1989 GÖÇMENLERİNİN SOSYAL HAKLARI



Salı, 08 Eylül 2009

1989 GÖÇMENLERİNİN SOSYAL HAKLARIDurmuş ARDA Medeni ülkelerde bir bireyin Sosyal Hakları daha doğmadan başlar, ömür boyunca sürer ve hatta öldükten sonra da devam eder... Maalesef bizim doğduğumuz coğrafyada bazı Sosyal Haklarların daha yaygınlaşmadığı bir gerçektir...
Bölgemizde yaşayan diğerleri gibi, zorunlu göçe tabii tutulan 1989 göçmenleri de ister Türkiye ayağında, ister Bulgaristan ayağında olsun- Sosyal Haklarıyla ilgili sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır.
Göçmenler, Sosyal Haklarla ilgili ilk taleplerini hemen göçten sonra dile getirmeye başlamışlardır. Bu talepler genelde Bulgaristan'daki ve Türkiye'deki hizmetlerin birleştirilmesi olmuştur. Hatta bu baskılar sonucu doksanlı senelerin sonu ve iki binlerin başında iki ülke arasında bu konuda görüşmeler bile olmuştur. Fakat bu görüşmelerden bir sonuç alınamamıştır. Hatta her iki ülke temsilcileri de birbirlerini uzlaşmak istememekle suçlamıştı.
Sonuçsuz kalan bu Bulgaristan'daki ve Türkiye'deki hizmetleri birleştirme çabalarından sonra göçmenler, Türkiye'de yürürlükte olan 3201 sayılı yasaya dayanarak yurtdışı hizmetlerini günlüğü iki dolardan borçlanmak istediler.
3201 sayılı yasa, yurtdışında hizmetleri bulunan Türk vatandaşlarına, bu hizmetleri dolar üzerinden borçlanarak Türkiye'deki hizmetleri ile birleştirme hakkı tanıyan bir yasadır.
Ancak bu yasada göçmenlerin ve daha sonra Türk vatandaşı olanların faydalanamayacağı açık bir şekilde belirtilmiş olsa da, göçmenler, bu yasanın Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu(SSK) aleyhine davalar açmışlardır.
Türkiye İş Mahkemelerinde görülen bu davalar, göçmenler lehine sonuçlanmış ve hatta Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından da onaylanmıştır. Fakat 2002 yılı AKP Hükümetinin kuruluşundan sonra bu davaların temyizini her nedense Yargıtay 21. Hukuk Dairesi bakmaya başlamıştır ve bu Daire de davaları göçmenler aleyhine bozmuştur. Yargıtay'ın 10. ve 21. Hukuk Daireleri arasındaki farklı görüşler, Yargıtay Genel Hukuk Kurulu'nda görüşülmüş ve son karar göçmenler aleyhine olmuştur. 3210 sayılı yasadan yararlanmak için Türkiye'deki hukuku tüketen göçmenler, daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de başvurmuşlardır.
Göçmenlerin Sosyal Hakları, Göçmen Dernekleri yöneticilerince her platformda gündeme getirilmiştir...
Örneğin 2006 yılı Ocak ayında Bursa'da yapılan Balkan-Rumeli Göçmenleri Konfederasyonunun 1. Genel Kurul Toplantısında, göçmen dernek başkanlarının baskısı altında kalan o zamanki Bursa AKP Milletvekili ve daha sonraki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, şu sözleri sarf etmek zorunda kalmıştı:
"AKP Milletvekili olarak Göçmen Haklarının savunucusu olacağım..." Bu sözler biz delegelere pek inandırıcı gelmemişti...
... Hani derler ya "Yiğidi öldür hakkını ver"...
Gerçekten Faruk Çelik'in Bakan olduktan sonra, Yeni Sosyal Güvenlik Yasasının bazı maddelerinde göçmenler lehinde de değişiklikler yapılması için büyük gayretleri olduğu bilinmektedir...
Nihayet Yeni Sosyal Güvenlik Yasasının ve 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 79. maddesinin geçici alt 6. maddesine göre 1989 yılında zorunlu göçe tabii tutulanlara da 3201 sayılı yasadan yararlanmaları için yurtdışı hizmetlerini borçlanma hakkı tanınmıştır(Şu an en az aylık borçlanma bedeli 213.12TL'dir). Bu yasa 50 yaş ve üstü göçmenlere emekli olmaları içi büyük kolaylıklar sağlamıştır.
Türkiye'de 10 yıl çalışma, 15 yıl sigortalılık süresi ve en düşük prim ödeyerek, asgari olan 621 TL emekli maaşı hak etmek için yeterli olurken... Aynı göçmenlerin bazılarının Bulgaristan'da, bunların iki katı çalışma ve sigortalılık süreleri olduğu halde, emekli olma haklarını elde edememeleri şaşırtıcı ve düşündürücüdür...
Görüldüğü gibi 1989 göçmenlerinin, 2008 yılında çıkan yasayla, Türkiye ayağındaki Sosyal Hakları hemen hemen çözülmüş gibi...
Ya Bulgaristan'daki Sosyal Hakları?!...

YAZARIN DİĞER YAZILARI