Osmanlı'dan kalma baruthaneye ilgi giderek artıyor



Salı, 04 Nisan 2017

Osmanlı'dan kalma baruthaneye ilgi giderek artıyor Balkanlardaki baruthane binalarından özgünlüğünü korumuş tek baruthane Ardino (Eğridere) kasabasında bulunuyor. Mimari kültürel değer taşıyan taşınmaz olduğu ilan edilen bu yapı ilçe merkezinde Tarih Müzesi'nin bahçesinde bulunuyor. 18.yüzyılda inşa edilen baruthane binası muhtemelen şimdiki Tarih Müzesi olarak kullanılan bina ile birlikte o zamanki Osmanlı devletinin emriyle inşa edilmiştir. 2013 yılında "Şeytan Köprüsü'nden Ardino'daki Cennet Yollarına " projesi kapsamında yapılan komple restorasyon ve konservasyon çalışmalarından sonra baruthane yeniden ziyarete açıldı. Proje, Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu tarafından devlet bütçesinden desteklenerek finanse edildi. Bu binadaki sergide Osmanlı döneminde kullanılan eski tüfekler, kılıçlar, hançerler ve başka silahlar yer alıyor. Her geçen gün ilçeyi ziyaret eden turistlerin ve misafirlerin bu sergiye gösterdiği ilgi artıyor.

Müzede küratörlük yapan Taner Çobanov, "Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki barut üretilen ve depolanan yapılara baruthane deniliyormuş. İlk baruthaneler Sultan 2.Bayezid (1481-1512) döneminde inşa edilmiştir. Baruthâne-i âmire denilen bu yerler Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki en önemli tesislerden biri haline gelmişlerdir" diye anlattı.

Sonra şöyle devam etti: "Osmanlıların evrimci fikirlerinden biri, tüm üretimin bir yerde yoğunlaştırılması yerine imparatorluk çapında birçok büyük ve küçük baruthane inşa etmektir. Birçok baruthane inşa edilmesiyle çatışmalar, ayaklanmalar veya isyanlar yaşanması halinde belirli bir mekanda bulunan askeri birliklerin tek başına, hızlı ve etkili bir şekilde karşı koymaları için imkan yaratılması düşünülmüştür.

İlk önceleri sadece toplar barut üretilirken, yeniçerilerin ve sipahilerin tüfekle onatılması da, daha büyük çaplı barut üretim tesislerinin kurulmasını gerektirmiştir. Barut üretiminden, depolanmasından ve tedarikinden ilk başlarda Cebeci Ocağı'ndan Serbaruti (Barutçubaşı) sorumluydu, bu birlikte görevli askerlere de Cebeciler denilirdi. Yeniçerilerin ateşli silahlarla donatılmasından sonra Yeniçeri Ocağı'nda da Barutçubaşı idaresinde bir barutçu birliği kuruldu.

Barutun kayıtlı ilk itici güç olarak veya topların kullanılması 12.asırda Çin'de Song Hanedanlığı döneminde bambudan yapılmış toplarda kullanılması denemeleridir. Daha sonra 13.asrın sonunda veya 14.asrın başlarında bambudan yapılmış toplar yerine bronzdan yapılmış toplar kullanılmaya başlandı. Min Hanedanlığı döneminde ((1368 - 1644) ilk topçu taburları kuruldu ve topçu birliklerinin rolü kat kat arttı.

Toplar, yoğun olarak fetihleri sırasında Moğollar tarafından kullanıldı ve onların aracılığıyla top teknolojisi Batı Asya ve Avrupa'ya yayıldı. Savaşlarda barutu ilk kullanan devletlerden biri Osmanlı İmparatorluğudur. 1453 yılında Osmanlı Padişahı 2.Mehmet komutasındaki birliklerin o zamanki Konstantiniyye (İstanbul) şehrini kuşatması ve fethetmesi, belki de sonucu topçu birliklerden belirlenen stratejik önem taşıyan ilk büyük muharebedir. 29 Mayıs 1453 tarihinde yeniçeri birlikleri, şehre hücum edip, fethetmeden önce Macar asıllı Urban'ın yaptığı muazzam bronz topuyla üç ay boyunca büyük şehrin surlarını topa tutmuşlardı".


Diğer Fotoğraflar

DİĞER HABERLER