Bu yıl dünya 13. kez Uluslar arası Anadili Gününü kutladı. Bu günün ilan edilmesi, insanlığın demokratikleşmesi, medenileşmesi ve insancıl olması yolunda bir adım attığının göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Bu kutsal günün önemi, dilin, insanın duygu ve düşüncelerini başka birine aktarmak için kullandığı sihirli ve mucizevi bir araç rolünden, bir de, halkların kendi anadilleriyle iletişimde bulunmalarının doğal, esas insan hakkından kaynaklanır.
Konuşulan her dil değerlidir, ama her millet, etnik grup için onun anadili değerlidir. Anadili, kişinin milli (etnik) mensubiyetini belirleyen en önemli unsurlardan biridir. O, milli (etnik) kültürün korunması ve var olması için olağanüstü değerli bir etkendir.
UNESKO'nun Uluslar arası Anadili Günü ile ilgili kararı iki hususla bağlıdır. Birinci, dünyada kültür ve dil farklılığını desteklemek. İkinci husus, bilhassa küçük halkların hayatında, kendilerinin dillerini yok etme tehlikesinde bırakan, bazı ekonomik, sosyal, kültürel süreçlerle bağlıdır. Dolayısıyla, Uluslar arası Anadili Günün amacı, dünyada dil ve kültür farklılığını ve çok dilliliği teşvik etmektir. O, halklara (milletlere), dillerin eşitliliği hattından, kendilerinde, sadece anadillerine değil, başka dillere de saygı beslemeleri çağrısında bulunur.
1989 yılında Bulgaristan'da totaliter rejimin çökmesinden ve demokratik ilkelerin ve yasaların tesis edilmesinden sonra, etnik azınlıklarla ilgili yeni bir siyaset uygulandı. UNESKO'nun çağrıları ve önerileri doğrultusunda, ülkemizde bulunan azınlık grupları, kullandıkları dilleri, onlarla iletişime girme serbestliği ve okullarda anadili eğitimi görme hakkı tanındı.
Dolayısıyla, okullarda anadilinde eğitim görme konusunun incelenmesinden sonra Bulgar parlamentosu ilgili kanunu kabul etti. Ülkemizde en büyük azınlık grubunun dili sıfatıyla, Türk dili için, 8 sınıfa kadar haftada 4 saat olmak üzere, seçmeli ders olarak okutulması formülü en uygun görüldü.
Türklerin yoğun olarak oturdukları bölgelerdeki vatandaşların, öğrenci ve öğretmenlerin arzusu anadilinin haftada 4 saat süre ile, seçmeli demeden, esas derslerin sırasında, normal ders olarak okutulması idi. Maalesef bu istek onay bulamadı. Seçmelilik, ders ile ilgili öğretim sürecinin talihini önceden tayin ediyordu. Artı, bu formül, ebeveynlerin, çocuklarının anadili ders saatlerine girmeleri için razılık anlamında verecekleri imzalarına da tabi bırakıldı.
Ayrıntılarına girmeden, seçmeli ders formülünün tercih edilmesine esas neden, siyasilerimizin, konu ile ilgili iyi niyetlilik, hoşgörülük göstermemeleridir. Onların ve idarenin ön saflarında yer alan kadroların hayli bir kesimi, azınlıklara verilen veya verilecek olan hakları, Bulgar milli çıkarlarına büyük bir darbe, milli güvenliğine tehlike, Bulgar halkının milli onurunu bir zedeleme olarak yorumlamaktadır.
Beklenildiği gibi seçmeli ders formülü istenilen sonuçları veremedi. Vilayetimizde, takriben 17-18 bin öğrenciden 3300 civarında öğrenci anadili öğretimi görmektedir. Uzmanların tahminleri hiç de sevindirici değildir. Yakın gelecekte bu eğitim sürecinin hepten sönmesi beklenmektedir. Dolayısıyla 1 milyon civarında bir ahali fiilen, anadili eğitimi görme imkanından mahrum kalabilir.
Halen, konu ile ilgilenenleri düşündüren büyük sorun, yürürlükte bulunan formülün potansiyelini yitirip yitirmemesi, onu, bundan böyle de tüketme olasılığıdır. Eğer cevap devam değil tamamdır ise, daha olumlu bir formülün aranıp bulunması amacıyla, konu ile ilgili yasayı tamir imkanları söz konusu olabilir mi?
Ülkemizde saptanmış bulunan koşulların, eğitim strüktür, ilke ve normları, halen çalışan formülün devam etmesini gerektirecekleri olasılığın büyük olduğunu düşünüyorum. Formül ne olursa olsun, aşağıda yazılı bulunan hatlarda çok ciddi tedbirler almak ve çalışmaları yeni baştan düzenlemek ve aktifleştirmek gerekmektedir:
1. 8 sınıfa kadar tüm ders kitaplarının yeniden yayınlanması,
2. Ebeveynler arasında anadili ile ilgili kendilerini bilgilendirme amacıyla kapsamlı çalışma,
3. Türk dili öğretmenleri ile onların bilimsel-teorik ve yöntem bilgileri hakkında hazırlıklarını artırma amacıyla kurslar tertiplemek,
4. Çocukların motivasyonunu artırmak uğrunda çalışmak vb.
Uluslararası Anadili Günü vesilesiyle burada bilinçli olarak anadili kavramını vurguladık, ama bu kesinlikle resmi dil Bulgarcanın küçümsenmesi anlamına gelmez. Ülkemizde aklı yerinde olan her normal vatandaş, kendisinin profesyonel veya başka realizasyonun (kariyerinin) resmi dilden geçtiğini, onun vasıtasıyla olabileceğini çok iyi bilmektedir. Sadece bu kanaatle kalmayıp en iyi şekilde gerçekleştirmek için çaba göstermektedir.