2011 yılında dünyamız

Salı, 22 Kasım 2011

Fevzi EHLİMAN2011 yılına geldiğimizde her geçen gün biraz daha gelişen, her geçen gün daha fazla yeniliklerin olduğu bir dünyada bulduk kendimizi. Çok fazla nimetlerin, ama sadece belli kişilerin bu nimetlerden faydalandığını gördüğümüz bir dünyada bulduk kendimizi. Zenginlerin fakirleri ezdiği, cahillerin milleti yönettiği, kötülerin saygı görüp iyilerin ezildiği bir dünyada bulduk kendimizi. Sırlarımızı ve dertlerimizi paylaşacağımız bir dost ararken bile içimizde bulunan şüphe nedeniyle dostsuz kalır hale geldiğimiz bir dünyada bulduk kendimizi. Sokakta yürürken aniden fenalaşan ve yere yığılan birisini gördüğümüzde üzerinden atlayarak uzaklaşan bir milletin içinde bulduk kendimizi. Yüzlerce defa yardım eden birisinin 1 defa yardım yapmadığında defterden silindiği bir dünyada bulduk kendimizi. Birbirilerini çok severek evlenenlerin, 1 yıl sonra evliliklerinde heyecanın bittiği gerekçesiyle boşandıkları bir dünyada bulduk kendimizi. Alkolden ve uyuşturucudan uyuşmuş ve bir türlü ayılamayan gençlerin içinde bulduk kendimizi. Namus ve iffetin ilkellik olduğunu savunan bir topluluğun içinde bulduk kendimizi. Sırf karşı takımdan oldukları için birbirilerini bölen, birbirilerini döven hatta biri birilerini öldüren bir topluluk içinde bulduk kendimizi. Kumarda tonlarca para kaybetmesine rağmen rahat uyurken, yanlışlıkla işçisine biraz fazla maaş ödeyenlerin uykularının kaçtığı bir dünyada bulduk kendimizi. Erkeklerin kadınlara benzemekte, kadınların erkeklere benzemekte yarıştıkları bir dünyada bulduk kendimizi. Günlerce aç kalıp daha fazla açlığa dayanamadığı için can çekişir vaziyetteki ölüm anının resmini çekene yılın resmi ödülünün verildiği bir dünyada bulduk kendimizi. İnsan böyle bir dünyaya geldiğine acaba sevinmeli mi yoksa üzülmeli mi asıl mesele bu olsa gerek.