1.DÜNYA SAVAŞI ŞEHİTLERİMİZİ TESPİT EDEBİLİRİZ



Pazartesi, 24 Mart 2008

 1.DÜNYA SAVAŞI ŞEHİTLERİMİZİ TESPİT EDEBİLİRİZMehmet TÜRKERBir buçuk yıl önce yayınlanan "Bozgun Zamanı" romanımı okuyanlar, beğenmiş olmalılar ki, beni arayıp devamını getirmemi istediler. Gaza geldik, bismillah deyip ikinci bölümünün çalışmalarına 1. Dünya Savaşı günlerinden başlayıp 2. Dünya Savaşı'na kadar geçen süreyi yansıtmayı düşündüm. Tüm Türk milleti gibi bizim Rodoplar insanı için de Çanakkale Savaşı tarihte çok önemlidir. Kimin yanında konuyu açsanız muhakkak ya dedesi, ya babasının veya annesinin dedesinin, ya da çok yakın bir akrabasının bu savaşta şehit ya da gazi olduğunu anlatırlar. Savaşların geçtiği Gelibolu Yarımadası'nda müze haline getirilen savaş noktalarında yapılan sembolik mezarlarda birkaç Bulgaristanlı adı geçmesi dedelerimizin bu savaşa katıldığını gösteriyor. Konu ile ilgili yaşlıları dinledim, kütüphanelere gittim. Özellikle Çanakkale Savaşı ile ilgili bir düzine kitap bulup yazılanları okudum ve inanın ki bunca edebî kitapta Rumeli'den katıla gönüllülerle ilgili "Bosna'dan 500 gönüllü katıldı" cümlesinin dışında hiçbir kişiden söz edildiğini görmedim. Oysa bizim Koşukavak'a yakın sadece Müminköy'den bile 1. Dünya Savaşı'na katılan on sekiz kişiden iki kişi gazi olarak dönüyor. Durum diğer köylerde de hemen hemen aynı. Bizim dedelerimiz o yıllarda Osmanlı Devleti sınırları dışında olmalarına rağmen Bulgar yetkililer "İsteyen gidebilir" iznini (Neden acaba?!) vermiş. Dedelerimiz bu savaşa kimse tarafından mecbur edilmeden, zorlanmadan kendi arzularıyla katılmışlar. Bazılarına "Gitme, artık ayrı devletteyiz, seni kimse oradan askerlik için aramaz" diyenler olmuş, karşılığında da "Benim kardeşlerim orada savaşırken ben burada duramam" deyip bir omzuna beyaz torbasını, diğer omzuna silâhını vurup cepheye koşmuş. Bugün Türkiye Cumhuriyeti varsa, o şühedanın da katkısı olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Anadolu'da şehit ve gazilerin isimleri taranıp tespit ediliyor. Bugün Genel Kurmay'ın arşivlerinde 27 bin kadar kayıtlı şehit ismi yer alıyor. Bu kayıtlarda Kırcaali'den veya Koşukavak'tan isimlere pek rastlayamadım, çünkü tespit yapılan yıllarda bizlerin bilgi vermesi mümkün değildi. Daha sonraki yıllarda bize bilgi vermek bir yana, Türkiye sınırına bakmak bile yasaktı.
Geçenlerde "kircaalihaber.com"da Batı Trakyalı şehitler listesi yayınlandı. Ne iyi. Ben de yakınlarımın adını bulurum diye sevindim, lâkin Koşukavak'tan yüzlerce ismin arasında kimin hangi köyden olduğu net değildi. O yıllarda belli erkek adlarının yoğunluğundan ötürü çok isim benzerliği var ve kim kimdir bilinmiyor. Bugün bu listeyi netleştirmek zor değil. Tarihçiler birkaç bin yıl geriye dönük araştırmalar yapıyorlar, bizler seksen küsur yıl önceki hadiseleri neden tespit edip kayda geçiremeyelim? Arada sadece bir iki nesil var.
Bu konuda bütün ilgili sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirip "kircalihber.com"da, HÖH ilçe merkezlerinde, ya da Türkiye'deki Bulgaristanlı Türklerin derneklerinde kayıt dosyası açılabilir. Daha sonra bu bilgiler bir merkezde toplanıp yayınlanabilir. Böylece şehitlerimizin ruhları şad etmiş olur. Çok da zor bir şey değil, değil mi? Siz ne dersiniz?
Tarihçi olmadığım için yukarıda yazdıklarımda bir yanılgıya düştüysem, beni mazur görün.

Sevgi ve saygılarımla: Mehmet Türker (mehmetturker1950@hotmail.com)dayım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI