İnsan sosyal bir varlıktır. Toplum halinde yaşamak zorundayız. Güçlüklere beraber göğüs germemiz yaşantımızı kolaylaştırır. Acımızı, üzüntümüzü, sevincimizi, ekmeğimizi paylaşmak zor günlerimizde önemlidir. Birlik ve beraberlik, kardeşlik duyguları içerisinde olmak bizi güçlendirir. Birlik ve beraberliği olmayan bir toplum ruhunu kaybeder, ayakta duramaz. Unutulmamalıdır ki, hayatta keder ve mutluluk, üzüntü ve sevinç hep vardır. Ve bu böyle devam edecektir. Mutlu olmak herkesin hakkıdır. Yalnız mutluluğu uzaklarda değil, kendi hayatımızda arayıp bulmalıyız. Geçmiş günlerin hasretini çekenler veya geleceğin kaygısı ile tasalananlar hiçbir vakit mutlu olamazlar. Hayat bir aynadır; güler yüzle bakarsanız o da güler, kaşlarınızı çatarsanız o da suratını asar. Yıllar akıp gidiyor, gençlerimiz büyüyor. Geçim nafakasını sağlamak için kimisi bizim yanımızda, kimisi Türkiye'de, kimisi de Avrupa ülkelerinde çalışıyor. Ama her biri doğmuş olduğu yer köy de olsa, memleketim deyip, gözümün açıldığı yer deyip arada bir ziyarete geliyor ve Bulgaristan'da yaşayan dostlarına, akrabalarına destek çıkıyor. Dayanışma budur, birlik ve beraberlik budur diye düşünüyorum. Ben bütün gençlerimizden, anne ve babalarının yaşadıkları o kötü günlerden ders alarak yollarına devam etmelerini istiyorum. Uzun yıllar boyunca büyük sıkıntılara maruz kaldık. İnsanın adı dünya önünde ak pak yüzüdür.
Temiz kalması için her türlü yoksunluk ve acılara katlanıyoruz.
Bulgaristan'ın komünist rejim idarecileri adımızı zorla alıp yerine başka bir ad kabul ettirmeye kalkıştılar. Oysa insanın adı, hangi ırktan veya milletten olursa olsun, onun öz simgesi, onur ve gururudur. Kimsenin insan adını almaya ve karalamaya hakkı yoktur.
Bütün zorluklara ve zulümlere rağmen direndik ve başardık. Bir şarkıdan yankılandığı gibi; yıkılmadık, dimdik ayaktayız. Beraberiz ve güçlüyüz. Özgür ve demokratik bir ortamda yaşıyoruz. Elbette doğduğumuz, büyüdüğümüz ülkenin dilini öğreneceğiz, elbette vatandaşı olduğumuz ülkenin geleceği için çalışacağız, ama bunun beraberinde dilimize, dinimize, kültürümüze, geleneklerimize sahipleneceğiz ve bizden sonra gelenlere aktaracağız. Birbirimize tahammül etmeyi, birbirimize saygılı olmayı öğrendik ve anladık kanısındayım.
Dolno Prahovo /Ahmatlar/ köyünden Kâzim MÜMÜN