Son günlerde Bulgaristan'da Türklere karşı yapılan aşırı ırkçı ve milliyetçi grupların saldırıları artış göstermektedir. Geçtiğimiz haftalarda Banya Başı (Molla) Cami'nde dini görevlerini yerine getirmek isteyen Müslüman Türklere karşı arka arkaya iki saldırı yapılmıştır. Bu saldırılarda Cuma namazını kılan, ibadet halindeki Müslümanlar hedef alınmıştır. İbadetlerini gerçekleştiren halka saldırılması din ve vicdan özgürlüğüne karşı zalimce işlenmiş insan hakkı suçudur. Bu suçu işleyenleri insanlık dışı hareketlerinden dolayı kınıyor ve saldırıların hemen sonrasında yaptıkları açıklamalar ile ırkçı saldırganları koruyan yöneticileri ise akla ve sağduyuya davet ediyoruz.
Bulgaristan'da ki etnik ve dini gerginliği tırmandıran bu saldırılar bizleri derinden üzmektedir. Saldırıların Türk-Müslüman azınlığı hedef alması yanında, Bulgaristan'ın kültür varlıkları arasında önemli bir yere sahip Koca Mimar Sinan'ın inşa ettiği Banya Başı (Molla) Camiinde gerçekleşmesi üzüntümüzü bir kat daha artırmaktadır.
Banya Başı Camii 15 ve 16 yüzyılda Bulgaristan'da inşa edilmiş yüzlerce cami, medrese, han, kervansaray ve hamamdan günümüze erişebilmiş nadir kültür varlıklarındandır ve Sofya'da yaşayan 50 bin Müslüman'ın cuma namazında bir araya geldiği tek merkez olarak ayakta kalmıştır. Sofya'da başka bir cami olmadığını görmezlikten gelen yerel yöneticilerin, Sofya'da yaşayan tüm Müslümanları sadece 400-500 kişi kapasitesi olan bu camiye sığmalarını beklemesi ve saldırıları durdurmaya çalışmak yerine, Müslümanların bu caminin sadece içinde namaz kılmasını ve bahçesine çıkılmamasını önermesi ise ülkedeki Müslümanlara karşı yapılan en büyük etnik ve dini saldırıdır. Yerel yöneticilerin aşırı ırkçı saldırıları tenkit etmek yerine, Müslümanların dini törenlerini toplu yerine getirmelerine engel olma çabasını taşıyan bu açıklamaları, Avrupa İnsan Hakları hukukuna olduğu kadar Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Deklarasyonu'na da aykırıdır.
Öte yandan arka arkaya aynı camide gerçekleşen saldırlar esnasında Bulgar polisinin daha önceki haftalarda ibadet edenlere karşı cereyan eden çirkin saldırıları bilmelerine rağmen hiç tedbir almamaları ve saldırılar esnasında ise geç müdahale etmeleri iktidardaki GERB Partisi'nin büyük ayıbı ve suçudur. Azınlık hükümetine destek sağlamak için yanına aşırı ırkçı ATAKA partisini sığdırmanın cezasını, İktidar partisinin çok ağır şekilde ödeyeceği görülmektedir.
Aşırı milliyetçi ve ırkçı ATAKA partisi mensuplarının saldırılarında ibadet halindeki halkı hedef alarak Bulgaristan Türklerini en hassas yerinden vurmayı ve Türk-Müslüman azınlığı kışkırtmaya çalışmaları kabul edilir değildir. Olaylarda camide bulunan Müslüman halk ise tahrik ve provakasyonlara yanıt vermeyerek, gösterdikleri sağduyulu tavırlarıyla herkese bir insanlık dersi vermişlerdir.
Bu çirkin olayların gittikçe tırmanmakta olduğunu ve göz göre göre susmanın da bir insanlık suçu olduğunu unutmamak gerekir. ATAKA partisinin bu Cuma günü de tahrik eylemlerine devam edeceğini açıklaması ve iktidarın Bulgaristan'da ki toplumsal huzuru bozucu bu tehditlere ilgisiz kalması olayların endişe verici boyutlara tırmanacağının sinyalini vermektedir.
Bu nedenle Türkiye'de ki tüm siyasi teşkilatları, Sivil Toplum Örgütlerini ve basın mensuplarını Bulgaristan'daki kardeşlerimize destek vererek bu insanlık dışı olaylara tepkilerini göstermeye, milli gurur ve değerlerimize sahip çıkmaya davet ediyoruz. Son olarak Balkan kökenli dernek olarak bizler; yani Edirne Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği, bu insanlık dışı saldırıyı tüm yüreğimiz ve vicdanımızla tekrar tekrar kınıyoruz.
Esma GÜNDOĞDU
Edirne Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Adına