Balkan Türkleri Federasyonu'nun Edirne'de düzenlediği "Bulgaristan Türk Kültür ve Eğitim Gönüllüleri" konulu çalıştay 24 Aralık 2001 tarihinde Trakya Üniversitesi Kampüsü'nde yer alan Balkan Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Çalıştay'da Bulgaristan'da Türkçe'nin öğretilmesi sırasında yaşanan sorunlar ile sivil toplum örgütlerinin ve öğretmen derneklerinin çoğalması ve bunların bir çatı altında toplanmaları konularında nelerin yapılması gerektiği vurgulandı.
Çalıştaya Bulgaristan Kırcaali'de yer alan Ömer Lütfi Kültür Derneği Müdürü Müzekki Ahmet, Mestanlı Zeybekler Grubu Başkanı Metin Hasan, Şumnu'dan Nazım Hikmet Kültür Evi Müdürü Nurten Remzi, Eğrider (Ardino) Kültür Evi Müdürü Yüksel İsmail'in yanısıra bazı öğretmenler katıldı. Yunanistan Batı Trakya'dan ise Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Sami Toraman, Güney Meriç Azınlık Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Bekir Mustafaoğlu ve Rodop Rüzgarı Dergisi Sahibi İbrahim Baltalı toplantıda yer aldı. Toplantıda ayrıca T.C. Filibe Başkonsolosu Ramis Şen, T.C. Burgaz Konsolosu Cem Ulusoy ve Dış Türkler Dairesi temsilcileri katıldı.
Federasyon yetkililerinden Zülfettin Hacıoğlu'nun yönettiği çalıştayda Bulgaristan'da Türkçe'nin yaşadığı sorunlar, eğitimcilerin, velilerin ve genelde de sivil toplum örgütlerinin nasıl örgütlenebileceği ve nelerin yapılması gerektiği tartışıldı.
Kırcaali Ömer Lütfi Kültür Derneği Müdürü ve aynı zamanda Türk Kültür ve Sanat Derneği Başkanı olan Müzekki Ahmet, Bulgaristan'da yer alan sivil toplum kuruluşlarının bir üst birliğinin olması gerektiğini ve öğretmenlerin de bir birlik çatısı altında örgütlenmeleri gerektiğini vurguladı.
Şumnu Nazım Hikmet Kültür Evi Müdürü Nurten Remzi ise çocukların Türkçe kitaplara ihtiyacı olduğunu ve Şımnu'ya kültür evi yapılması gerektiğini belirtti.
Federasyon Başkan Yardımcısı Zihni Çalışkan da yaptığı konuşmada Öğretmenlerin bölgesel toplantılar yaparak bir araya gelmeleri gerektiğini dile getirdi.
Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Sami Toraman, Balkanlar'da azınlıkların kendi kültürlerini serbestçe yaşatabilmeleri gerektiğini söyledi.
Güney Meriç Azınlık Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Bekir Mustafaoğlu da Balkanlar'daki dernekler arasında irtibat sağlanması ve birlikte etkinlikler düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Rodop Rüzgarı Dergisi Sahibi İbrahim Baltalı da Yunanistan'da "Türk" kelimesiyle örgütlenmenin hala mümkün olmadığını ve Yunanistan'ın İskeçe Türk Birliği örneğinde olduğu gibi AİHM kararlarına duyarsız kaldığını vurguladı.
Yapılan tartışmalardan sonra ileriye dönük olarak nelerin yapılması konusunda aşağıdaki sonuç bildirgesi yayınlandı:
KÜLTÜR VE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ EDİRNE ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ
Tüm dünyada eğitim örgütlerinin amaçları;
- Kuruluşlar arasında karşılıklı işbirliğini bilgi ve deneyim paylaşımını ve dayanışmayı sağlamak insan haklarının, demokrasinin ve eşitliğin geliştirilmesi için ortak hareket etmek.
- Çalışma ve istihdam şartları ile mesleki ve sosyal statülerin iyileştirilmesi için çalışmalar yapmaktır.
- Bu bağlamda Bulgaristan'da Türkçe'yi sevdirmek ve öğrenme isteğini arttırmak için;
Türkçe ders kitaplarının basımını ve sayısını arttırmak.
- Türkçe öğretimini kolaylaştırmak için destek kitaplarının sayısını arttırmak.
- Türkçe eğitim yapan okullarda Türkçeye gönül verenlerin kuracakları derneklerin sayılarının arttırılması, bunların birliklerinin kurulmasının sağlanması.
- Kısa bir süre içerisinde, Bulgaristan Türk toplumunun önde gelen aydınları, eğitmenleri ve öğretmenlerinin bölgesel paylaştırma sonrasında bir araya getirilmesi, Türkçeyi çocuklara sevdirme konusunda görüş alışverişinde bulunulması öngörülmektedir. Bununla ilgili olarak takvimsel öngörüler zaman zarfında şekillenecektir.
- Bulgaristan Türklerinin en acil çözüm bekleyen sorunu olan Türkçe eğitim konusunda geçmişteki örnek organizasyonlardan hareketle güçlü bir teşkilatlanmanın tesis edilmesi elzemdir.
- Bulgaristan Türk toplumu öğretmenlerinin kendi aralarında örgütlenmelerini temin etmek için; Türkiye'de Balkanlarla ilgili olarak faaliyet gösteren Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu'nun üye derneklerinden; imkan ve kabiliyetlerinden makro ölçüde katkıda bulunulması Türkçe eğitiminin yaygınlaştırılmasına katkı sağlayacaktır.
Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Aziz: "Türkçe dilimizi okullarımızda zorunlu seçmeli olarak okuyamıyoruz!"
Çalıştayın sona ermesinden sonra, Trakya Balkan Türkleri Derneği'nin 15. yılı düzenlenen dayanışma gecesi ile kutlandı. Gecede Dernek Başkanı Esma Gündoğdu, Yönetim Kurulu üyeleri Basri Öztürk, Hikmet Çavuşoğlu, Edirne Belediyesi meclis üyesi Namık Kemal Döleneken ile diğer yöneticileri katılırken, protokolde ise CHP Edirne milletvekili Recep Gürkan, Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Aziz, Prof. Dr. Ahmet Günşen, TRT program yapımcısı Metin Edirneli ile diğer davetliler yer aldı.
Dernek Başkanı Esma Gündoğdu yaptığı konuşmada tüm katılımcılara teşekkür etti ve "Bu akşam gururumuz şampiyon Naim Süleymanoğlu gecemize katılamadı, ancak aramızda üç defa şampiyonluk yaşamış Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Aziz bulunmaktadır" dedi ve Hasan Aziz'i kürsüye davet etti.
Hasan Aziz kendisine destek veren herkese teşekkür etti. Hasan Aziz, "Bulgaristan AB üyesi olmasına rağmen bizler bu günlerde hep "hala" "hala" diyoruz! Neden Bulgaristan'da, Balkanlar'da ve AB üyesi bir ülkede biz neden "hala" diyoruz? AB üyesi bir ülkede yaşamamıza rağmen bazı sorunlarımızın çözülmediğini görüyoruz. Bizlere destek olduğunuz için teşekkür ediyoruz. Birkaç konu üzerinde "hala" diyoruz.
Hala, bir AB ülkesinde, bizim Bulgaristan'ımızda hala din konularında bazı zorluklar çekiyoruz.
Hala diyoruz, çünkü Türkçe dilimizi okullarımızda zorunlu seçmeli olarak okuyamıyoruz. Sadece seçmeli olarak okuyoruz. Son 20 yıl içerisinde Bulgaristan hükümetlerinden bütçe ayrılıp Türkçe kitapları getirilemedi.
Hala, Bulgaristan'ımızda kültür konusunda zorluklar yaşıyoruz. 40 yıllık Türk tiyatroları yeniden hayata geçirilmişti ki bunlardan bir tanesi Kırcaali'de diğeri de Razgrat'ta idi. Maalesef yeni hükümetin siyasetçileri yedi yıl sonra Türk tiyatrolarını kapattılar." Görüşlerine yer verdi.
Dayanışma gecesi Mustafa Çavuşev ve Ajda Çavuşev'in söylediği şarkılarla geç vakitlere kadar devam etti.