Gelincik, ayçiçeği ve buğday başağının ressamı Nebahat Şimşek



Cuma, 25 Kasım 2011

Gelincik, ayçiçeği ve buğday başağının ressamı Nebahat Şimşek Nebahat Şimşek, Kırcaali'de bu ayın başında açılan karma sergide yer alan ressamlardan biri. Etkinlik, Ankara Tekirdağ Kültür ve Yardımlaşma Derneği ve Kırcaali Türk Kültür ve Sanat Derneğinin "Uluslararası Trakya Rodoplar Buluşması" adı altında düzenledikleri kültür ve sanat etkinliklerinin bir parçasıydı.

Ressam Nebahat Şimşek Tekirdağ Muratlı'da 1958 yılında dünyaya gelmiştir. 18 yaşında ailesiyle İstanbul Fatih sitesine yerleşiyor. İstanbul Üniversitesinde 7 yıl çalıştıktan sonra Ankara Üniversitesinin rektörlüğünde de 7 yıl görevde bulunuyor. Daha sonra 12 yıl Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezinin İstanbul Şubesinde (TÖMER) Öğrenci İşleri Müdürlüğünü yaptıktan sonra 2000 yılında emekli olmuştur. Son göreviyle ilgili Nebahat Şimşek, "Dünyadan birçok öğrenci tanıma imkânım oldu. Benim için artık dünya çok küçük oldu. Bütün dünya insanı birdir. Öğrencilerle kardeş gibiydim, arkadaş, dostum. Onlar beni sokakta gördüğünde Türkiye'de ailesi olarak, en yakın arkadaşı olarak görüyordu. Dünyanın birçok yerlerinden ziyaret etme teklifleri aldım, fakat iş yoğunluğundan dolayı onları değerlendirmeye fırsat bulamadım. Dünya gerçekten çok küçük ve hepimiz aynıyız. Onun için kültür etkinliklerini daha fazla yapabiliriz, birbirimizle daha fazla kaynaşabiliriz" diye paylaştı.

Şu anda İstanbul Beylikdüzü'nde oturmaktadır. Şimşek, 10 yıldır Ressamlar Derneği Yönetim Kurulu Üyeliğini, 20 yıldır da Ankara Tekirdağ Yardımlaşma ve Kültür Derneği Yönetim Kurulu Üyeliğini ve saymanlığını yapmıştır.

Resim sanatına 1990 yılında Türkiye Ressamlar Derneği Başkanı Sevim Gürsoy Tunçyıldız'ın atölyesinde çalışmalar yürüterek ve daha sonra da Bulgaristan kökenli Salim Özgür'den ders alarak atılıyor. Şimşek, her iki hocasının da özel koleksiyonunda bulundurduğu resimlerinden Kırcaali'de gösterdi. Genelde tol üzere yağlıboya ile çalışan ressam, uzun yıllar suluboya ile resim yapmıştır. Yurtiçinde ve yurtdışında 70'in üzerinde kişisel sergi ve 100'den fazla da karma sergiye katılmıştır. Avrupa'nın birçok yerinde (Paris, Viyana, Prag, İngiltere, Rusya) ve çok mutlu olduğunu söyleyen Bulgaristan'da resimlerini göstermiştir.

Emekliye ayrılınca resimle daha çok ilgilenmeye başlamıştır. Resimlerinde genellikle doğaya geniş yer veriyor. Kendisini gelincik, ayçiçeği ve buğday başağının ressamı olarak tanıtan Şimşek, "Memleketim Muratlı'da buğday ve başak tarlalarının içinde gelinciklerle büyüdüm. Bir gelincik bana çok anlam ifade ediyor" dedi. Nebahat Şimşek doğayla ilgili, "Ben tabiatı çok seviyorum, tabiat insanla bir bütün. Tabiatı korumak için yeşilliği, denizi, suyu korumalıyız. Maalesef, Türkiye'de, İstanbul'da doğa çok katledildi. Onun için biz doğaya hasretiz. Bulgaristan doğaya çok önem vermiş, bu çok önemli. Torunlarımıza, gelecek kuşaklara bir dünya bırakmak için yaşadığımız sürece yeşili, doğayı, denizi korumak zorundayız. Doğa, yeşillik, deniz, su varsa, insan da var. Yoksa biz de olmayacağız. Mutsuz bir toplum olacağız. Yeme, içmemize, çalışmamıza kadar, her şey doğaya bağlıdır. İnşallah, Bulgaristan doğayı korumasıyla tüm dünyaya örnek olur" diye mesaj verdi.

Ressam Kırcaali için, "Buraya ilk defa geliyorum. Aslında aile kökenlerim buradan. Ailem 1923 mübadele yıllarında Türkiye'ye göç etmiştir. Kökenlerimizin bir kısmı Kırcaali, Hasköy'den, bir kısmı Varna, Şumnu illerindendir. Soyumun nereden geldiğini hep merak etmiştim. Onun için de Kırcaali'ye çok heyecanlı geldim. Kırcaalileri tanımaktan çok mutluyum. Bulgaristan güzel bir ülke, tabiatı çok güzel. Bulgaristan dünyada cennetten bir köşe. Ben hep insanoğluna, insanlığa, sosyal olmaya değer verdim. Çünkü insanların birleşmesi, kaynaşması, birlikte olması, birçok şeyi paylaşması benim için çok önemli. Kırcaali çok doğal, bakir bir yer, güzelliği çok fazla. Burada çok huzur buldum ve kendimi çok mutlu hissettim. Benim memleketim Muratlı da çok güzel, çok yeşil, aynı Kırcaali'ye benziyor. İkisi de küçük ova içinde etrafı küçük dağlarla çevrili kasaba. Kırcaali'de yapılar, evler açısından biraz daha bakımlı olabilirdi. Yeşile ve geniş caddelere çok değer verilmiş. Bu da insana huzur veriyor. Şehirleşmede esas amaç bence geniş alanlar, yeşil alanlar, parkların oluşu olmalı. Çünkü insan sağlığı için doğa çok önemli. İnsan mutluluğu ise en önemli. Kırcaali'nin insanı çok güzel, sıcak. Buraya yeniden gelmek isterim" diye paylaştı.

Nebahat Şimşek çocuğu olmamasına rağmen, kendisinin yetiştirdiği 11 başarılı yeğene sahip olduğunu ve hepsinin üniversitelerden iyi mezuniyetlerle ayrılmalarından dolayı gurur duyduğunu belirtti. Ressam, "Gördüğüm her çocuğu kendi çocuğum gibi benimseyip, ona kendimden bir şeyler vermek için mücadele ediyorum. Dünya çocuklarla güzel" diye ifade etti.

Ayrıca Şimşek özel hayatının perdesini aralayarak, "Ben aşk kadınıyım, aşk yaşamın bir parçası. Ben aşkla yaşıyorum, yani onsuz yaşayamam. Aşkı doya doya yaşadım ve yaşattım. Aşk benim için çok büyük bir duygu. Platonik aşka çok önem veriyorum. Allah beni sevgi üzerine yaratmış. Ben de o sevgimi mümkün olduğu kadarıyla kimi insanlarla paylaşıyorum ama tabii ki, aşk ayrı bir şey. Eşim Bulgaristan kökenli İbrahim Kamil tarih hocasıydı. Kendisi benim için çok değerliydi, onunla çok büyük aşk yaşadık. Fakat kader bizi 10 yıllık evlilikten sonra ayırdı. Kendisine saygı duyuyorum, başarılar diliyorum. Mutlu olmayı hak eden bir insan ve ona mutluluklar diliyorum" diye paylaştı.


DİĞER HABERLER