Şair FAİK İSMAİL ARDA 16 Mayıs 1935 yılı Eğridere ( Ardino ) belediyesinin Elmalı (Yabılkovets ) köyünde dünyaya gözlerini açmış. Orta tahsilini köyünde, liseyi Ardino kentinde ikmal ettikten sonra Sofya üniversitesinin Türkoloji bölümünden mezun oldu. Ardino kasabasında ve köylerinde senelerce öğretmenlik yaptı, hiç kimsenin tavuğuna kaz, gelinine
kız demeden karınca kaderince çalıştı. Yaratıcılık hayatına 1948 yılında ilkokul öğrencisi iken "Eylülcü Çocuk " gazetesinde basılan " Hudut Bekçisi " şiiri ile başladı. Daha sonraki yıllarda şiir, feyleton, fıkra ve mizah hikâyeleri yazdı. 1966 yılında yazdığı şiirleri "Ağrınca Tan" kitabında topladı. Son dönemde yazdığı yapıtlarını da, onun ölümünden sonra, uzakta yakında oturan Ardinolu dostları şair Saffet Eren'in girişimi ile " Ben Seninle Varım " kitabında toplayıp okuyucuya sundular. Şairin yapıtlarında vatan, memleket, yurt, yuva sevgisi ön planda geliyor. Büyük göç dalgasına kapılmayıp "Hangi soysuz beni senden edecekmiş", diye yakındı. Kıvram dolam Andızlık dağlarında yürümeye devam etti. " Ben Rumeli'li Gazal Gızanı Faik Arda, 85 de öldüm, 89 da dirildim, gazal içinde büyüyen Boğaz içinde yaşayamaz ", diye seslendi herkese. Şair 1995 yılı yaşama gözlerini kapadı. Totaliter rejim onu da hırpaladı. Bunu kendi kaleminden okuyalım." Ben, Yurdunu, Yuvasını ölürcesine seven bir insanım. Totaliter rejim beni biraz eğdi, fakat kıramadı. Manevi ölüm fiziki ölümden daha berbattır. Ardino'muzun komünist kodamanları maneviyatımı yok etmek için neler yapmadılar : birkaç kez işten arz etmeler, nedeni belirsiz tabii, Türkçe okuduğum bir halk türküsü yüzünden saçlarımı kesip kasaba sokaklarında "ibret için" gezdirmeler, mahkemeler (yine türkü yüzünden) ve "az zararlı külhanbeyi" damgasını vurarak karakollarda yatmalar ve neler, neler .... Ama totaliter rejim benden bir şey alamadı. Verir miyim hiç! İçimdeki, O yukarıda dediğim SEVGİYİ bir türlü koparamadılar. İnsanlar arasında daima başım dik, alnım ak gezdim. Kendi soframda ne bulduysam onunla geçindim. Hiç kimsenin tavuğuna kaz, karısına kız demedim... "
RUMELİ GIZANI
Ben Rumeli'li
Gazallık Gızanı Faik Arda
85'te öldüm, 89'da dirildim...
Bir Gazallık Gızı sevdim
Elleri tütüne kokuyordu,
Ayakları, fıstık ayakları -
Gıldır gıldır mekik dokuyordu...
Gözleri, ah o güzel gözleri -
Kibritsiz Gandil yakıyordu...
Ben Rumeli'li
Gazallık Gızanı Faik Arda
İstanbul'da Boğaziçi'nde değil
Rumeli'de Gazal içinde büyüdüm
Karpuzçatlatan kaynaklarından
Eğilip sular içtim...
Şu dağlarım uğruna
Sevgilimden vazgeçtim...
Ben Rumeli'li
Gazallık Gızanı Faik Arda
Şu koskoca dağlar
Küçücük kalbime nasıl sığmışlar
Bilemiyorum.
Gel buralara diyorsunuz
Gelemiyorum.
Gazal içinde büyüyen
Boğaziçi'nde yaşayamaz...
Ben Rumeli'li
Gazallık Gızanı Faik Arda
85'te öldüm, 89'da dirildim...
Şimdi bir Gazallık Gızı seviyorum
Öldürmeyin beni boşuna
Sonra daha büyük,
Daha Gocaman diriliyorum...