Bulgaristan azınlık politikasındaki çatlak büyüyor



Perşembe, 06 Ekim 2011

Bulgaristan azınlık politikasındaki çatlak büyüyorAhmet ÇETİNBilindiği üzere Bulgaristan'da etnik gerilim söz konusudur. Öncelikle bu gerilimin çıkış noktasına bakalım. Olaylar şöyle cereyan ediyor: Romanların lideri ‘'Çar Kiro'' lakaplı Kiril Raşkov bir trafik kazasında ölen Bulgar gencin ölümünden sorumlu tutuluyor. Bu olayın üzerine Romanların lideri tutuklanıyor. Filibe yakınlarındaki Türk ve Roman köyleri basılıyor. Camiler, Müslüman mezarları ve çeşmeler kundaklanıyor. Bu da yetmiyormuş gibi Bulgarlar Türkleri ve Romanları sabun yapalım, Türkler dışarı gibi söylemlerde bulunuyorlar. Türkler ve Romanlar aleyhinde çeşitli gösteriler düzenleniyor. Burada aklınıza şöyle bir soru eminim ki takılmıştır. Bu olayların çıkış noktası Romanlardan kaynaklanıyor, peki burada Türklerin ne günahı var, sorusu aklınıza gelmiyor değildir.

Bunu da daha öncelere atıflarda bulunarak değerlendirelim:
Sene 1984'tü zamanın Bulgaristan Hükümeti Başkanı Todor Jivkov, 20. asra utanç verecek bir politika izledi. Bu politikanın adı asimilasyon(assimilation) politikasıydı. Benim tabirimle asimilasyon politikası, bir devletin içindeki azınlıkların zorla ve güç kullanarak veyahut kültürel, dini,tarihsel ve din alanında birtakım yasaklar getirilerek, o azınlıkların milli benliklerinin unutturulup o ülkenin ırkına dönüştürülmek istenmesidir ve bu politikayı Bulgaristan izledi. Türklerin isimleri değiştirildi, Türkler çeşitli işkencelere tabi tutuldular, dini özgürlükleri yasaklandı, anadilde konuşmaları yasaklandı böyle daha birçok zulüm yapıldı. Ama Bulgaristan şunu unutmuştu: Irklar arası kin ve nefret tohumu ekmek bir kazanç değil çok büyük bir kayıptır. Bunun sonucunda da Bulgaristan bu politikayla sadece utanç kazandı ve uluslararası alanda saygınlık kaybetti. Kaybeden Türkler değil, çalışan halkın büyük bir çoğunluğunu kaybettiği için Bulgaristan oldu.

Günümüze dönersek yine Bulgaristan azınlıklara karşı politikasıyla yaptığı hatayı tekrarlamaktadır. Ama bu Bulgaristan için bir kazanç olmayacak yine itibar kaybı ve utanç teşkil edecektir. Eğer ki Bulgaristan zamanında önlem almaz ve bu çatışmaların büyümesine izin verirse dönüşü olmaz bir yola girecektir. Ülkede bir bütünlük sağlanamayacak ve bu etnik çatışmalar her zaman dönem dönem cereyan edecektir. Tut ki Bulgaristan 2007 yılında AB'ye girmiş bir ülkedir. Bütün ırklara karşı hoşgörülü olması gerekirken o tam tersine ırklar arası nefretin ateşini büyütmüştür. Tarih tekerrürden ibarettir diye bir söz vardır. Bulgaristan azınlık politikasına çeki düzen vermezse yine kaybetmeye mahkûm olacaktır.
Bizim temennimiz Bulgaristan devlet yetkililerinin gerekli önlemleri almaları ve bu çatışmanın büyümesinin engellemesidir. Soydaşlarımıza tavsiyem soğukkanlı olmaları ve hiçbir kışkırtma hareketine kanmamalarıdır. Her zaman doğru bildikleri yolda emin adımlarla geleceğe ışık tutarak yürümeleridir.

Ahmet Çetin
Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğrencisi