Bugün Cebel'de 1989 yılı Mayıs Olayları anma töreninde hazır bulunan Hak ve Özgürlükler Hareketinin (HÖH) lideri Dr. Ahmed Doğan binlerce Türkün DPS diye tempo tutarak, alkışlarıyla karşılandı. Sayın Doğan, kalabalığa hitaben şöyle konuştu: "Sağ olun, var olun! Belki liderin rolü budur, o ton veriyor ve her şey hayatta su gibi akıp gidiyor. Saygıdeğer Başmüftü, saygıdeğer Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosu, Türkiye'den Bulgaristan Göçmenleri Konfederasyonundan, federasyondan, derneklerden misafirler, merhaba Cebel! Çok konuşuldu ve enteresan sorular ortaya koyuldu, ben dikkatinizi konkre şeylerle meşgul etmeyeceğim. Sadece sizlerle birlikte deneme yapacağım. Acaba bu yıl basının bu yoğun ilgisi neye bağlı! Sizlere de dördüncü iktidarın temsilcilerine "İyi günler!". Bu ilgi başlıca iki etkene, iki meseleye bağlı. Saygıdeğer destekçilerimiz, bugün bu tarihte HÖH'nin devlet yöneticilerini nasıl değerlendirdiği çok önemli. İki yıl için biz hükümete zayıf yazıyoruz.
Bu bağlamda, saygıdeğer arkadaşlar, destekçiler, HÖH'nin gelecek Cumhurbaşkanı ve yerel seçimlerde nasıl bir tavır alacağı çok önemli, özellikle sadece 6 ay sonra yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi için HÖH'nin tavrı onları çok ilgilendiriyor. Gerçekten çok önemli bir konu, ama biz acele etmeyeceğiz. Sadece şu biliniyor ki, bizler olmadan Bulgaristan Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı seçilemez, bu yeterlidir. Bu Cumhurbaşkanının profiliyle ilgili yeni konkre istemlerimiz olacak mı, çok dikkatli olacağız, danışacağız ve hep birlikte ülkenin şu gelişme aşamasında Cumhurbaşkanı olmak için kimin en uygun aday olduğunu analize edeceğiz. Cumhurbaşkanı seçimleriyle onları bir şey daha ilgilendiriyor, saygıdeğer arkadaşlar. Cumhurbaşkanı seçimi diğer parlamenter seçimlerin nasıl olacağını gösterecek, yön verecek, işaret edecek. Eğer GERB partisi Cumhurbaşkanı seçimini kaybederse, bu ise hemen hemen kesin olacak, o zaman emin olun ki, erken parlamento seçimlerine gidilecek. Çünkü iki yıllık uygulayıcı iktidarın ve Cumhurbaşkanı seçimlerinde başarısızlıktan sonra sadece kendini iktidarda bırakabilmek amacıyla zoru zoruyla devleti yönetmen için deli olman gerekiyor. Toplumda hissedilen ikinci soru da, aramızda hakaret unsurları belirince ve birileri yeni partiler kurmak isteyince ve Hareketi bölmek, seçmenlerini bölmek isteyince, acaba bugün burada nasıl bir şov olacak. Onun için bu tahrikçilerden hala bu alanda birileri varsa, onlara da "Merhaba!" demek istiyorum. Fakat bu merhaba sözünü başka bir anlamda kullanmak istiyorum-"Al başını buradan git kardeşim, işin yok burada!" Saygıdeğer destekçilerimiz, ben hayatımda bazı şeyler için pişmanlık duymuşumdur, bazı şeyler için hayal kırıklığına uğramışımdır, fakat çok nadir belirli bir hareketlerden iğrenmişimdir. Bir insanı büyüt, besle, 20 yıl bir insanı koru, ona bak, hatta ona şemsiye sağla ve sonunda o kişi minnettarlık duygusundan yoksun olarak, ona bu yaşam koşullarını sağlayan ekibe karşı hiçbir borçluluk duygusu beslemeden onlara karşı hareket etsin, ben böyle durumlarda iğrenme duygusu hissediyorum. Ve bugün artık kaçıncı kez, böyle sadece yemlik, hazine ve sofradan başka bir şey görmeyen insanları kendime yakın durmalarına izin vererek hatalar yaptığım için sizlerden özür diliyorum. Bu kişilerin elinden oyuncağını alınca, onlar siyasi açıdan stratejik düşünmeye başlıyorlar, parti kuruyorlar, siyaset alanını, hatta ülkenin geleceği hakkında vizyonunu biçime sokuyorlar. Bu konuya değinmek istemezdim, fakat tüm konuşmaların nakaratı oldu, meslektaşlarım beni destekledi. Ben sizlerden bir şey rica edeceğim. Saygıdeğer Cebelliler, 19 Mayıs Olayları, sona ermiş değil, kesinlikle tüm hakların ve özgürlüklerin kazanıldığı son tarih değil. 19 Mayıs, bir insanın özgürlüğü, hakları ve kendi ve çocuklarının güvenliği için nasıl savaşması gerektiğinin sadece bir modeli. 19 Mayıs her zaman olacak. Bizler her zaman 19 Mayıs modelini savunmaya hazır olmalıyız. Gerekirse, karşı gelmek için olan son gücümüzle, hatta kendimizi feda ederek, kendimiz, çocuklarımız ve gelecek nesillerin geleceği adına bunu yapmalıyız. Ben, sizlerin önünde baş eğiyorum ki, sizler daima yaşamak için bu iradeye, özgürlüğü her şeye rağmen arama gücüne sahip oldunuz. Daima hep böyle sağduyu ile son yıllarda kazanılanı savunmanızı dileyelim. Çünkü HÖH veya DPS denilen bu siyasi modelin dünyada eşi benzeri yoktur. Onun için de iç düşmanlarımız, yurtiçinden düşmanlar, hatta Avrupa'dan düşmanlarımız olacak. Çünkü bu model birçok tasarımları karıştırdı. Hoşgörü, birlik modeli hatta Avrupa'yı bile şaşırtıyor.
Ben hepinizin kalbimizde taşıdığımız değerin ve kafamızda olan düşüncenin bilinci içinde olmanızı istiyorum. Sonunda şunu söylemek istiyorum, "Sabrın sonu selamettir!". Çok az kaldı, beş ay altı sonra artık başka türlü konuşabiliriz. Hepiniz sağ olun, var olun!"