Kırcaali Belediye Başkanı ve Balkan Yarımadasında il genelinde tek Türk Belediye Başkanı olan Hasan Azis'e karşı yürütülen karalama ve yıpratma kampanyası tam hız devam ediyor. Kırcaali Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Belediye Teşkilatına ve belediye meclisinin çoğu üyelerine göre GERB Partisi, devletin başına göreve geldiğinden beri Başkan Azis ve ekibine karşı, dört koldan bazen açık bazen de sinsi ve amansız bir biçimde mücadele yürütmektedir. Aynı kişiler, GERB Kırcaali Teşkilatının tek amacı Hasan Azisi üçüncü dönem belediye başkanlığı yapmasını engellemek olduğuna inanıyor. Gerpçilerde, Kırcaali tarihinde en başarılı başkan olma şerefine nail olmuş kişinin, Hasan Azis'in seçime katılmadığı takdirde başkanlık koltuğunu kazanmak için çok büyük şanslarının olduğu inanışı egemen. Hatta katılsa bile seçime kadar kalan son 14 aylık zaman zarfı içerisinde mübah ve mübah olmayan her yol denenerek, başkanlık yarışında ikinci tura gitme planları yapılmakta.
Hasan Azis'in başkanlık yarışından çekilmesi için GERB amansız yıpratma taktiğini benimsemiş bulunmaktadır. Her seferinde öyle bir prosedürler izleniliyor ki, bunlarla başa çıkabilmesi için Azis tüm enerjisini ve zamanını harcaması gerekiyor. Çoğu zaman başkanın günlük çalışma süresi 16 saati buluyor! Bunun en somut ve taze örneği, "Arpezos - Kuzey" Parkı ihalesi yapıldı, ihaleyi Kırcaali'li şirket birliği kazandı, ancak ihaleyi kaybeden Kayacık'lı holding, bu karara karşılık mahkemede itiraz davası açtı. Güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgiye göre bu holdingin arkasında GERB'li bir bayan vekilin durduğu anlaşılmakta. Böylelikle Balkanların en büyük park yapımı çıkmaz sokağa sürüklendi. Projenin tamamlanmasına bir yıllık bir süre kaldı. Hazırlanışı ise 6 yıla mal oldu.
Aynı şekilde milletvekili Karayançeva ve Vali Tauşanova'nın başlattığı gereksiz yoklama ve denetimler İsmailler (Boyno)köyü atık su ve pompa istasyonu projesinin yapımını engellediler.
Yine Vali Tauşanova'nın başlattığı yoklama Kırcaali Sanayi Ürünler Pazarı inşasının başlamasını ve seçimlere kadar yapımını engelledi. Bunun yanında hükümet Elçiler (Jinzifovo) köyü içme suyu projesini durdurdu.
Karalama ve yıpratma hareketinin en belirgin örneği "Arda Nehri Kıyısı Sağlamlaştırma ve İyileştirme" ya da halk arasında "Su Aynası" olarak bilinen projede yaşandı. Burada başkan Azis e sözde nehir yatağında kalan bir mülkün millileştirilmesinde, değerinden yüksek fiyat biçtiği gerekçesiyle ki, o başkan sıfatıyla fiyat biçmiyor hakkında dava açıldı. Başkana yakın kişiler savcılık tarafından yürütülen yoklamanın suni bir biçimde uzatıldığını söylüyorlar. Aynı kişiler, dava bu kadar uzatılarak güdülen amacın, seçim yaklaştığında Hasan Azis'in itibarına saldırı için durumun kullanılacağı endişesini taşıyorlar. Bu yetmezmiş gibi kanal içinde biriken suyun boşaltılması istendi. Oysa Bulgaristan yasalarına göre belediye başkanın öyle bir yetkisi yoktur, ta ki devlet su yatağının kullanımını belediyeye veya özele kişiye verene dek. Ancak bu kanalın kullanımı halen devletin elindedir.
GERB'tekiler açık bir biçimde belediye başkanlığını kazanmak istediklerini söylüyorlar. Bunun için geniş çaplı bir koalisyon kurma içindeler. Bu oluşama, aşırı sağcı Ataka partisi, "Trakya Siyasi Kulübü" ve daha küçük partilerin katılması bekleniyor. HÖH'e karşı çıkarılacak birleşik güçler adayının ikinci tura kalma şansının yüksek olabileceğine inanılıyor.
Gerek milletvekili Karayançeva gerekse vali Tauşanova belediye başkanın daha güzel ve güvenilir bir Kırcaali ve bölgesi için atmış olduğu her adımı, ekibiyle beraber almış olduğu her karar mercek altında didik didik araştırılıyor. Başta başkana ve belediye yönetimine bugüne kadar 140tan fazla yoklama yapılmıştır. Üstelik bu yoklamalar devletin tüm kurumlarından yapılmaktadır. Kırcaali halkı bunun siyasi bir kıyım olduğu inancını taşımakta. Kırcaali'ler her yoklamanın tek gayesi, başkana karşı kullanılacak ve seçimlere katılmasını engelleyecek bir bulgunun, yolsuzluk belgesinin, görevi kötü kullanma durumu gibi daha birçok durumu tespit etmek olduğuna inanıyorlar.
Son dönemde halk arasında çok meşhur iki alaycı durum dolaşmaktadır. Birincisi, "Yoklamaya evet, didik didik yoklamaya iki kere evet. Zaten tersi ispat edilene dek suçluyuz...". İkincisi de "Polisimiz bizleri koruyor, eyvah eziyor..." gibi sözler ülkeyi yönetenler sayesinde folklorumuza yerleşmiş bulunuyor!