Saygıdeğer hanımlar ve beyler,
Bu yıl 12 Ocak tarihinde Bulgaristan Ulusal Meclisi, nitelikli bir çoğunlukla, Bulgaristan Müslümanlarının zorunlu asimilasyon sürecini kınamıştır. Kabul edilen bu bildiriyle, devletimiz totaliter rejiminin karanlık geçmişi ile kesin bir biçimde bağlarını koparmıştır. Bulgar Komünist Partisi yönetiminin izlerini taşıyan tarihimizin utanç verici bir sayfası daha kapanmıştır. Olay, Bulgar basın yayın kuruluşlarınca ihmal edilmişse de, bildirinin son derece önemli siyasi, tarihsel ve bireysel boyutları vardır.
1. Müslümanları zorla asimile etme teşebbüsünün kınanması, Bulgaristan'ın modern, hoşgörülü ve demokratik bir ülke olduğunu göstermektedir.
2. Bu davranış ülkemizi, geçmişteki hatalarından bilgece ve onurlu bir biçimde ayrıştırmayı başaran ve nihayetinde Avrupa ülkeleri arasında yer almasını sağlamış olan tarihi ve önemli bir adımdır.
3. Bildirinin kabulü, 1986 yılı zulmü kurbanlarına, onurlu ve insan haklarına saygılı, iyi niyetli bir anavatanlarının bulunduğunu tekrar hatırlatan kesin bir işarettir. Belge, Bulgaristan Müslümanlarının o korkunç dönemde yapılan zulümlerin tekrarlanabileceği korkularına bir son vermektedir. Bugün artık herkes, kimlik, isim ve inancını seçme özgürlüğüne Bulgaristan'da el uzatılmayacağından dolayı huzur duyabilmektedir.
4. "Bulgaristan-Adalet" Federasyonuna göre, Bulgaristan Müslümanlarının maruz kaldığı zorunlu asimilasyonun kınanması, bazı çevrelerin son yıllarda dayatmaya çalıştığı zalim Jivkov rejimini canlandırılma eğilimlerine karşı önemli bir zaferidir. Bildiri, Bulgaristan Komünist Partisinin baskı organlarının temsilcileri tarafından tasarlanıp yönetilen ve insanlarımızı yirmi yıldır korku ve izolasyon içinde tutan "Bulgaristan etnik modelini" sonlandırmaktadır. Bu nedenle Meclis tarafından kabul edilen bildirinin esasen, Bulgaristan Müslümanlarına siyasi hak ve özgürlüklerini geri verdiğine inanıyoruz. Belgeyi Parlamentoya sunanların (Mavi Koalisyon ve bilhassa Sayın İvan Kostov) bu tarihi bildiri için ciddi bir çoğunluk sağlamayı başarmalarını takdir etmekteyiz. Belge, zaten itibarı sarsılmış olan yabancı düşmanı ATAKA Partisi dışında, Parlamentoda temsil olunan tüm partiler tarafından desteklenmiştir. Bu, diğer kurumların da bildiri metninin tüm Bulgar vatandaşları için gerçek hak ve özgürlüklere dönüştürülmesi yönünde gerekli çabayı göstereceğine inanmaya bizleri teşvik etmektedir ki, bu gerçek anlamıyla işleyen bir demokrasi için son derece önemli bir husustur.
"Bulgaristan-Adalet" Federasyonu esasen beş yıl önce Bulgaristan Müslümanlarının zorunlu asimilasyonunu kınamıştır. Bulgaristan Ulusal Meclisinin de bugün bunu yapmış olmasından dolayı mutluluk duymaktayız. Bu davranış, önümüzdeki dönemde Avrupa Birliği tarafından da muhakkak takdir edilecektir. Bu durum komşumuz Türkiye'de de, ülkemizdeki demokratik süreçten geriye dönülmeyeceğinin açık bir ifadesi olarak tanımlanmış ve göçmen kuruluşlarının yıllar boyu biriken pek çok sorununun çözümlenebilmesi için Bulgar makamlarıyla beraber çalışma fırsatı yaratmıştır.
Sonuç olarak, tüm Bulgaristan Müslümanları adına, Todor Jivkov'un totaliter rejimi tarafından Bulgaristan Müslümanlarına uygulanan zorunlu asimilasyonu kınayan bildiriyi destekleyen Parlamentodaki tüm siyasi partilere bir kez daha teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Sezgin Mümin
BAF Başkanı