Bulgaristan devleti, Karlovo (Karlıova) şehrindeki Osmanlı yadigarı Kuşunlu Camii’ni tamamen ele geçirmek üzere, bizler ise Müslümanlar olarak bu gasp karşısında eli kolu bağlı kaldık. Bu aynı zamanda din ve vicdan özgürlüğümüze yapılan alçakça bir saldırıdır. Hiçbir şey yapamıyoruz, ama gönlümüz bu zulme razı değil. Rabb’imizden Allah Celle Celaluhu’nun (CC) düşmanlarını El-Kahhar ismi şerifinin hürmetine kahr-u perişan etmesini niyaz ediyoruz. Allah CC’nun adaletine güvenimiz tamdır. Allah-u Teâlâ CC, Bakara Suresi’nin 114. Ayet-i Kerimesi’nde şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın mescitleri içinde Allah’ın isminin anılmasını men eden ve o mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır ? İşte o zalimler yok mu, onların bu mescitlere korka korka girmekten başka hakları yoktur. Bunları yapan o zalimlere dünyada büyük bir felaket ve mahrumiyet, ahirette de büyük bir azap vardır”.
Caminin mülkiyet hakkı Karlovo Belediyesi ile Başmüfftülük arasında yaklaşık 9 yıldır süren bir hukuk mücadelesi sonucunda Plovdiv (Filibe) Temyiz Mahkemesi tarafından belediyeye devredildi. Karar, Yargıtay nezdinde temyiz edilebilir. Ancak Yargıtay’dan bozma kararı alması beklenemez, çünkü askeri komutan Karlızade Ali Bey tarafından 1485 yılında inşa edilen bu tarihi cami milli önem arz eden kültürel anıt statüsüne sahiptir. Karlovo Belediyesi zaten hiç vakit kaybetmeden caminin restore edilerek, bölgede bulunan arkeolojik eserlerin sergileneceği bir galeriye dönüştürülmesine yönelik projeyi başlattı bile. Üstelik caminin önünde lapidarium meydanı da oluşturulacak, yani Kâbe'nin bir şubesi olan bu caminin bir şirk yuvasına dönüştürülmesi planlanıyor. Belediye, mülkiyet hakkına ilişkin hiçbir mahkeme kararı çıkmadan önce daha 2015 yılında caminin etrafında arkeolojik kazılar yapmaya başladı. Keşke ölseydik de atalarımızdan bize miras kalan bir vakıf malına İslam düşmanlarının sinsi bir plan içerisinde hareket ederek, nasıl el koyduklarını görmeseydik.
Öte yandan aydınlarımızın belli bir kesimi, öteden beri ülkemizde Türk ve Müslüman toplumuna yönelik din eksenli bir politika yürütüldüğünü öne sürerek, Türkçe eğitimi ve Türk kültürünün geliştirilmesine yeterince önem verilmemesinden dem vuruyorlar. Öyle olsaydı, 1944 yılında komünist totaliter rejim tarafından el konulan Müslüman toplumuna ait vakıf mallarının iadesi sorunu, belki de hiçbir hukuki sürece gerek kalmadan, sadece politika araçlarıyla çözülebilirdi. Gerekirse ilgili taraflar diplomatik çözümler arayışına girerdi ve Başmüftülük bu mücadelede yalnız bırakılmazdı. Görünüşe göre, şimdiye kadar Müslümanlar tarafından gerek Karlovo gerekse ülke genelinde yapılan prostesto eylemleri de yeterli ve etkili bir araç olmadı.
Öte yandan 2013 yılında Plovdiv Bölge Mahkemesi’nin Kurşunlu Camii’nin Başmüftülüğe iade edilmesine ilişkin kararı Karlovo ve ülke genelinde gerçekleştirilen eylemlerle protesto edildi. Dava, ertesi yıl Plovdiv Temyiz Mahkemesi tarafından görülürken şehirdeki Cuma Camii olarak da bilinen tarihi Murat Hüdavendigar Camii’nin camlarının kırıldığı yoğun katılımlı mitingler ve protestolar yapıldı. Ne yazık ki, Başmüftülüğün vakıf mallarının iadesine ilişkin yürüttüğü davalar, karşı tarafı kışkırtarak İslam düşmanlığını daha da körüklüyor.
Bulgaristan’da Müslümanlar olarak yaşadığımız sıkıntılar, 2013 yılında acizane yazdığım bu şiiri doğurdu:
Bulgaristan’da Müslüman Olmak
Bulgaristan’da Müslüman olmak zor
Sık sık camilere saldırılıyor
Vandallık artık modern birşey oldu
İslam’la alay etmek düzey oldu.
Kapı pencere camları kırılır
Cami kasıtlı olarak yakılır
“Size Ölüm Türk Çetesi!” yazılır
Duvara gamalı haç karalanır.
“Allah Domuzuyla Savaşa Devam”
“Türkler, Korkun!”, “Levski Hayatta Şu An!”
“Önce Bulgaristan!” bir slogan olur
Ve daha neler neler-aklın durur.
Ataka’nın lideri resmen azdı
Müminleri cuma namazında bastı
Namazlıkları yaktı, taşlar attı
Banyabaşı Camii’ni karıp kattı.
Cami bekçisi kan revan içinde
Genç Metin yaşama direncinde
Suçsuz Müslümanlar neden dövülür
Bir gün elbette hesabı görülür.
Diktatör Jivkov, geri mi dönüyor
Bu zulümlere kim izin veriyor
İslam düşmanlığı bitmeyecek mi
Verilen kurbanlar yetmeyecek mi?!
Ezan sesi kimi rahatsız etti
Ha bre Valiliğe şikayet geldi
İslam karşıtı afişler asıldı
Güzelim Filibe’ye nefret yağdı.
Başmüftülük camileri istedi
Irkçı güçler sokaklarda kişnedi
Devlet, vakıf mallarını vermiyor
Kırcaali medresesi elden gidiyor.
18 Ocak 2022, Kırcaali, Resmiye MÜMÜN