Gelincik deyince akla gelen isim, gelincik ile özdeşleşen, gelinciğin mistik büyüsüne kapılan ve onlarla adeta yeni bir hayat kuran, tuvalindeki her gelincikten düşen her bir yaprakta kendisinden bir parça gittiğini hissedecek kadar bu çiçeğin felsefi büyüsüne kapılmış ve resimlerini izleyenlere de aynı duyguları yaşatan sanatçı Hikmet Çetinkaya, 16 Eylül 2010 günü Filibe'de sergi açtı.
Serginin açılışını yapan T.C. Filibe Başkonsolosu Cüneyt Yavuzcan, "İnsan yaşamının zorluklarla dolu olduğunu, ama bu sıkıntıları hafifletmenin de yine insanların elinde bulunduğunu, olumlu bir bakış açısına sahip olmakla, iyiliği kalbimizde taşımakla, hayata ve diğer insanlara dürüst ve yardımsever yaklaşmakla mutluluğu kazanmanın her insanın elinde olduğunu, karşılaştığımız bazı insanların kişiliklerinde ve eserlerinde bu pozitif enerjinin hemen anlaşıldığını, sanatçı Hikmet Çetinkaya'nın böyle bir kişi olduğunu, Çetinkaya'nın resimlerine baktığımızda bunun kolayca anlaşıldığını, Türkiye'nin Bulgaristan'a her zaman olumlu ve dostane duygularla yaklaştığını ve her alanda işbirliğini geliştirmeyi istediğini, Türk ressam Hikmet Çetinkaya'nın Filibe'deki sergisinin Türkiye'nin her zaman uzanan dostluk elinin bir simgesi olarak görülebileceğini ifade etti.
Filibe'deki Aspekt Sanat Galerisi'nde açılan sergi 30 Eylül 2010 tarihine kadar devam edecek. Hikmet Çetinkaya, 24 Eylül günü ayrıca, Filibe'deki galeride bir resim atölyesi gerçekleştirerek, sanatseverlerle birlikte resim yapacak.
Hikmet Çetinkaya 1958 yılında doğdu. Orta ve Lise eğitimini Denizli'de tamamladı. 1982 yılında Ankara Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü'nden mezun oldu. Resim eğitimi yöntemleri konusunda araştırmalarda bulunarak, kendi ismini taşıyan bir sanat galerisi ve resim atölyesi kurdu. Resim çalışmalarına Ankara'daki kendi atölyesinde devam etmektedir.
Gelinciklere farklı bir yorum getirdiği için, 1999 yılında Stockholm'de düzenlenen Dünya Sanat Fuarı'na davet edilen 32 yıllık ressam Hikmet Çetinkaya'nın tüm resimlerinde gelincik izi görmek mümkün. "Gelincik bağımsızlığın simgesidir" diyen Çetinkaya, gelincik deyince akla ilk gelen ressam.
Çetinkaya, "Japonlar, gelinciğin ömrü için şunu şöylerler: Gelincik insan ömrü gibidir. Dünü vardır. Yaşamıştır. Bugünü vardır. Yaşıyordur. Ama yarını belli değildir'. Gelinciğin felsefesini kendi hayat felsefemle örtüştürüp resimlerime yansıtıyorum. Gelincik asi ruhlu bir çiçektir. Özgürlüğün simgesidir" diyerek anlatıyor gelinciğin nasıl hayatına girdiğini.
Çetinkaya, Başkonsolos Cüneyt Yavuzcan'ın ricası üzerine, Bulgaristan'a bir dahaki sefer gelişinde beraberinde bir grup Türk ressamla birlikte Kırcaali'de sergi açmak ve atölye çalışması yapmak sözü verdi.