BULGARİSTAN BAŞMÜFTÜLÜĞÜN PROBLEMLERİ BİTMEDİ



Salı, 22 Aralık 2009

BULGARİSTAN BAŞMÜFTÜLÜĞÜN PROBLEMLERİ BİTMEDİ Bundan 20 yıl önce Berlin duvarının yıkılışıyla başlayan Doğu blokunun çözülme süreci Bulgaristan da büyük bir heyecan ve köklü değişikliklere yol açması beklentileriyle karşılandı. Fakat geçen yirmi yıl Bulgaristan halkının ve bu sayıdan Bulgaristan Türkleri ve Müslümanlarının haklı ve büyük beklentilerini tatmin etmedi.
Bu yıllar esnasında dünya ve Avrupa önünde kansız bir geçiş gerçekleştirmekle övünen geçmiş yılların idarecileri, az veya çok, geçmiş rejimin kalıntıları olarak köşebaşlarını tutmuş, memleket nüfusunu etnik, dinsel ve siyasal yönden parça parça ederek acele sermaye yığma yolunda kendi emellerine alet etmişlerdir.
Bu anlamsız yıllardan Bulgaristan Türkleri ve Müslümanları bol bol nasibini aldılar. Bulgar komünist partisi Merkez komitesi tarafından Başmüftülük mevkiine getirilen eski rejimin şımartılmış çocuğu, sabık emniyet görevlisi Nedim Gencev, bu yıllar içerisinde Bulgaristan Müslüman carının en kutsal inançları, hayalleri ve emelleriyle oynamaya devam etti.
Bunlar yetmiyormuş gibi onun kirli emelleri arkasına gizlenen bazı çevreler kendisinden yararlanarak insanlarımızın ellerinde, avuçlarında kalan ecdat yadigârı vakıf mallarımızı yağma etmeye giriştiler. Varna, Köstendil, Dupnitsa, Vidin, Plovdiv, Ruse gibi şehirlerde bir sıra vakıf malları satılmaya ve el deşğitirmeye başladı.
Bunu gören Müslüman toplumumuz N. Gencevi Başmüftülük görevin yakıştıramadığından oradan almayı kararlaştırdı ve yasal yollarla çağrılan konferansta onu görevinden aldılar.
Ancak yedikçe iştahı açılan pehlivanlar gibi N. Gencev yeni durumuyla bağdaşmayarak Müslüman toplumumuza ve onun yönetimine karşı dur bilmez bir cephe açtı; yıllardır onu ve yönetim organları parçalayıp yıpratmaya çalıştı, çalışıyor.

Çeşitli nedenler ve vesilelerle rahatsız edilen Müslüman toplumumuz hu yıllar içinde bir türlü huzura kavuşamadı. Başmüftülük ve bölge müftülüklerimiz bir birini izleyen ve ardı arası kesilmeyen mahkemeler ve sahteliklerle meşgul edilerek aşındırılmakta ve normal bir şekilde çalışmalarına engel olunmaktadır.
Bunun en son örneği N. Gencevin köy ve kasabalarımızdaki cami encümenliklerine gönderdiği gerçekçi dışı iftiralar ve suçlamalarla dolu mektubudur. Ancak yıllardır bu eylemlerden usanan ve gerçekleri kavrayan cami encümenlikleri başkanları ve imamlarımızla cemaat, ona, birer suretini de Başmüftülüğümüze ve Bakanlar Kurulu nezdindeki Din İşleri Müdürlüğüne gönderdikleri mektuplarında N.Gencevin sinsi emellerine kapılmak istemediklerini açık ve kesin bir şekilde beyan etmektedirler.
Meselâ, Varna cami encümenliği başkanı K. Kadir tarafından imzalanan ve gönderilen bir mektupta ezcümle şöyle denilmektedir:
"Cami encümenliği başkanına göndermiş olduğunuz mektubunuza karşılık olarak, encümenlik başkanı sıfatıyla, Sizlere şunları bildiriyorum: "Her şeyden önce mektubunuzda beyan ettiğiniz fikirleri paylaşmamaktayım. Bugüne kadar Başmüftü veya Yüksek Din Konseyi başkanı seçilmediğiniz için konferansların yasallığını inkâr etmediğinizi hatırlamıyorum. Bu hal ve hareketinize ne zaman kadar devam edeceğiniz, elbette, Sizlere ait bir iş. Fakat bu türden Sizlere asla yakıştıramadığımız eylemlerinizle bizleri çalışmalarımızdan alıkoyduğunuzu, Müslüman halkımıza engel olduğunuzu her halde anlıyorsunuzdur. Fakat bilmelisiniz ki, bütün bunlara rağmen bizler, buralarda, memleket içinde üzerimize düşen vazifelerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.
Seçilemediğinizi söyledim, Hem Sizleri nasıl seçebiliriz ki? Her konferans önünde şahsınız adına ve diğer 9 Ruhani Konseyi üyesine noterlikçe tastiklenmiş davetiyeler gönderiyoruz. Neden konferanslarımıza gelip katılmıyorsunuz? Kimlerden korkuyorsunuz? Buyurun,
gelin, Sizleri de dinleyelim... İnsanlar, doğruyu seçsinler.
Daha bu tavrınızdan yapıcı niyetleriniz olmadığı, bilâkis, Müslümanları parçalamak, şimdiki yönetimi eleştirerek idareyi ele geçirmek niyetinde olduğunuz hemencecik anlaşılıyor.
Elimizde bir miktar daha vakıf malları var. Eskiden elden çıkarılanları gerisin geriye kazanmaya çalışıyoruz. Onları da çar çur edip elden çıkarmak için mi Başmüftü olmak istiyorsunuz? Geçen yıl Başmüftülüğün banka hesabından kendi hesabınıza aktardığınız milyon yakın para cebinizi yakmıyor mu? Siz, nasıl Allah insanısınız ki, bu kadar günahı arkaya atarak yeniden öne geçmek istiyorsunuz? Bu yaptıklarınız Müftülüğümüz ve Müslümanlarımızın tarihinde eşi görülmemiş rezaletlerdir.
Bir de son Müslüman konferansının yasal olmadığını iddia ediyorsunuz. Konferansa gelseydiniz, sizleri temin ediyorum ki, son Müslüman konferansımız tam yasal bir şekilde gerçekleşmiş oldu. Bugünlerde cami encümenlikleri ve bölge müftülüklerimizden bu türden pek çok mektuplar almaya devam diyoruz. Biz, Müslümanlar mezhebi yönetimi olarak, insanlarımızın endişelerini anlıyor ve paylaşıyoruz. Her gelen mektup, Sofya Şehir Mahkemesinin son konferansın belgelerini tescil etmemesinden rahatsız olan insanlarımızın duygularını açıklıyor. Bu durum, Başmüftülük, bölge müftülükleri ve cami encümenliklerimizin normal çalışmasını engellediğinden ona bir an önce son verilmesinde ısrar ediyor, Allahımızın bizi huzura kavuşturacağı ümidimizi beyan ediyoruz.


DİĞER HABERLER