Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ile Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Başkanlığınca Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde 2-3 Mayıs 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen "Balkan Ülkeleri Medya Forumu", 11 Balkan ülkesinden 150'yi aşkın katılımcıya ev sahipliği yaptı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sn. Bülent Arınç'ın himayesinde gerçekleştirilen foruma, aynı zamanda, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husovic, Sırbistan Devlet Bakanı Süleyman Ugljanin, Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Hareketi temsilcileri ile Balkan ülkelerinden çok sayıda basın mensubu katıldı.
Balkanların istikrarlı geleceğinde medyaya düşen sorumluluğun farklı yönleriyle tartışıldığı foruma, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK)'nu temsilen, USAK AB Araştırmaları Merkezi'nden Balkanlar Uzmanı Sn. Muzaffer Vatansever de katıldı. Forum esnasında bölge ülkelerinden gelen birçok katılımcı ve siyasilerle görüş alışverişinde bulunan Vatansever'in, bu kapsamda, Bulgaristan siyasetinin en önemli aktörlerinden biri olan Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Genel Başkan Yardımcısı Sn. Ruşen Rıza ile ülkede yaşanan son gelişmeler üzerine yaptığı söyleşiyi aşağıda bulabilirsiniz.
M. Vatansever: Bulgaristan'da uzun yıllardır devam eden tartışmalı Baş Müftülük meselesi, komünizm dönemi baş müftüsü Nedim Gencev'in Bulgaristan Yüksek İdare Mahkemesi'ne başvurusu ile yeni bir sürece evirilmişti. Konuyla ilgili Mahkeme'nin Bulgaristan Müslümanlarının seçilmiş Baş Müftüsü Mustafa Aliş Hacı'nın resmi kaydını geçersiz sayması, taraflar arasında çatışmalara sebep olmuş, son bir yıl içerisinde yerel ve merkez müftülük binalarının işgaline kadar varan olaylar yaşanmıştır. Konuyu en son Yüksek İstinaf Mahkemesi'ne taşıyan baş müftülük temsilcilerinin bekledikleri karar geçtiğimiz hafta (21 Nisan 2011) açıklandı ve Mustafa Aliş Hacı'nın baş müftü seçildiği Şubat 2011'deki Müslümanlar konferansı tescil edildi. Bildiğimiz kadarıyla, Bulgaristan'da Yüksek İstinaf Mahkemesi'nin kararlarına itiraz hakkı da bulunmuyor. Sonuç itibariyle, Bulgaristan'da Müftülük krizi çözüldü diyebilir miyiz? Siz gelinen noktada neticeden memnun musunuz?
R. Rıza: Doğrudur, Yüksek İstinaf Mahkemesi'nin kararına itiraz hakkı bulunmamaktadır. Mahkemenin kararı ile birlikte müftülük krizi şu an için çözülmüş durumdadır ve netice itibariyle memnun olduğumuzu söyleyebilirim. Fakat tüm bunlar yeni sorunların yaşanmayacağı veya Bulgaristan Müslümanları Baş Müftülüğünün tüm sıkıntılarının çözüldüğü anlamına gelmiyor. Geçmişten örnek verilirse, 2008 yılındaki, Bulgaristan Müslümanlarının en üst karar alma mercii olan ve Yüksek İslam Şurası Başkanlığı, üyelikleri ve Baş Müftülük makamı gibi yönetim kadrolarının belirlendiği Milli Müslümanlar Konferansı da benzer şekilde resmi kabul edilmiş ve kayıtlara geçmişti. Ancak aradan çok az bir zaman geçti ki, Nedim Gencev şahsi başvurusuyla Konferans'ta alınan kararlarla ilgili Mahkeme'ye itiraz dilekçesi verdi ve Konferans geçersiz sayıldı. Dolayısıyla Baş Müftülük meselesi, siz de ifade ettiniz, çok uzun yıllardır devam ediyor; sadece Mahkemeye konu olan sorunun adı değişiyor.
Ancak şunu da tekrar etmekte fayda var. Az önce verdiğim örnek yanlış anlaşılmasın, şu an Mustafa Hacı Aliş, Bulgaristan Müslümanlarının Baş Müftüsü olarak Yüksek İstinaf Mahkemesi tarafından tescil edilmiştir ve Mahkeme'nin kararına itiraz hakkı bulunmamaktadır.
İlaveten, yeni bir kanun değişikliği söz konusudur. Buna göre, oy çoğunluğu esas alınarak encümenlerin isteği üzerine Olağanüstü Milli Müslümanlar Konferansı toplanabilecek. Diğer bir ifadeyle, encümenlerin %50'den fazlası talepte bulunursa, Olağanüstü Konferans yapılacak ve yönetim değişikliğine gidilebilecek. Şu anki düzenlemelere göre Milli Müslümanlar Konferansı sadece Yüksek İslam Şurası tarafından toplanabiliyor. Kanun değişikliği ile bu sistem çoğulcu bir yapı kazanacak. Ayrıca bugüne kadar resmi kabul edilen Şura, 1996 yılında Nedim Gencev'in düzenlediği Konferans'ta belirlenen Şura idi. Üzerinden geçen on beş yıl boyunca düzenlenen Konferanslara, Nedim Gencev geçersiz olduğu gerekçesiyle itiraz etmiş ve Mahkemeye başvurmuştu. O nedenle ne Mustafa Aliş Hacı'nın Baş Müftülüğü ne de Şabanali Ahmed'in Yüksek İslam Şurası Başkanlığı bir türlü tescil edilememişti. Yapılacak yeni kanun değişikliği ile Konferansı kimin toplayacağı sorunu ortadan kalkmış olacak. Konferans ve seçimler kanuna uygun yapılmış olacağı için, kişilerin şahsi başvurusu ile Mahkeme'ye itiraz yolunun önü de kapatılmış olacak.
Dolayısıyla önümüzdeki dönemde, kanun değişikliğini takiben, Baş Müftülük yeni bir Konferans düzenleyecek ve Bulgaristan Müslümanlarının iradesini temsil eden seçimler gerçekleşecektir. Şahsi kanaatim, müftülük sorununun artık çözüldüğü yönündedir. Yeni kanun değişikliği ile olası problemlerin de ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. Nedim Gencev'in çeşitli girişimleri olsa da, inanıyorum ki, sonuçsuz kalacaktır.
M. Vatansever: Bulgaristan siyaseti ile ilgili gündemdeki ikinci bir konu da 22 Aralık'ta Parlamento tarafından kabul edilen Seçim Yasası değişikliği ile ilgili tartışmalar. Buna göre, kişilerin yerel seçimlerde oy kullanabilmesi için ülkede 12 ay süreyle ikamet etme şartı getirildi. HÖH olarak siz konuyu Anayasa Mahkemesine götürdünüz. Konuyla ilgili son durum nedir?
R. Rıza: Bulgaristan Parlamentosu'nda geçtiğimiz yıl sonunda kabul edilen yasa değişikliği ile yerel seçimlerde ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Bulgaristan vatandaşlarının oy kullanabilmesi, Bulgaristan'da veya AB ülkelerinde 12 ay ikamet etme şartına bağlanmıştır. Bu, tamamıyla vatandaşların seçme hakkının kısıtlanmasına yönelik bir girişimdir. Oysa bizim yaklaşımımıza göre kanunlar, toplumsal yaşamı düzenlemek ve insanların hayatını kolaylaştırmak amacıyla vardır. Seçim yasası da bunlardan bir tanesidir. Ayrıca, yasa değişikliğine göre, Almanya'da yaşayan bir Bulgaristan vatandaşı oy kullanabilecekken, AB üyesi olmadığı için Türkiye'de yaşayan bir Bulgaristan vatandaşı -ki Almanya'da yaşayana göre daha yakındadır- oy kullanamayacaktır. Bu, temel bir insan hakları ihlalidir ve açık bir şekilde ayrımcılık yapılmaktadır. Demokratik bir devlette böylesi uygulamalar kabul edilemez.
Biz bu gerekçelerle Anayasa Mahkemesi'ne başvurduk ve şu an kararı bekliyoruz. Ayrıca bunun bilinçli yapılmış bir kısıtlama olduğunu düşünüyoruz. İnsanların seçme ve seçilme hakkı elinden alınamaz. Bulgaristan vatandaşı olan herkesin Bulgaristan siyaseti ile ilgili söz söyleme hakkı vardır. İnsanların temel hak ve özgürlüklerine, belli politika ve stratejilerin çerçevesinde coğrafi sınırlar çizilemez. İnanıyoruz ki Anayasa Mahkemesi, hukukun üstünlüğü ilkesini ve demokratik değerleri gözeterek kararını verecek ve yasa değişikliğini bozacaktır.
M. Vatansever: Son olarak HÖH'de meydana gelen istifalar ve yönetim değişikliğini sormak istiyorum. Partinin önemli isimlerinden biri olan Kasım Dal'ın Ocak ayındaki istifasını, Parlamentodaki en genç milletvekillerinden biri olan Korman İsmailov takip etti. Son dönemde HÖH'de yaşanan iç sorunları ve Parti'nin yaklaşımını kısaca değerlendirir misiniz?
R. Rıza: Kasım Dal ve Korman İsmailov'un istifaların temel gerekçeleri, HÖH'de yenilenme yapılması ve bu kapsamda yönetim değişikliğine gidilmesi ile ilgili kişisel talepleridir. Oysa, 2009 yılı Aralık ayında yapılan Parti Kongresi ve takip eden süreçte birçok değişiklik yapıldı. Bildiğiniz gibi Parti'de beş tane Başkan Yardımcılığı pozisyonu vardır. Bunlardan Lütfi Mestan dışındaki dördü değişmiştir. Biliyorsunuz, Bulgaristan'da yaşayan Pomak kardeşlerimiz vardır. Değişen Başkan Yardımcılarımızdan biri Pomak'tır. Avrupa Parlamentosu'nda HÖH'ün milletvekilleri vardır. Bunlardan biri çok başarılı bir bayan arkadaşımızdır, Filiz Hüsmenova. Aynı zamanda kendisi Başkan Yardımcılarımızdan biridir. Nihayetinde Bulgaristan'da yaşıyoruz, bir diğer Başkan Yardımcımız de Bulgar'dır, Hristo Biserov. Yeni seçilen Başkan Yardımcılarından sonuncusu da benim, HÖH'ün Gençlik Kolları örgütünden gelen bir isim olarak bulunuyorum. Tüm bunlar, HÖH'ün çeşitliliğe ve farklı grupların temsiline önem verdiğinin de açık bir göstergesidir.
Söz konusu değişiklikler Bulgaristan yasaları gözetilerek kanunlara uygun yapılmıştır. Ayrıca Bulgaristan siyaseti ve toplumsal yapısı dikkate alınarak geliştirilmiş bir stratejinin parçasıdır. HÖH'ün kuruluşundan bu yana -21 yıldır- Parti'de böylesi kapsamlı bir değişiklik yapılmamıştır. Şahsi kanaatim, bu hareketlerin biraz da kişisel rövanşizmden kaynaklandığı yönündedir. Bu kişilerin Parti'ye yönelttikleri suçlamalar da son derece yersizdir. Eminim ki takip ediyorsunuzdur, örneğin, Parti olarak Türk Kültürü ile ilgili, örf ve adetlerin yaşatılması ile ilgili birçok çalışmalar yapıyoruz. İki hafta önce, Bulgaristan'da Türk kültürü ile ilgili ilk Milli Konferansımızı düzenledik. Türkiye ile ilişkilerimize her dönemde büyük önem atfediyor ve daha ileri bir safhaya taşımak üzere çalışıyoruz. 19 Mayıs'ta Cebel'de 1989 yılında yaşanan büyük göçün anma törenleri yapılacak. Etkinlikte, her yıl olduğu gibi Türkiye'den gelen konuklarımız da olacak. Bir gün öncesinde ise -18 Mayıs'ta- Cebel'de, tüm dernek başkanlarıyla, Ahmet Doğan ve parti yönetimindeki kişiler bir araya geleceğiz. Bu da ilk kez yapılıyor. Özetle, HÖH sadece siyasi olarak değil kültürel ve toplumsal alanda da yoğun faaliyetlerine devam edecek.
M. Vatansever: Son dönemde Parti içerisinde yaşanan bu sıkıntılar kapsamında değerlendirirseniz, Ekim ayında yapılması beklenen yerel seçimlerle ilgili HÖH'ün genel stratejisi nedir?
R. Rıza: Yaklaşan seçimlerle ilgili en önemli stratejimiz, ekip çalışmasını benimsemiş olmamızdır. Parti'deki arkadaşlarımızla aramızda güven tesis edilmiştir ve güçlü bir şekilde seçimlere gireceğiz. İlaveten yereldeki faaliyetlerimizi yoğunlaştırıyoruz. Az önce ifade ettiğim Parti kadrosundaki değişikliklerin de olumlu sonuçları olacağını düşünüyoruz. Şüphesiz geçmişte, Parti yönetiminin yanlış politikaları ve yaklaşımları söz konusu olmuştur. Bilhassa Belediye Başkanlıkları ve yerel temsiliyetler hususunda bundan sonra çok daha dikkatli davranacağımızı belirtmek isterim. Fakat sonuçta hepimiz insanız, hatalarımız olacaktır. İnsanlar bize hatalarımızı ne kadar gösterirse biz o kadar memnun oluruz, daha iyisi için çalışırız. Ancak bu yapıcı bir süreç olmalıdır. Hiç kimsenin bütünlüğümüzü bozmasına izin vermeyeceğiz. HÖH'ün seçmen tabanı Bulgaristan'daki azınlıklardır ve meydana gelecek bir bölünme herkesin zararına olacaktır. Korman İsmailov ve Kasım Dal'ın, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yaptıkları bu çıkışları olumlu görmüyorum. Ancak inanıyoruz ki, biz bu mücadeleden çok fazla yıpranmadan çıkacağız. Parti olarak şu ana kadar hem kendi içimizde hem Bulgaristan iç siyasetinde birçok zorluğun üstesinden geldik. Şu an yaşanan sıkıntıları da geçmiş tecrübelerimizle aşacağız.
M. Vatansever: Zaman ayırdığınız ve görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
R. Rıza: Ben teşekkür ederim.
Röportaj: Muzaffer Vatansever
USAK AB Araştırmaları Merkezi
2-3 Mayıs 2011, Balkan Ülkeleri Medya Forumu, Bursa.