Bulgaristan'da yapılan AP (Avrupa Parlamentosu) seçimlerine halkın ilgisi çok düşüktü ve seçmenlerin ancak üçte biri sandık başına gitti. 1 Ocak 2007'de AB'ne üye olan Bulgaristan'da halkın beklentileri sandığa yansımış durumda; daha doğrusu umutsuzlukları sandığa dayanmış gibi. Ancak bu durum sadece Bulgaristan'a has bir davranış değil. Toplam 27 üyeden oluşan AB'de, AP seçimlerine katılım oranının %45 olduğu gözönüne alınırsa, buna benzer durumların sürekli olarak yaşanması sürpriz olarak nitelendirilmemelidir.
Bulgaristan seçmeni daha altı ay önce Sofya Belediye Başkanı Boyko Borisof'un kurduğu ve merkezi sağda yer alan GERB Partisini %21,69 ile ilk sıraya yerleştirdi. İkinci sırayı Sergey Stanişev'in Avrupa Sosyalistleri Platformu' Koalisyonu %21,41 ile kazanırken, ülkede yaşayan Türkleri temsil eden DPS-H.Ö.H (Hak ve Özgürlükler Hareketi) ise %20,26 ile üçüncü sırada yer aldı. Ülkede yaşayan Türklere karşı ırkçı tavırlarıyla tanınan ATAKA' ise %14,22'de kaldı. Eski kral, başbakan ve milli kurtarıcı' sıfatlarını üzerinde toplayan Saksabourgovski ise seçimde %6,26 oranında oy alarak son sıraya yerleşti.
Türkleri temsil eden DPS-H.Ö.H alınan bu sonuçlardan sonra; Metin Kazak, Filiz Hüsmenova, Mariela Baeva ve Prof.Dr. Vladko Panayotov adlı kişileri AP'na göndermeye hak kazandı.
Ahmet Doğan'ın lideri olduğu DPS bu seçime çok iyi hazırlandı, seçilebilecek yerlere Bulgarları da yerleştirdi ve aşağıda belirtilen nedenlerle de oy akışını daha da hızlandırdı. Sonuç olarak ilk sırayı çok az bir farkla kaybetti; hem de Türkiye'de ikamet eden Bulgaristan vatandaşlarına oy hakkı verilmemesine rağmen!
Seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra, Yunanistan'ın ulusal gazetelerinden Ethnos'taki köşe yazarı G. Delastik, hükümet, belediye başkanı ve Türkler hepsi eşit ve benzer' yorumunu yaptı.
DPS Lideri Ahmet Doğan ise politikadaki tecrübesine dayanarak ve de mütevaziliğini koruyarak, Sonuç çok açık. Birilerinin hoşuna gitse de gitmese de. Ama ülkedeki birinci siyasi güç olmaya henüz hazır olmadığımızın da farkındayız. Çünkü Bulgar toplumu buna hazır değil. Bulgarlar bizi hala ülkenin milli çıkarlarını ve güvenliğini tehdit eden etnik ve dinsel bir parti olarak görüyor' dedi.
Bulgaristan'da yapılan son seçimler, yıllarca asimile edilme tehlikesiyle yaşayan Türklerin zaferiyle sonuçlandı. Bu zaferde bir nebze de olsa aşırı milliyetçi ATAKA partisi ile Türkiye'de yaşayan Bulgaristan vatandaşlarına oy hakkı verilmemesinin de rolü oldu. Bu iki uygulama Türkleri birbirine adeta kenetledi. Politikacıların insanlara yeni umutlar verememeleri, halkın günlük sorunlarının çözülememesi, yaşanan ekonomik sorunları daha da içinden çıkılmaz hale soktu; bunların da sandığa yansıması çok doğaldı. Kısacası bu ülkede de geçim' seçim'in önüne geçti. AB mantığından beklentiler ise bir başka seçime ertelendi.