İKİ ETKİNLİK, İKİ TEŞEKKÜR BELGESİ



Cumartesi, 02 Haziran 2007

  İKİ ETKİNLİK, İKİ TEŞEKKÜR BELGESİİbrahim BALTALIMayıs ayı Batı Trakya'da etkinlikler ayı olarak bilinmektedir. Batı Trakya Türk Azınlığı mensupları düzenlenen onlarca etkinliğe sahip çıkmakta ve bunları gerek maddi ve gerekse de manevi olarak desteklemektedir. Düzenlenen etkinlikler ise milli ve manevi duygularımıza yönelik olduğu gibi, kimliğimizi yarınlara taşıyabilecek güçtedir.
Katıldığımız etkinlikler içinde bizleri iki tanesi çok etkilemiştir ki bunlardan bir tanesi Kırcaali'dedir. Batı Trakya'da düzenlenen etkinliklerde bizlere de teşekkür plaketleri sunulması, milli, dini ve kültürel değerlerimize ve güzel Türkçe'mize sahip çıktığımızın bir göstergesidir.
Taşlık camisinin tamir edilmesi ve yeniden ibadete açılması dolayısıyla gazete olarak yapmış olduğumuz yayınlardan ötürü teşekkür plaketine layık görüldük. Bu bizim için çok mutluluk verci bir olaydır. İnsanın kendi insanı tarafından takdir edilmesi kadar güzel bir duygu olamaz. Taşlık camisinin olduğu yerde, cami olmadığını iddia eden bazı basın organlarına en iyi cevabı verdiğimizi zannediyorum. Yine ‘Hıdır Baba' tekkesinin nasıl ‘Agios Georgios' manastırına dönüştürüldüğünü ve Hıdır Baba'nın manastır içinde saklanan kavuklu mezar taşını ilk defa ortaya çıkrmamız, bizlerin bu değerlerimize sahip çıktığımızı göstermektedir. Hiç kimseden gizlenmeden ve zaman zaman da ‘neden bunları yayınlıyorsun' gibi suçlamalara maruz kalıp bir ‘günah keçisi' olmayı da göze alarak yayınlarımızı objektif ve cesur bir şekilde sürdürdük.
Ve, sonunda yapılan bu kadar olumsuz yayına rağmen ‘bağırta bağırta' bu camiyi tamir ettirmeyi azınlık olarak başardık. Şimdi sıra caminin minaresine gelmiştir. Nasıl ki bir kilisede çan kulesi olmadan hoş bir görüntü ortaya çıkmıyorsa, cami için de bu böyledir; kısacası minareler camilerin süsüdür ve aynı zamanda manzarayı değiştiren bir semboldür.

Fakat büyük bir acıyla öğrendiğimize göre devlet bu bölgeye minare izni vermemektedir, sebebi ise buranın arkeolojik bölge olmasıdır. Eğer burası arkeolojik bölgeyse, bu uygulama her iki dine de eşit uygulanmalıdır. Hıdır Baba Tekkesi'ne dikilen haç arkelojik bölge kapsamına girmiyor mu? Taşlık sahilinde ‘Romania' şehrini tekrar canlandırmak için inşa edilen dev beton kilise arkelojik bölgede değil mi? Yine Taşlık köyü içine bir Hıristiyan vatandaşın inşa ettiği manastır da arkelojik bölge kapsamına dahil değil midir? Umarız ki yöneticiler bu konuları çok çok iyi düşünürler ve duygularına göre değil de, bölge insanının hassasiyetine göre karar verirler. Bunun aksi davranışlar Batı Trakya'da azınlık insanının dini görevlerini serbestçe yapamadığı anlamına gelecektir ki bunun kısa açıklaması da din ve vicdan özgürlüğünün kısıtlanmasıdır.
Bulgaristan-Kırcaali'de aldığımız teşekkür plaketine gelince. Bilindiği gibi Kırcaali'de Türk kültürüne katkı sağlayan ‘Ömer Lütfi Kültür Derneği' uzun yıllardan bu yana faaliyetlerini kesintisiz ve özveriyle sürdürmektedir. Derneğin halkoyunları ekibi bu yıl kuruluşunun 15. yılını kutladı. Yine buranın müdürü çok sevgili dostum Müzekki Ahmet'in faaliyete geçirdiği bir internet sitesi vardır. Bu sitenin kuruluş hikayesi ise şöyledir. Ülkemizde 2004 yılında milletvekili seçimleri yapılmış ve Rodop ilinden pırıl pırıl bir genç olan İlhan Ahmet milletvekili seçilmiştir. O günlerde, ilk heyecanın da verdiği etkiyle Kırcaali'de düzenlenen bir panele kendisi, ben ve o zamanın İskeçe Türk Birliği Başkanı Çetin Mandacı davet edilmiştik. Panelde Batı Trakya Türklerinin sorunları dile getirildikten sonra, Müzekki kardeşimiz bizlere bir internet sitesine ihtiyaçları olduğunu belirtmiş ve maddi imkansızlıklar yüzünden kuramadıklarını belirtmişti. O günlerde milletvekili İlhan Ahmet sitenin kuruluş masraflarını karşılamıştı. Sonuç olarak www.turkkulturevi.com adlı site faaliyete geçmişti. Daha sonra bu siteye bir kardeş gelmiş ve www.kircaalihaber.com bölgenin sesi olmaya başlamıştı. Kırcaali'li dostlarla ilişkilerimiz bu şekilde başladı. Zamanla toplantılarına gidip geldik ve sitelerinde haberler ve yorumlar yayınladık. Kısacası dostluğumuz pekişti. Yine geçtiğimiz günlerde üç etkinliği izlemek üzere Kırcaali'ye davet edildik. Halkoyunlarını izlediğimiz gece, Müzekki kardeşimiz bizleri sahneye çağırdı ve ‘İbrahim Baltalı'ya Bulgaristan'da Türk kültürüne verdiği katkılardan ötürü teşekkür belgesi vereceğiz' dedi. Bu tabii ki benim için büyük bir sürpriz olduğu gibi çok da heyecan vericiydi. İnsanın Anavatan dışında, kendi yaşadığı vatan toprakları dışında, Bulgaristan gibi Türklerin yoğun olarak yaşadıkları Kırcaali'de böyle bir teşekküre layık görülmesi anlatılamaz bir duygugudur. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.
Burada Bulgaristan Türkleri hakkında şunları da söylemeden geçmek yanlış olur diye düşünüyorum. Yaklaşık bir buçuk milyon nüfusa sahip Bulgaristan Türklerinin henüz bir Türkçe gazeteleri yok. Çok büyük bir eksiklik. Türkçe'nin Balkanlarda yaşaması ve Türk kültürünün devam etmesi açısından özellikle Kırcaali'de Türkçe yayın yapacak bir Türkçe gazeteye büyük bir ihtiyaç vardır. Eskiden dedelerimizin eşeklerle Koşukavak ve Gümülcine'ye pazarlara gelip ekonomik ilişkiler sağlamaları henüz unutulmadı. İki şehir bir millet olan insanların da ortak bir gazetelerinin olması gerektiğine inananlardanım. Bu ne zaman gerçkleşecek diye sorarsanız, belki de çok yakında derim!

YAZARIN DİĞER YAZILARI