Kırcaali'de "Anadili Günü Toplumsal Görüşmeleri" katılımcıları tarafından hazırlanan DEKLARASYON



Cumartesi, 23 Şubat 2013

Kırcaali'de  SAYIN ROSEN PLEVNELİEV
BULGARİSTAN CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANI

SAYIN TSETSKA TSAÇEVA
BULGARİSTAN CUMHURİYETİ 41. ULUSAL MECLİS BAŞKANI

41. ULUSAL MECLİS GRUPLARI

41. ULUSAL MECLİS
EĞİTİM, BİLİM VE ÇOCUK, GENÇLİK VE SPOR KONULARI İLE İLGİLİ KOMİSYON ÜYELERİ

Kırcaali'de 23 Şubat 2013 tarihinde "Anadili Günü Toplumsal Görüşmeleri" katılımcıları tarafından hazırlanan

DEKLARASYON

Konu: Bulgar eğitim sisteminde "Anadili" eğitimi verilmesi

SAYIN CUMHURBAŞKANI,
SAYIN BAŞKAN,
SAYGIDEĞER BAYLAR VE BAYANLAR,

Bu toplumsal görüşmelere katılan biz öğretmenler, veliler, tanınmış kişiler, vatandaş dernekleri ve yerel idare temsilcileri,

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Genel Konferansında 21 Şubat tarihinin "Uluslararası Anadili Günü" olarak ilan edilmesini ve Genel Başkan Sayın İrina Bokova'nın duygu ve düşüncelerimizin, dilin, en değerli sermayemiz olduğu, çok dilliliğin, herkese kaliteli eğitim vermenin, ayrımcılığa karşı mücadelede ve sosyal etkinliğin gelişmesinde yardımcımız olduğu düşüncesini destekleyerek,

Uluslararası Anadili Günü ruhunun, resmi dil Bulgarca ve Bulgaristan'daki azınlıkların dilleri de dahil olmak üzere, dillerimize duyulan saygının pekiştirilmesine katkı sağlayacağına olan umudumuzu yansıtarak,

Dilin, etnik kimlik de dahil olmak üzere, kişinin kimliğinin, en temel göstergesi olduğu ve her kültürün taşıyıcısı olarak kanunlarda daha özel bir yere sahip olması gerektiği fikri etrafında birleşerek,

Demokratik hukuk devletinde, sivil toplumun da toplumsal ilişkilerin düzenlenmesine aktif olarak katılması gerektiği inancını paylaşarak,

Avrupa Parlamentosu'nun 24 Mart 2009 tarihli kararında belirtilen çokdillilik ve dil eşitliği prensibinin kuvvetlendirilmesi için sorumluluğu paylaşmaya ve çokdilliliğin Avrupa'nın bir önceliği olduğunu ifadeyle, Bulgar toplumunun bütünlüğüne katkıda bulunmaya hazır olduğumuzu beyan ederiz.

Bu amaçla yola çıkarak aşağıda belirtilen belgeler analiz edilmiştir:

Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasası;
Ulusal Azınlıkları Koruma Çerçeve Sözleşmesi;
Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Sözleşmesi;
Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Sözleşmesi, Birinci Protokol;
BM Uluslararası Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi;
BM Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Haklar Sözleşmesi;
BM Eğitimde Ayrımcılıkla Mücadele Sözleşmesi;
AB Temel Haklar Bildirgesi;
Milli Eğitim Kanunu;
Eğitim, Asgari Eğitim ve Öğretim Planı Kanunu;
Uzmanlık Eğitimi ve Öğretimi Kanunu;
Kişisel Bilgilerin Korunması Kanunu;
Milli Eğitim Kanununun Uygulama Tüzüğü;

Ders saatlerinin sınıf, etap ve eğitim basamaklarında minimum eğitim verilecek şekilde düzenlenmesine ilişkin 08.05.2001 tarih ve 6 sayılı talimat;
Ders Kitapları ve Alıştırma Kitapları Talimatı;

Ders Kitaplarının ve Alıştırma Kitaplarının Değerlendirilmesi ve Onaylanması ile ilgili 15.05.2033 tarih ve 5 sayılı Talimat;

Okullar, Okul Öncesi Eğitim ve Diğer Birimlerde Sınıf ve Grup, Öğrenci ve Çocuk Sayısının Belirlenmesi ile İlgili 29.12.2000 tarih ve 7 sayılı Talimat;

Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'nde görülen 6/92 no'lu davada alınan 02.07.1993 tarih ve 7 sayılı Karar;

Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'nde görülen 15/97 no'lu davada alınan 18.02.1998 tarih ve 2 sayılı Karar.

Bulgaristan'ın aşağıdakileri imzalamadığı ve yürürlüğe koymadığı gerçeği de gözönünde bulundurulmuştur:

-Avrupa Bölgesel Diller ve Azınlık Dilleri Bildirgesi, Bulgar makamları, bildirgenin Bulgar yasalarıyla çeliştiğini belirtmektedir, Bulgar yasalarına göre ülkedeki resmi dil bir tanedir,

-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 12 sayılı Protokolü, içeriğindeki talimatların zaten mevcut Ayrımcılıktan Koruma Kanunu'nca düzenlendiği belirtilmektedir.

Sorunların çözümü için isteksizlik gözlemlenmektedir

Halihazırda Bulgaristan Eğitim Sisteminde:
• Anadili eğitimi sadece belediye okullarında mevcuttur, devlet okullarında bulunmamaktadır;
• Yabancı dilde eğitim verilebilmektedir fakat anadilde eğitim verilememektedir;
• Sekizinci sınıfa kadar anadili eğitim programları mevcuttur, lise sürecinde ise uygulamada mevcut değildir;
• Anadili dersinin eğitim planındaki yeri net değildir;
• Anadili dersinin içeriği hakkında Devlet Eğitim Standardı bulunmamaktadır, söz konusu standart dersin zorunlu seçmeli kategorisinde yer alması ve ders kitapları sağlanması için şarttır.
• Sınıfların doluluk oranı ve öğretmen sayısı, öğrencileri Eğitim Planının A bölümündeki derslerden mahrum bırakmamakta fakat azınlık öğrencilerini anadili eğitiminden mahrum bırakmaktadır;
• "Anadili" ifadesi net bir şekilde açıklanmamıştır.

Kanundaki boşluklar, Eğitim Bakanı'na geniş haklar tanımakta, bu da kişisel veya taraflı karar almaya sebep olmaktadır. Anadilde ders kitaplarına yönelik ifadelere, talimatlarda, kanun ve kanun altındaki seviyeler de dahil olmak üzere hiçbir yerde değinilmemiştir, bu sebeple ders kitapları 1992 yılından beri basılmamaktadır.

Anayasanın 36. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen kesin talimata rağmen anadilde ders alma hakkı ile ilgili hukuki bir belirsizlik bulunmaktadır. Bugün Türkçe eğitim alan öğrencilerin sayısı 7.000'den azdır, oysa bu sayı 1992-1993 yıllarında 114.000'dir.

Yeni Okul Öncesi ve Okul Eğitimi Kanunu projesinin, sorunları çözeceği, Bulgaristan'ın Avrupa'nın eğitim ve demokratik toplum kriterlerine uyacağı beklentileri gerçekleşmemiştir. Hala çifte standart uygulanmaktadır, dünya önünde değişmez insan hakları kabul edilmekte, fakat iç resmi uygulamalarda bu haklar kısıtlanmaktadır.

1. Kanun, kanun altı düzenlemelere ve mevcut kanun maddelerine atıf yapmaktadır. Böylece, sorunları daha da büyütecek ve yine yürütme makamlarının kanunu nasıl yorumladığına bağlı olacaktır.
2. Kanun, AB'nin büyüme, istihdam ve sürekli gelişim ile ilgili stratejilerinde temel oluşturan kilit yeterliliklerin tasvirinde de doğru davranmamaktadır. Avrupa kanunu ile ilgili bilgi veren özel kaynaklarda, ilk sekiz kilit yeterlilikten ilki bütün dillere "anadilde iletişim olarak" çevrilmiştir ve buna Bulgarca da dahildir. Bulgaristan'da düzenlenen bütün belgelerde, bahsigeçen kanun projesi de dahil olmak üzere, bu kilit yeterlilik "vatan dili" veya "Bulgar dili" olarak belirtilmiştir, bu anadilin resmi dil ile aynı olması demektir, bu da kelimenin kilit yeterlilik ve temel eğitim hazırlığından çıkartılması anlamına gelmektedir.

Böyle bir kanun, "Anadili" dersi için Devlet Eğitim Standartları'nın temel bölümünün geçerli olması anlamına gelir:

• Devlet bu ders için, eğitim içeriği, ders planı, öğrencilerin eğitimlerinin sonuçları, ders kitapları, alıştırma kitapları, pedagojik uzmanların statüsü ve profesyonel gelişimi, kalite kontrolü, enstitülerin finansmanı, maaşın belirlenmesi, okullardaki faaliyetlerin organize edilmesi ile ilgili zorunluluklar getirmeyecektir.

• Devlet Eğitim Standartları, Bakanların şahsi ve taraflı isteklerine bağlı olacaktır, bu da eğitim planının, anadilde belirtilen ders saatlerinin, Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı'nın kişisel kararına bağlı olması demektir.

Biz eminiz ki:

İş alanındaki başarı, aktif Bulgar ve Avrupa vatandaşları oluşturulması, resmi dil, anadil ve yabancı dildeki yeterliliğe bağlıdır.

Anadili eğitiminin devlet himayesi ve kontrolü altında yapılması bir problem değil, Bulgarcası ve anadili olmayan çocuklar için resmi dil ve başka dillerin öğreniminde ve daha iyi algılanmasında kullanılan bir anahtardır.

Anadili eğitiminin temel insan hakkı olarak yasalar tarafından azami düzeyde sağlanması gerekmektedir.

Bu fikrimiz, ülkede cereyan eden dinamik olaylar öncesinde daha da güncel hale gelmiştir. Temel insan hakları, iyi yaşam hakkı, çalışma hakkı, eğitim hakkı, Bulgaristan toplumunun gündemine tekrar gelmektedir. Bu haklar arasında her vatandaşın anadilini öğrenme hakkı da mevcuttur. Bu yüzden, bugün veya ileride yeni eğitim kanunu ile ilgilenecek kişilere şunları bir kez daha hatırlatmak isteriz:

1. Dil yetkinliklerinin, resmi dil ve yabancı diller yanında anadili de kapsaması gerekmektedir.

2. Yabancı dil dersi ile karşılaştırıldığında, Anadili dersi de aynı derecede genel eğitim dersidir ve böyle kabul edilmesi gerekmektedir.

3. Anadili öğrenimi anayasal bir hak olmakla birlikte, öğrenimi için gereken ders sayısı, yardımcı kanun, kararname veya idari işlem ile belirlenemez. Anadili eğitim dersi sayısı, Eğitim derecesi, genel asgari eğitim durumu ve müfredat kanununda belirlenenden daha az olamamalıdır ve kanunun kendisince düzenlenmiş olmalıdır.

4. Yukarıda anılanlara ve belirlenen bütçe imkanlarına istinaden, anadili eğitimi organizasyonu için kanun, sınıf, grup, öğrenci sayısı ve öğretmen istihdam konularından kaynaklanan engelleri kaldırmalıdır.

5. Anadili eğitim kitaplarının yazılması, değerlendirilmesi, onaylanması ve mali destek için gereken koşullar, genel eğitim dersleri koşulları ile eşdeğerde olmalıdır.

6. Öğretim elemanlarının yeterliliği ve kariyer gelişimi yönünde yapılan çalışmaların, anadili eğitimi öğretmenleri için de tamamıyla geçerli olması gerekmektedir.

7. Anadili tanımlanması, Avrupa Parlamentosu'nun 18 Aralık 2006 tarihinde yapılan Genel Kurulunun 2006/962/EO sayılı Önerisi ile bağdaştırılmalıdır. Söz konusu öneride, Anadilde iletişim, yapılan kavram yorumların duygu ve düşüncelerin, kanıt ve görüşlerin sözlü veya yazılı şekilde (dinleme, konuşma, okuma ve yazma) ifade edilmesi olarak belirtilmekte, kamu ve kültür bağlamlarında dil yönünden etkileşime izin verdiği ifade edilmektedir.


Bu deklarasyon ile

İsteklerimizin, ilave hak ve ayrıcalık elde etmek için değil, anadilin, şahsın kişisel ve kültürel gelişimi açısından potansiyel bir kaynak olarak görülmesini sağlamak için olduğunu,

Anadili eğitimindeki her kısıtlama ve eşitsizliği, temel insan hakları ile kişisel kimlik hakkının ihlali olarak kabul ettiğimizi,

Anadili eğitimine ilişkin her kanun boşluğu ve tutarsızlığın, azınlıklarda 1989 yılından önce cereyan eden olaylar ve politikalar ile benzerlik çağrıştırdığını beyan ederiz.


SAYIN CUMHURBAŞKANI,
SAYIN MECLİS BAŞKANI,
SAYGIDEĞER BEYLER VE BAYANLAR,

İnsan hakları, Aydınlanma çağından buyana tüm demokrasiler için temel oluşturmuştur. Bugün, bütün Avrupa ülkeleri, kanunlarında, azınlıkların kendi dillerini öğrenme, kullanma, geliştirme ve düzenleme hakkını tanımaktadır.


Eminiz ki,
Bulgaristan'ın demokratik kurumları, Bulgaristan'ın aydın ülkeler arasındaki yerini korumak için gereken iradeyi bulacak ve konu, yasama, yürütme organlarının yetkileri dışına çıkarılmayacaktır.


Eminiz ki,
Azınlıkların hakları çoğunluk tarafından dikte edilmemeli ve bir Bakanın kişisel iradesi ve tutumuna bağlı olamamalıdır.

İşbu Deklarasyon altındaki imzalarımız ile ulusal çıkar ve ortak geleceğimiz adına Bulgaristan ve Avrupa vatandaşı olduğumuzu belirtmekteyiz.

Kırcaali, 23 Şubat 2013


DİĞER HABERLER