "i" ünlüsüne dönüşmesi. Örnekler: Eski= iski, eğri= iğri, esirlik= isirlik vb.
Bu dil özelliklerine yine Başkurt ve Özbek Türkçelerinde rastlıyoruz.
e)Soru ekinin sadece "mı?" ve "mi?" biçimlerinin kullanılması. Örnekler: Gördü mi? Aldı mi? Korktu mi? vb. Bu özellikler Tatarca ve Başkurtça'da da vardır.
f) Şimdiki zaman yerine, Geniş zamanın kullanımı çok yaygındır. Örnekler: Alırım, bilirim, görürüm, alırız, gelirler vb. Bu Eylemin geniş ölçüde kullanımına Tatarca'da da karşılaşırız.
Buraya kadar saydığımız özelliklere yanısıra, Tatar lehçesine yakınlık gösteren çoğul eklerinin değişik biçimleri de gözardı edemeyiz: "lar, ler, nar, ner" vb. gibi.
Görülen o ki, Çelikli ağızı, Türk dillerinden Kıpçak grubu ile en az bir mesafede bulunmaktadır. Bu arada Orta Rodoplar'a coğrafi bakımından da komşu olan ve yıllarca dirsek temasların sağlandığı Doğu Rodop halkının konuştuğu dil, Oğuz kolunun hemen hemen tüm özelliklerini taşımaktadır. Doğu Rodop Türk ağızları, geniş alanlara yayılan Anadolu ağızlarından çok az farklılıklar gösteriri.
Biz, keyfi olarak yüz sözcük üzerinde durduk ki, bu sözcükler Çelikli köyünde kullanılmaktadır. Bu sözcükleri veya karşılıklarını, yedibin sözcüğü içeren Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğünde aradık. Bu Sözlük'te, Türkiye Türkçesi ile sırasıyle Azerbaycan, Başkurt, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar; Türkmen, Uygur Türkçeleri karşılaştırılmaktadır. Bu yüz sözcüğün karşılıklarını oran olarak ayrı ayrı Türkçelerde şöyle değerlendirdik: %64 Tatarca, %48 Başkurtça, %29 Kazakça, %23 Kırgızça, %12 Azarbaycanca ve %12 Türkmence'dir.
Tarih sayfalarını karıştıracak olursak Balkanlar'da daha da somut olarak Bulgaristan topraklarında çok ciddi bir Tatar, Kuman ya da Kıpçak varlığına tanık oluruz.Bu Türk soylu insan toplulukları, değişik nedenlerle Avrupa içlerine ve Balkanlar'a ,Eski ,Protobulgarlarla aynı zamanda ya da onlardan önce geldikleri bilinen gerçekler arasındadır. İkinci Bulgar Krallığı Kuman soylu güçler tarafından kurulmuş ve yaşatılmıştır. Tatar gruplarının V.yüzyıldan tutup VII.yüzyıla kadar Preslav ve Tırnovo hanedanlıklarında izler bıraktığı da bilinir. Adından da anlaşılacağı üzere, 1450'lili yıllarda Tatarlar, Pazarcık kentini kurmuşlardır. Bundan başka Tatarlar daha doğrusu Kumanlar, Balkanlar'da devlet kurmuş olan Islavlar ve Bizanslar tarafından duşmanlarına karşı askeri güç olarak kullanılmışlardır. Değişik iktidarlarda Tatarların Balkanlardaki görevleri saymakla bitmez.
Balkanlar'da Tatarların izleri tamamıyle mi ortadan kalkmış? Hele Tatarpazarcık ve civarlarında onlarla ilgili herşey silinip tarihin karanlıklarına mı gömülmüş?
Osmanlı arşivlerinde bu yörenin dili ve folklörü hakkında bilgiler son derce kısıtlıdır.Bir sıra politik ve psikolojik nedenlerden dolayı, Bulgar bilim adamları da bu konulara pek yanaşmamışlardır.
Bizim elde etmiş ve okuyucularla paylaşma cesaretini gösterdiğimiz sonuçları, Orta Rodoplar'da yer alan ve adacıklar görünümündeki Çelikli, Yeni Mahalle, Fotinovo ve biraz güneyde Devin yöresinde bulunan Gövren, Grohotno ve Karabulak Türk köylerinde yaptığımız folklor ve kısıtlı dil araştırmalarına dayandırmaktayız. Bundan başka bu yöre ve Bulgaristan tarihi ile ilgili geniş çaplı araştırmaları olan İvan Batakliyev,Konstantin İreçek,Stefan Zahariyev,Petır Yapov,Rositsa Gradeva,Svetlana İvanova,Hüseyin Memişoğlu,Hayriye S.Yenisoy vb.eserlerinden de yararlandık.
Bundan başka yukarıda da belirttiğimiz gibi T.C. Kültür Bakanlığı 1991 Ankara imzalı Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü,Mefküre Mollova'nın yayınlamış olduğu Doğu Rodop Türk Ağızları Sözlüğü,Kaşgarlı Mahmut'un Divanı Lügatit Türk eserleri de başvurduğumuz kaynaklar arasındadır.
Bu yazımızda Çelikli köyünde kullanılıp Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü'nde de yer alan yüz sözcükten birkaç örnek sunuyoruz:

Ava_/hava/=Kazakça'da "ava" ve "ave" olarak karşımıza çıkar.
Alva/helva/=Kazakça'da "aluva"
Aydi/haydi/=Başkurtça'da "ayde"
Bale/böyle/=Azerbaycanca'da"bele"
Boyda/buğday/=Başkurtça'da "boyzay"
Böçü/umacı/=Özbekçe'de "böci"
Çoçu/domuz eti/=Kırgızça'da"çoçko" vb.


DİĞER HABERLER