ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ



Perşembe, 01 Kasım 2007

 ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜİbrahim BALTALIAİHM-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ülkemiz Yunanistan'ı bir azınlık davasında daha mahkum etti. Evros-Meriç ilinde kurulmak istenen "Evros Azınlık Gençleri Derneği" bundan böyle yeni bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Ancak mahkeme dava mağdurlarına gecikmeden dolayı herhangi bir tazminat ödenmesini kararlaştırmamıştır. Bundan sonraki prosedür ise kararın uygulanıp bu derneğin bir an önce faaliyete geçmesidir.

AİHM kararları bağlayıcıdır. Ancak elimizde öyle örnekler var ki, bu tür kararları bazen de kimse dikkate almıyor. Örneğin Florina'daki "Makedon Evi" davasında ülkemiz mahkum olmuş, ancak bu karar bir türlü uygulanamamıştır. Sebebini ise bu davayı üstlenecek ve bundan sonraki prosedürü yürütecek hukukçunun bulunamamasıdır!

İnsanların belirli bir kimlik etrafında toplanarak özgürce görüşlerini ifade edecek ortamları hazırlamak en doğal haklarıdır. Bu ortamların oluşabilmesi için de ulusal yasaların veya uluslararası antlaşmaların himayelerine de ihtiyaç yoktur. Kendilerini belirli bir şekilde niteleyen herhangi bir grup, eğer kamu düzenini sarsacak bir davranış içinde bulunmuyorsa, belirli amaçlar için bir araya gelebilmeli ve örgütlenebilmelidir.

Ülkemiz Yunanistan'da yolların temizliğinden sorumlu çöpçülerden tutun da, dağdaki çobana kadar her kesim kendi çıkarlarını savunmak için bir araya gelme ihtiyacını hissetmektedir. Hatta bazı durumlarda devlet de örgütlenmeyi teşvik etmektedir; Tütün Üreticileri Grubu'nda olduğu gibi. Bir araya gelme ve çıkarları kollektif bir şekilde savunma, etnik menfaatler adına yapıldığı gibi, bir çok sefer de belirli coğrafi bölgelerin nostaljisi uğruna da yapılabilmektedir. Örneğin Rodop ilinde Pontusluların, Ermenilerin, Kapadokyalıların, Küçük Asyalıların, Evrosluların v.d. dernekleri veya birlikleri faaliyettedir. Ama, ne yazık ki, AB üyesi ülkemizde, bırakın "Türk" kelimesini, artık "Azınlık" kelimesiyle bile örgütlenmek için bir üst yargı makamları önerilmektedir. Bir insanın kim olduğunu ne olduğunu yasalar belirleyemez! İnsan kendini ne hissederse odur!

Örgütlenmeden, yönetenler ve yönetilenler korkmamalıdır. Sivil toplum örgütlerinin yönetimlere baskı oluşturduğu bir zamanı yaşamaktayız. Ancak bu baskı gücü Batı Trakya Türklerinde yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Son milletvekili seçimlerinde İskeçe Türkleri, belki de farkında olmadan bunun güzel bir örneğini sergilediler ve tabii ki sonuç da başarılı oldu.

Evros Azınlık Gençleri Derneği'nin tanınması azınlık insanının çok değerli 12 yılını almıştır. Aradan epey zaman geçmiştir. Şimdi sıra Evros-Meriç gençlerine geçmiştir. Kuzeylisi veya güneylisi diye coğrafi ayırım yapmadan herkes bu derneğimize sahip çıkmalı, desteklemeli ve üye olmalıdır.

Temennimiz, İskeçe Türk Birliği ile Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği için de bu karar emsal oluşturur ve bu iki derneğimiz de bir an önce tanınır. Unutmamak gerekir ki, bu derneklerin kurucularının hepsi yerleşik Yunanistan vatandaşıdır ve bu ülkeyi herkesten daha fazla sevmektedirler. Aksi düşünceler azınlık insanının gelişmesini ve kalkınmasını önlemek anlamına gelmektedir ki bu da bölgemizde eşitsizliği körükler, insanlar arasında kin ve nefret tohumlarının yeşermesini sağlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI