Beyhan Emin: Tenise olan sevgim acımdan daha güçlü çıktı



Çarşamba, 12 Nisan 2017

Beyhan Emin: Tenise olan sevgim acımdan daha güçlü çıktıBeyhan Emin, 5 Ağustos 1985 tarihinde Ardino'da (Eğridere) doğdu. Tenis oynamaya 8 yaşında başladı. Onun ilk antrenörü Ardino Yunak Masa Tenisi Spor Kulübü'nün antrenörü Bahri Ömer'dir. Yunak 2015, Haskovo (Hasköy) Nikena, Nedelino (Uzundere) Dendrit masa tenisi kulüpleri ve Sofya Ulusal Spor Akademisi (NSA) adına yarıştı. Spor kariyerinde ulusal ve uluslararası yarışmalarda 40'ın üzerinde madalya kazandı. En önemli başarılarından biri Türkiye'de düzenlenen Genç Erkekler Balkan Şampiyonası'nda bronz madalya sahibi olmasıdır. Sofya Ulusal Spor Akademisi'ni bitirdi. Evli, bir çocuk babasıdır.

- Masa tenisiyle ne zaman ve nasıl tanıştın? Geçmişe yolculuk yapar mısınız?

- Masa tenisi benim hayatım. Tenis raketini eski Avrora Fabrikası'nda amcamın yanında ilk defa elime aldım. Orada bir tane tenis masası vardı ve biz orada tenis oynuyorduk. İlk defa o salona girdiğimde 8 yaşındaydım ve salonda belki de 40-50 çocuk vardı. İki hafta sonra ilk antrenörüm Bahri Ömer, tüm bu 50 çocuğu sıraya dizdi. O gün çeşitli egzersizden ibaret bir sınavımız olacağını ve sınav sonucunda hepimiz arasından 8 çocuğu seçeceğini söyledi. Ne mutlu bana ki, antrenörün antrenman için seçtiği o 8 çocuktan biri de bendim.

- Kısaca yarış kariyerinden bahseder misin?

- 18 yaşına kadar yarıştığım tüm yaş gruplarında daima Bulgaristan'ın en iyi üç yarışmacısı arasında yer aldım. En büyük hayal kırıklığını 15 yaşındayken yaşadım. O zaman Bulgaristan ikincisi ve Top-10'da üçüncü olduğum halde Bulgaristan milli takım kadrosuna davet edilmedim ve ondan sonra yarış kariyerim düşüşe geçti. Acı çekiyordum, devam etmenin anlamsız olduğunu düşünüyordum, acının beni yenmesine izin verdim. Fakat tenise olan sevgim acımdan daha güçlü çıktı ve kendi kendime şöyle dedim: "Bir yarışmacı olarak başaramadın, fakat şimdi yoluna devam edip, senin elde edemediğin sonuçları elde edecek yarışmacılar yetiştirmelisin". Başarısızlığın verdiği acı beni rahat bırakmadı ve o zaman kendime hiçbir zaman acının beni yenmesine izin vermeyeceğime söz verdim. Bu yüzden Ulusal Spor Akademisi'nde antrenörlük kursuna başvurmaya karar verdim.

- Son zamanlarda Ardino'daki kulübün yarışmacılarının masa tenisinde oldukça iyi başarılar elde ettiklerini görüyoruz, şüphesiz bu başarılarının sebeplerinden biri antrenörleridir. Sence bir sporcunun iyi bir antrenör olması için hangi niteliklere sahip olması gerekir?

- İlk önce sabırlı biri olması gerekir ve çocuklar, eğer 6-7 yaşlarındaysa onların ilgisini nasıl çekeceğini bilmesi gerekir. Bu yorucu bir şeydir, ama bana zevk veriyor. Çocuklar her şeyi çok çabuk öğreniyorlar.

- Antrenörlük işine ne zaman ve nasıl başladın?

- Bu işe 4 yıl önce başladım. Sofya Ulusal Spor Akademisi'ni bitirdikten sonra Ardino Belediye Başkanı Resmi ile görüştüm. Onunla planlarımı ve Ardino'da tenisin gelişimine yönelik hedeflerimi paylaştım. Ondan sonra bir grup kız çocukla antrenman çalışmalarına başladım ki, onlar geçen yıl 12 yaş grubunda Bulgaristan şampiyonluğunu elde etmeyi başardılar. İleride de Ardino adına başarılarının devam etmesini umuyorum.

- Geleceğin tenisçilerine herhangi bir tavsiyede bulunmak ister misin?

- Hayal kurmaya devam etsinler ve hayallerinden hiçbir zaman vazgeçmesinler. Ve şunu unutmasınlar ki, acı çekmeden ve emek vermeden hiçbir zaman zafer duygusunu yaşayamayacaklar. Acının geçici olduğunu, fakat hayallerinden vazgeçtiklerinde bu acının sürekli olacağını unutmasınlar. Acıların onları daha zayıf yerine daha güçlü kılmasını dilerim.

Söyleşi: Güner ŞÜKRÜ


DİĞER HABERLER