KUTLU BAYRAMLAR
Orucun sonunu belirleyen Ramazan Bayramı Peygamberimiz (S.A.V) ve Müslümanların zorunlu Mekke'den Medine'ye Göçünün ikinci (624 y) yılından itibaren kutlanmaya başlandı. Bu bayramda yapılması gereken tüm kutlama ve Allah'ın buyruklarını yerine getirme H.Z.Muhammed (S.A.V.) tarafından bizzat düzenlenip, ilk ramazan bayramıyla ilgili işlemler de onun tarafından yapıldı. 623 yılında başlayan kutlamalar günümüze kadar ulaşıp, sonsuza dek de sürecektir...
Bu yıl da Allah için tutulan oruç havanın sıcak olmasına rağmen, susuzluğun ve açlığın gücüne dayanan, nefsini yenen Müslümanlara 1387 yıldır ödül olarak gelen Ramazan Bayramında camiler mutluluk dolu yüzlerle taşmasına neden oldu. Mestanlı'daki iki cami de yetersiz kaldı ve Bayram Namazını kılmaya gelen kalabalığı ağırlayabilmek için camilerin etraflarına kilimler, halılar döşendi ve yine yetersiz kaldı. Oysa bunlar Mestanlı'daki Müslümanların sadece dörtte biriydi!
Bayram Namazı kılındı, hutbe okundu ve ardından bayrama girildi. Herkes yandaki komşularını ilk kutladı, sonrada birbirini tanımayan ve genç ile yaşlı ayrımı yapmayan kişiler birbirlerinin bayramını kutladılar. Bayram Namazı sadece erkekler tarafından kılınır. Camiden ayrılan Müslümanlar evlerinin yolunu tuttular. Bayramın geldiği haberini ailelerine verdiler. Türklerde Şeker Bayramı olarak anılan Ramazan Bayramında çocukların şeker, tatlı toplama geleneği vardır. Herkesin güzel ve temiz giyiniyor, küçükler büyüklerin ellerini öper büyükler de onlara harçlık para verir. Öğleye kadar çoğu kişi evinde olur aileleriyle sohbet ederler, mahalleyi gezip komşularla bayramlaşırlar. Şeker toplamaya gelen çocuklara da çeşitli ikramlar sunulur. Öğlen vakti geldiğinde herkes bayram ziyareti için yavaş yavaş ailelerinin, akrabalarının yolunu tutar.
Kültürümüzün temel direği haline gelmiş iki dini bayramdan biri olan Ramazan Bayramı, ailenin önemi vurgulayan bayramdır. Bu bayramda Müslümanlar İslam'ın beş emrinden biri olan zekatı yerine getirir, küskünlerin barışması gelenek hale gelmiştir. Bunun yanında karşılıklı görüşme, hediyeleşme, birbirini ziyaret etmeler ve mezarlıklara gidilir. Baklava bayramın değişmez demirbaşıdır.
Bu yıl da yukarıdaki saydım olaylar gerçekleşmekte. 3 gün süren bayram, Müslüman ülkelerinde resmi tatil ilan edilir.
Bazı geleneklerden uzaklaşıldığı gerçeği de var. Eskiden, totaliter rejim döneminde bile çocuklar bayramın arife günü ellerindeki gegelerle (sadece çoban sopası olmayıp, toplanan çörekleri ona geçirilerek taşımaya kullanılan ağaçtan yapılmış bir tür alet) eve ev dolaşır çörek toplardı. Bayram günü mahalle mahalle gezilir şeker toplanırdı, evimizde 2 kilo kesme veya bonbon şeker dağıtılıyordu!. Son birkaç yıldır şeker toplayan çocuklar hepten azaldı. Eskiden başka bir gelenek daha vardı. İmamdan başlayarak herkes birbirinin bayramını kutlar, küçükler büyüklerin elini öper ve oluşturulan zincir sayesinde camide olan kişiler kadar kutlama, mutlu yüzlere bakma, kişiler arasında anlatılması zor olan bir bağ oluşurdu. Böylelikle birbirini hiç tanımayan kişiler bile bayramlaşır, tanışır ve birbiriyle konuşurdu.