1993 yılından beri Bulgaristan'da birçok şair-yazarla tanıştım. Onlardan biri de Kırcali'li Mümün Tahir'dir. O şanslı insanlardan biridir. Çünkü hem anlam olarak hemde kulağa hoş gelmesi açısından çok güzel bir ismi var. O birçok esere imza atmış biridir. Bizde bunları sayfalarımızda zaman zaman okuyucularımıza duyurduk. Kendisini ziyarete gittiğimizde bir sürprizle daha karşılaştık. Mümün Tahir'in yeni bir kitabı daha yayınlandı. "İdentiçnost i tolerantnost" (Kişisel Kimlik Ve Hoşgörü) Yazarı tebrik eder daha nice eserler vermesini temenni ederim.
Mümün Tahir 12 Mart 1957'de Kırcali'nin Zagoriçane köyünde doğdu ve ilköğretimi Fotinovo`da okudu. Momçilgrad'ta ise liseyi bitirdi. Plovdiv'de Bulgar Filolojisi'ni ve mastırını, ondan sonra da Blagoevgrad üniversitesinde Kültüroloji bölümünü bitirdi. Halen Bulgar Bilimler Akademisi Felsefe Enstitütüsünde Kültür Entegresyonu konusunda tez çalışması yapmaktadır. Elbette bu kadar okuyan kişi bir şeylerde yazmak ister. İşte Mümün Tahir'de bunu yapmaktadır. O hep yazıyor. Kendisi Bulgar Yazarlar Birliği ve Bulgar Gazeteciler Birliği üyesidir. Bakü Vektör üniversitesi tarafından doktora ünvanı verilen Mümün Tahir, Viyana Folklor Topluluğu tarafından da fahri üyeliğe kabul edilmiştir. 2002 yılında Bulgar Yazarlar Birliği'nin her yıl verdiği "Büyük Edebiyat Ödülü" ne layık görüldü. 2005 yılında da Kırcali'de "24 Mayıs Bulgar Alfabe Bayramı" gününde "Nagrada za Publitsistika" ödülü verildi. Ayrıca "Hepimiz Toprak Ananın Çocuklarıyız" adlı hikaye yarışmasının ilk ödülü de iki defa onun oldu. 2009 yılında "Dyado Yotso gleda" hikaye yarışmasının birinci ödülünü aldı. Mümün Tahir'in yayınlanmış 15'ten çok eseri var. Film senaryosu da yazsa ancak o daha çok sivil toplum kuruluşlarında ve bazı insiyatiflerde yer almasıyla daha fazla ün salmıştır.
- BULGARİSTAN KÜLTÜR BAKANLIĞI BÜNYESİNDEKİ KÜLTÜREL BÜTÜNLEŞME ŞUBESİ BAŞKANI OLARAK BULGARİSTAN TÜRKLERİNİN KÜLTÜRÜNE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALARDAN BAHSEDERMİSİNİZ?
- Kültürel Bütünleşme Şubesi olarak Festivaller, Bayram Kutlamaları, Kitap tanıtımları, Kültür alanında yapılan çalışmaların tanıtımları, sanat adamlarının anılması, Bölgesel, ulusal ve Uluslararası konferanslar, seminerler düzenlemekle uğraşıyoruz. Ayrıca Kültür entegrasyonu programları konserler, yarışmalar, geceler, sergiler de düzenlemekteyiz.
Bulgaristan Türklerinin tarihinde önemli bir yere sahip olan kültür anıtlarının yeniden kazandırılması çalışmaları da yapmaktayız. Mesela İsperih bölgesinde bulunan Demir Baba ve Tırgovişte'deki Baba Kondu Tekkesi onarıldı. Ayrıca İsperih, Omurtag, Cebel, Burgas ve Ruen Türk Kültürü Günleri düzenlemekteyiz. Sofya şehir kütüphanesinde Türk Okuma evi açtık. Yuvarlak masa toplantıları düzenlemekteyiz. Bulgaristan'da İslam Edebiyatı ve Kültürü Sergisi açtık. Ressamlarımızdan Nedım Mustafa, Hikmet Hacı, Kamber Kamber, Seyfettin Şekerov, Ertan Hüseyinov ve Behçet Danacı gibilerinin eserlerinin sergisi düzenlendi. Bulgaristan'da Türk edebiyatı ve kültürü günleri düzenledik. Ömer Lütfi Kırcalide, Kadriye Latifova Haskovo'da, Nazım Hikmet Şumen'de, Sabahattin Ali Varna'da ve Mustafa Kemal Atatürk Plovdiv'de olmak üzere bu okuma evlerini açtık. Ayrıca Kırcali'de Kadın Kültürü ve Eğitimi Derneği Rodopeya, Kadın Derneği Birlik Tırgovişte'de, 21. Asır Türk Kültür merkezi Sofya'da, Recep Küpçü Kültür Merkezi Burgas'ta, 21 asır Balkanlar Derneği Kırcali'de, Tolerans Derneği Sofya'da, İstikbal Vakfı Kırcali'de, Milli okuma evi Şafak Omurag'ta v.s. faaliyete geçmişlerdir. Recep Küpçü, Naci Ferhadov, Durhan Ali, Osman Azis, Sabrı Alagöz, Mustafa Çete, Ali Bayram şiir geceleri ve birçok konuda da konferanslar düzenledik.
Bütün bunlardan başka "Ressam Kamber" "Kadriye Latifova Benim Tiyatrom" ve "Doktor Nevin" adlı filimler de çektik. Balkan yazarlar karşılaşmasını da organize etmekteyiz.
- BULGARİSTAN'DAKİ TÜRK TİYATROLARININ DURUMU NASILDIR?
- Bu gün kültürel anlamda geldiğimiz önemli bir nokta var ki o da Kırcali ve Razgrad'ta açtığımız tiyatrolardır. Bu tiyatrolar Kültür Bakanlığına bağlı devlet tiyatrolarıdır. Burada Bulgaristan'ın önemli artistleri ve sanatçıları görev yapmaktadırlar. Bunun yanında yeni kabiliyetler de burada eğitim görüyorlar. Bunlar da gelecekte önemli sanat adamı olacaklardır. Bu tiyatrolar bulundukları şehirlerde sahne aldıkları gibi yakın şehir, köy, Bulgaristan çapında hatta komşu ülkelerde de programlar yapmaktadırlar. Bu tiyatrolarda sadece Türk sanatçılar görev yapmamaktadır. Bulgaristan'ın farklı etnik kökenli sanatçıları bir harmoni oluşturup başta kendileri bir hoşgörü ortamı içinde bulunup, ardından da bu ortamları ile diğer vatandaşlara örnek olarak bir tolerans örneği sergilenmektedirler. Tabii bu durum onların sahneledikleri oyunlarına da yansımaktadır. Bunlar ayrıca şarkı ve dansları ile de bunu yapmaktadırlar. Mesela Kırcali Kadriye Latifova Devlet Müzikal Dramatik Tiyatrosu ve Razgrad Devlet Müzikal Dramatik Tiyatrosu adeta bir kültür ve eğitim merkezi durumundadır. Farklı etnik gruplardan 150 kadar personel görev yapmaktadır.
-BULGARİSTAN TÜRKLERİ BU ÇALIŞMALARDA YANINIZDA NE KADAR YER ALMAKTADIR?
-Bir milletin gerçek kültürü ortaya koyduğu kültürel aktivitelerden ve yayınladığı kitaplardan dini ve milli bayramlarının kutlanmasında gösterdiği ihtimamdan belli olur. İşte kurduğumuz bu iki tiyatro köy köy dolaşarak kültürümüzü yaşatmaya çalışıyor. Onlar özellikle bayramlar için özel programlar hazırlamaktadırlar. Tabiiki entegrasyon dediğimiz şey bütün kültürlerin kendilerini koruyarak diğer kültürlere saygı içinde birliktelik oluşturmak demektir. Bütün kültürler öz kimliğini koruyarak kendini geliştirmelidir. İşte biz bakanlık olarak bu çerçeve içinde bütün imkanlarımızı seferber ederek kültürlerin kendilerini geliştirmeleri için çalışmaktayız. Bu ruhta icra edilen her türlü aktiviteleri gerek maddi gerekse manevi olarak desteklemekteyiz. Tabii halkımızda bizim ile beraber olmakta ve yanımızda yer almaktadırlar. Bunu aktivitelerimize gösterdiği ilgiden anlamaktayız.
-BULGARİSTAN İLE TÜRKİYE ARASINDA KÜLTÜR ANLAŞMASI GEREĞİ NE GİBİ KÜLTÜREL FAALİYETLER YAPILMAKTADIR?
-Bulgaristan ile Türkiye arasında Kültür anlaşması imzalandı. Bu anlaşmadan sonra bir çok ortak çalışmalar oldu. Edirne'deki Bulgar Kliseleri tamir ettirildi. Burada Şumen'deki Tombul Camii ve Plovdiv'deki Cuma Camisi restorasyonları başlatıldı. Daha geçen hafta Kültür Bakanımız Edirne'de Bulgar Kültür merkezini açtı. Dolayısıyla çalışmalar bir çok alanda devam etmektedir. 23 Nisan Çocuk Bayramı'nda Bulgaristan'dan bir çok grup Türkiye'ye gitmekte ve gösteriler yapmaktadır. Ayrıca Türkiye'den de buraya gelişler olmaktadır. İşte bunlar Kültürleri birbirine yaklaştıran önemli olaylardır. Bu anlaşma ile birçok faaliyete imza atıldı ve bunlar devamda edecektir. Aslında yapılacak çok şey var. Türkiye Bulgaristan arasında folklor gruplarının gidip gelmesi eskiden çok önemseniyor hatta medyada yer alıyordu. Son yıllarda bu karşılıklı gidişler o kadar çok olmaya başladı ki dikkatlerden düştü ve normal karşılanmaya başlandı. Bizim tiyatrolarımız da Türkiye'ye zaman zaman gidiyor ve orada programlar yapıyorlar. Sanatçılarımızın da Türkiye'de konserleri oluyor. Özellikle Bursa'da önemli programlar yapılmaktadır. Dolayısıyla kültürel anlamdaki gidiş gelişler o kadar çok olmaya başladı ki biz onların istatiğini tutamaz olduk. Bu ise iki komşu ülke arasındaki ilişkilerin çok iyi bir seviyeye geldiğini göstermektedir.
-BALKAN ÜLKELERİ İLE NASIL BİR ÇALIŞMA İÇİNDESİNİZ?
-Her yıl Balkan Yazarları Karşılaşması düzenlemekteyiz. Burada temel amacımız bu insanların birbirlerini tanımalarını ve senenin diğer gülerinde iletişim kurmalarını sağlamaktır. Bu seviyedeki insanların birbirlerini tanımaları ve dostluk kurmaları ulusal ve bölgesel barışa önemli katkı sağlamaktadır. Biz diğer komşuları tanıyoruz onlarda bizleri. Birde Varna ve Kırcali'de organize ettiğimiz festivaller var. Kırcali bu festival sayesinde Avrupa da "Hoşgörünün Başkenti" ilan edildi. Bu festivallerde özellikle Balkanlardaki komşu ülkelerden gruplar davet edilmektedir. Katılımcılar burada gördükleri hoşgörü ortamını kendi ülkelerine taşımakta ve bu şekilde sanatla barışa bir katkı sağlanmış olmaktayız.
-BULGARİSTAN TÜRKLERİNİN EDEBİYATI KONUSUNDA YAPILAN ÇALIŞMALARDAN BAHSEDERMİSİNİZ?
-Razgrad, Kırcali, Krumovgrad, Ruse ve Ardino'da edebiyat bayramlari ve geceleri düzenlemekteyiz. Burada şair, yazar ve gazeteciler bir araya gelerek Bulgaristan Türk Edebiyatı alanındaki problemler ve gelişmeler ele alınmaktadır. Şiirler okunmakta ve geçmiş edebiyatçıların eserleri ile halihazırdakilerin durumları, çalışmaları incelenmektedir. Bulgar yazarlar birliği üyeleri arasında da bu tür karşılaşmalar organize etmekteyiz. Bu karşılaşmalarda hem birliktelik sağlanmakta hem de ortak problemler tartışılmaktadır. Diğer taraftan proje aşamasında olan bir çalışmamız var ki oda edebiyata mehilli olan gençler ile edebiyat alanında eserler vermiş kişileri buluşturma niyeti. Her ay meşhur bir yazar gençlere edebiyat alanında yapılacak çalışmalar hakkında bir ders versin istiyoruz. Bu şekilde gençler arasında merak uyandırıp bu alanlarda çalışmalarını sağlamak istiyoruz.
-BULGARİSTAN TÜRKLERİ'NİN SİZCE EN ÖNEMLİ PROBLEMİ NEDİR?
-Bulgaristan Türkleri arasında en önemli problem Türkçe'nin de Bulgarca'nın da yanlış ve hatalı kullanılmasıdır. Gençler arasında resmi dil Bulgarca'nın ne kadar hatalı konuşulduğunu gördükçe endişeye kapılıyorum. Çünkü bu gençlerin topluma uyum sağlamaları ve bir yer bulmaları bu şekilde çok zorlaşıyor. Bunların sosyal ve kültürel hayattaki durumları parlak gözükmemektedir.
-SON OLARAK NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
- Bir kere insan takdir etmesini öğrenmesi lazım. Sözümüze güzel olmuş demekle başlasak ne kaybederiz. Maalesef daha fazla bencillik hakim olmuş insanlara. Halbuki yapılan bir iş takdir edilse onu yapan kişide başka bir şey daha yapma merağı uyandıracaktır. Kişiler birbirlerini tebrik edemiyor işte bu canımı sıkıyor. Büyüğümüzü büyük bilelim küçüğümüzü de küçük görelim.
Bulgaristan Türklerinin Kültür hayatını yükseltmek ve Türkçe'nin iyi derecede öğrenilmesi ve kullanılması temel hedeflerimizden olması lazım. Bunu herkes birey olarak ve aile olarak kendine hedef seçmesi lazım.