Yanlış adrese düzenlenen polis baskını sırasında 20 yaşındaki kız çocuğu dövüldü, başı yarıldı.
23 Temmuz gecesi saat 23.15 ile 23.30 suları arasında 4 sivil polis Aysel ve Sabahattin Mustofov çiftinin evine baskın düzenliyor. Aynı anda dairede üniversitedeki sınavına hazırlanan 20 yaşındaki kızları Şirin de bulunuyor.
Gerisini Aysel Mustafova'dan dinliyoruz. " Daireye kendilerini tanıtmadan 4 kişi girdi ve eşimi başına silah dayayarak yere serdiler. Kim olduklarını anlayamadık, soyguncu çetenin baskın düzenlediğini zannettik. Yaşanan şok anlatılamaz, hala titriyorum".
Çıkan sesleri duyan kızları odasından çıkıp ne olduğunu anlamaya çalışırken vurulup yere indirilmiş. O esnada yatak odasında bulunan hem polisi aramaya hem de duvarlara vurup komşulara haber vermeye çalışan Aysel de silah zoruyla önce yere indiriliyor sonra da kanepeye oturtuluyor. Mustafov ailesinin komşusu duvara vurulan yumrukları duyup ne olduğunu bakmaya gelince, bunun bir polis operasyonu olduğu sözleriyle geri uzaklaştırılmış.
Devamını Aysel Mustafova şöyle anlattı: "Tüm bu olup bitenler Türkiye'den misafirliğe gelen yeğenimin ve o esnada sınava hazırlanan kızımın önünde oldu. Kızım ne olduğunu anlayamadan evimize giren kişilerden (polislerden) korkup saklanmaya çalışırken, kapı ile elbise duvarı arasında sıkıştırıldı ve polislerden biri birkaç kez kapıyı o kadar sert itti ki kızımın başı yarıldı. O esnada yeğenim yatağında uyumaktaydı. Uyku halindeyken yatağından zor ile kaldırıp yere serildi. Uyku sersemi olan yeğenim Ramadan gözlüğünü takmaya çalıştı ve Bulgarca bilmediği için de polisin ona "yere yat, kıpırdama" emrini anlayamadığı ve dikilmeye çalıştığı için de tekrar zor ile yere serildi ve gözlükleri kırıldı. Çocukların ikisi de korkudan acı acı bağırıyor ve ağlıyorlardı. Onları sakinleştirmeme izin vermediler."
Kızının başı kanlar içinde olduğunu gören anne daha fazla dayanamayıp "Vuracaksanız vurun!" deyip çocuklara doğru koşmuş. Bir yandan kızının başındaki kanamaya durdurmaya çalışıyor, yarayı temizliyor bir yandan da polislerin kendilerini tanıtmalarını istiyormuş.
Aysel Mustafova 2000 ile 2003 yılları arası Kırcaali'deki pasaport ve kimlik dairesinde çalışmış. Eşi Sabahattin Mustafov 7 yıl poliste görev yapmış, kayınpederi ise emekliye ayrılmadan önce poliste toplam 32 yıl görev yapmış. Aysel, "Polis Kanunu'nu iyi biliyorum. Polislerin kendilerini tanıtmalarını defalarca istedim" diye konuştu. Daireye dalan dört kişiden ikisi en sonunda isimlerinin Georgi Georgiev ve Krasimir Spirov olduğunu söylemiş. Aysel Mustafova o esnada evde olmayan oğlunu aramış ve polise götürülen eşine eşlik etmesini istemiş. Kendisi de kızı Şirin'i ve yeğeni Ramadan'ı acile götürmüş, çünkü polisler acili aramasına izin vermemiş.
Sabahleyin saat üçte eşi Mustafa polislerce serbest bırakılmış ve gerçek ortaya çıkmış. Ailenin yaşamış olduğu bu "gece yarısı korkunç olay" polislerin, bir kadın satıcısını yakalamak için düzenlediği operasyondan dolayı yaşanmış. Aysel'in oğlu telefonla taksi çağırmış, o esnada telefonları dinleyen polisler de Mustafov ailesinin adresine ulaşmışlar. Kadın: "Oğlum, bu taksicinin kadın pazarlamadan dolayı polis tarafından arandığını nereden bilebilirdi? " sorusunu soruyor.
Aysel'in anlattıklarına göre polisler yaptıkları hatayı anladıklarında, Emniyette görevli Suç Dairesi Polis Müdürü Dobrinski, eşi Sabahattin'e, "Bu olay baş da senin ailenin başına mı geldi? Tüm zararlar bizim tarafımızdan karşılanacak. Yeter ki olay kapatılsın ve arkadaşlarımız işten atılmasın" demiş. Bunun yanı sıra, kızının bu gün üniversitede sınavı olduğunu, her şeye rağmen sınava gittiğini, ancak olayın şokundan kurtulamayıp sınavın başlamasından birkaç dakika sonra göz yaşlarına hakim olmayıp, sınav salonunu terk ettiği bilgisini de gazetemize aktardı.
Aysel Mustafova, İçişleri Bakanına, Başsavcıya, Meclis İnsan Hakları Komisyonuna, Bulgaristan Kamu Denetçisine, Milletvekilleri Ahmet Doğan, Remzi Osman, Tsveta Karayançeva, Avrupa Birliği Meclis üyesi Metin Kazak ve İl Emniyet Müdürüne olayı anlatan şikayet mektubu yazmış. Aynı şekilde kendisine ve ailesine verilen ahlaki ve fiziksel hasardan dolayı da mahkemede dava açmaya hazırlanıyor.
Kırcaali Emniyetinden bir açıklama gelmedi ve şikayetin araştırıldığı söylendi.
İçişleri Bakanı Tsvetan Tsvetanov düzenlediği basın toplantısında, Kırcaali Emniyetinin fuhuş kanallarını ve kadın pazarlamayı yok etme yönündeki gerçekleştirmiş olduğu operasyonda zarar gören aileden özür diledi. Kendilerini de bizzat arayıp özür dileyeceğini söyledi. Bu olayın araştırılması için emir verdiğini ve sunulan bilgilerin kanıtlandığı takdirde de gerekli idari işlemin yapılacağını açıkladı. Bunun yanı sıra da haklarını aşan ve görevlerini kötüye kullanan emniyet görevlileri hakkında da gerekli işlemlerin yapılacağını duyurdu.