Uluslararası Etkin Azınlıkları ve Kültürel Etkileşimleri Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Antonina Jelyazkova, okulda Türk çocukların sorunlarını analizini tanıttığı sırada dün, "Bulgar okullarında Türk çocukların Türkçenin Anadili olarak okumaları ve bu alanda ders kitapları eksikliği yaşamaları temel sorunlarındandır" diye belirtti.
Dr. Jelyazkova, Türk Dilini Anadili olarak okumak isteyen öğrencilerin hala 1992/1993 eğitim-öğretim yılından ders kitaplarla eğitim gördüklerinin altını çizdi.
Dr. Jelyazkova, "Bu kitaplar gerek içerik, gerekse dil bakımından eskimiş durumda, kitap sayfaları ise çocukların elinde tek tek dağılıyor" diye yorumladı.
Türk çocuklarının eğitim sorunlarına ilişkin analizde, okulda Anadilini okuyan öğrencilerin sayısında ciddî bir düşüş görüldüğü rapor edildi.
Dr. Jelyazkova, "Verilere göre 1992/1993 eğitim-öğretim yılında Bulgaristan'da toplam 114 bin öğrenci Anadili Türkçeyi okumuştur. Ondan sonra her geçen yılla Türkçe okuyan öğrencilerin sayısı birkaç bine kadar azalmaya başlamıştır. Örneğin, 2005/2006 eğitim-öğretim yılında 2 191 öğrenciye, 2009/2010'da 15 bine, 2010/2011'de ise ancak 7 000 öğrenciye kadar Türkçe okuyanların sayısında azalma olmuştur" diye rapor etti.
Dr. Jelyazkova, "Şu ana kadar Eğitim Bakanı yükümlü olduğu Anadili dersinin içeriğine ilişkin devlet eğitim istemleri ve standartlarını belirlemiş değil. Bu ihmal belirsiz bir hukuki duruma yol açıyor. Bir yandan Anadili eğitimi, devlet eğitim istemlerine uyması gerekiyor, öte yandan da böyle istemler mevcut değil. Aynı şekilde ders kitapları açısından da bir belirsizlik söz konusudur" diye öne sürdü.
Dr. Jelyazkova, Anadili okuma hakkı kanunen tanınmış olsa da, Anadili ders kitaplarıyla ilgili gerek kanuna dayanılarak, gerekse kanun altı düzeyde norm koyularak, yasal düzenleme mevcut değildir.
Bulgaristan devleti Anadili eğitimine karşı ilgisiz kalırsa veya onu ihmal ederek engel olursa, okuma yazması olmayan vatandaşlar olmasını sağlıyor" diye yorum yaptı.
Dr. Jelyazkova'nın ifadesine göre, Anadili'nin doğru dürüst bilinmemesinin resmî Bulgarcayı ve diğer tüm yabancı dillerin öğrenilmesine engel oluyor.
Dr. Jelyazkova, bu yönde en başarılı yaklaşımın Anadilini okumak isteyenlere devletin Anadili eğitimi sağlamak zorunda olduğunun kanunda belirtilmesi gerektiğini savundu. Anadilini okumak isteyen öğrenciler olması halinde idarî ilke ve uygulamalar çerçevesinde bunun sınırlandırılması imkanının ortadan kaldırılması şart olduğunu düşünüyor.
Uluslararası Etkin Azınlıkları ve Kültürel Etkileşimleri Araştırma Merkezinden etnik azınlıklara mensup öğrencilerin çoğunluk olduğu bölgelerde okul öncesi ve ilkokul eğitim planının özel bir ders verme yöntemleri hazırlanması gerektiğini öne sürdüler.
Ayrıca bu bölgelerde resmî dili öğrenmekte zorlanan çoğunlukta Roman ve Türk asıllı çocukların Bulgarca eğitimini özel hazırlanmış programlar üzere görmelerinin başarılı bir yaklaşım olacağını kaydettiler.