Bulgaristan'da Türkçe eğitimi deyince, gerek Bulgaristan'daki Türk aydınları, gerekse vatanımız Bulgaristan'dan göçmek zorunda kalan aydınlarımız her zaman duyarlı kalmış, dilimizi ve kültürümüzü koruyup geliştirmekte gereken önemi ve çabayı göstermişlerdir. Dolaysıyla her fırsatta sorunlarımızı dile getirip çözüm yolları aramak Bulgaristan Türkleri olarak bizler için her zaman önemli olmuştur.
Burada Bulgaristan'da Türkçe Eğitimin tarihsel sürecini incelemekten çok bugünkü durumunu değerlendirmek istiyoruz. Çünkü Türkçe eğitimin geçmişi konusunda birçok incelemeler yapılmış, araştırmalar yayımlanmıştır.
Bulgaristan'daki Türkçe Eğitiminin günümüzdeki durumuna göz atacak olursak durum son derece vahimdir. Temmuz 1991'de resmileşen yeni Bulgaristan Anayasası, azınlıklara kendi ana dilinde öğrenme ve kullanma hakkı tanıdı. Buna rağmen Türk öğrencilerin Türkçe dersler alması sürekli erteleniyordu. Bunun üzerine Türk aileleri, çocuklarını okullara göndermeme ve açlık grevi yapma gibi yöntemlerle Bulgaristan yönetimini protesto ettiler. Bu tepkiler karşısında Eğitim Bakanlığı, Türkçe derslerin başlatılması kararı aldı. 1989 büyük göç ile Türk aydın ve öğretmenlerinin çoğunun Türkiye'ye gitmesi ile, Türkçe ders verecek eleman bulunmaması diğer bir olumsuzluktu. Böylece bir kez daha Türkçe öğretmen yetiştirilmesi gündeme geldi. Bu kapsamda; 1992'de Kırcaali Öğretmen Enstitüsü ve Şumnu Yüksek Pedagoji Enstitüleri'ne Türkçe öğretmeni yetiştirecek sınıflar açıldı. Benzer şekilde 1990'da Sofya'da ön lisans düzeyinde İalam Enstitüsü ve Şumnu'da İmam-Hatıp Lisesi açıldı. Bunları 1991'de Rusçuk ve Mestanlı İmam-Hatip liseleri izledi.
Yeni Bulgaristan Anayasası, azınlıklara kendi ana dillerinde öğrenme ve kullanma hakkı tanıdı, fakat yürürlüğe göre, Bulgaristanda okuyan her öğrenci okuluna müracaatta bulunarak müfredat dışı anadilini öğrenebilir. Burada çarpıcı olan nokta anadili dersleri dolaysıyla Türkçe eğtimin müfredat dışı tutulması ve ders saatlerinin dışında bırakılmasıdır. Öğrenci psıkolojisiyle düşünüldüğünde çoğu öğrenci okulda bir saat fazla kalmak istemeyecektir. Böylece dolaylı bir şekilde de olsa Türkçe eğitimin önüne geçilmiş olunacaktır.
Öte yandan, yıllardır yenileri basılmadığı için yaşanan ders kitapları eksikliği de sorunun boyutlarının artmasına neden oluyor. 1992 yılından bu yana yeni ders kitaplarının basılmamış olması, her yıl okullara kayıt olan yüzlerce öğrencinin, Türkçe derslerini pekiştirmelerini engelliyor. Öğrenciler, ders yapacak sınıf ve öğretmen bulsalar bile, bu dersleri gerektiği seviyede geliştirmelerine yardımcı olacak kitapları bulamıyorlar. Kendilerinden büyük kardeşleri olanlar bu konuda bıraz daha şamslı oluyor. Onlardan kalan kitaplarla idare etmeye çalışan öğrenciler için durum daha da zor olmakla birlikte, Türkçelerini geliştirmeleri için bütün koşulların bir araya gelmesi gerekliliği sorunu etkin bir şekilde çözülmesini engelliyor.
Türkçe eğitimin öndeki diğer bir gizli engel, anadili eğitiminin seçmeli yabancı dil eğitimi olarak alınabilmesine dair yönetmeliktir. Bu durumda Türk çocukları Türkçe ile yabancı dil arasında bir tercih karmaşasına sokulmaktadır. Bunların yanısıra okul müdürleri gerekli talep yok, yeterli sayıda personel yok diyerek Türkçe eğitimini dolaylı olarak engellemeye çalışmaktadır.
1992 yılında Kırcaali Öğretmen Enstitüsü'nde Türkçe öğretmeni yetiştirecek sınıflar açıldı. Bu yüksek eğtim kurumunda Türkçe bölümlerinde ders vermek üzere Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümünden öğretim üyeleri olan Türkolog Prof. Emil Boev ve Türk Edebiyatı uzmanı Doç. Vera Samarcieva davet edildi. Bu bölümdeki bazı dersler de dışardan gelen Türkçe uzmanılarına, yani Öğretim Görevlilerine verildi. Bunların arasında Öğretim Görevlisi Harun Bekır, Öğretim Görevlisi Aptikadır Aptişev, Öğretim Görevlisi Rahim Mollaömer gibi Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümünden mezun ve master yapmış uzmanlarla Şumnu Üniversitesi Türk Filolojisi mezunu Neziha Hasan da vardı.
1996 yılında kabul edilen yeni Yüksek Öğrenim Kanunu ile Şumnu Yüksek Pedagoji Enstitüsü üniversiteye dönüştürüldü, Kırcaali Öğretmen Enstitüsü de Plovdiv Üniversitesi'nın bir kolu olarak bir nevi Eğitim Fakültesi oldu. Bu her iki eğitim kurumunda da Türkçe bölümleri öğrenci kabul etmeye devam etti. Daha sonraları bu bölümlerde ders veren Türkoloji uzmanları Sofya Üniversitesi'nden emekliye ayrılınca Kırcaali Eğitim Fakültesi'ne kadroya alınarak Türkçe Bölümünde derslerine devam etmelerinin yanı sıra masterlik programını da açtılar. Kendileri Sofya'da kalarak ve ayda sadece 1-2 defa Kırcaali'ye gelerek ders veriyorlardı. Fakat daha sonraları bu konuda fakülte yönetimi ile aralarında anlaşmazlık çıkınca görevinden ayrıldılar.
1992 yılında Kırcaali Öğretmen Enstitüsü'nde Türkçe öğretmeni yetiştirecek sınıflar açıldıysa da 10 yıla aşkın bir zaman içerisinde bu eğitim kurumunda Türkçe bölümünü devem ettirecek öğretim üyeleri yetiştirilmedi, daha doğrusu yetiştirilmesine fırsat verilmedi. Öte yandan okullardaki Türkçe öğretmenlerin işlerindaki belirsizliği ve çoğu zaman kadru dışı bırakılması öğretmen adaylarının Türkçe Bölümüne karşi ilgiyi de azaltı. Böylece 2004 yılında Kırcaali Öğretmen Enstitüsünde, Türkçe bölümünde ders verecek öğretim üyesi yok, üniversite adayları bu bölüme ilgi göstermiyor bahanesiyle bu bölüme öğrenci kabul edilmedi. Şu anda da 2004 yılından önce kabul edilen 3. ve 4. sınıf öğrencileri eğitimine devam etmektedir. Türkçe dersleri de Öğretim Görevlisi Harun Bekir ile Öğretim Görevlisi Neziha Hasan tarafından verilmektedir. Ayrıca Kırcaali, Bulgaristan'da Türklerin en yoğu yaşadığı bir bölgedir. Bu bölgede ülke çapında ilköğretim düzeyinde anadili Türkçe dersleri gören öğrencileri sayısı da en çoktur. Dolaysıyla Türkçe öğretmeni yetiştirmek için üniversitelerdeki Türkçe bölümleri de devam etmelidir. Ayrıca Türk dili ile Türk kültürünü yaşatması ve geliştirilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.
Bulgaristan Eğitm Bakanlığınnın istemleri doğrultusunda, Bulgaristan'daki herhangi bir üniversitede herhangi bir bölümün açılması, o bölümde ders verecek öğretim üyelerinin büyük bir çoğuluğu o üniversitenin kadrolu elemanı olacak ve ülkenin vatandaşı olacak şartı da var. Bu şartlarda Kırcaali Eğitim Fakültesinde ayrı bir Türkçe bölümünün açılması, Türkoloji uzmanı (profesor, doçent veya bu alanda doktora yapmış uzmanlar) olmayışından imkansız gibi görünüyor. Fakülte yönetimiyle yapılan görüşmelerde Türkçe derslerinin yeniden açılıp devam etmesi ancak mevcut bölümlerde olabilir kanatine varılmıştır. Mesela Sınıf Öğretmeliği Bölümü, Sınıf Öğretmenliği ve Türkçe Öğretmenliği Bölümü'ne dönüştürülebilir ve bu bölümün öğrencileri gördüğü derslerin yanı sıra Türkçe dersleri de görüp, sınıf öğretmeni olduğu gibi Türkçe öğretmeni de olabileceklerdir.
Bulgaristan'da Türkçe Eğitim - Öğretimi'nin sorunlarını çözmekle tabi ki Bulgaristan'daki siyasetçilerin görevidir. Yani Türkçe eğitiminin önünde görünmrz engeller teşkil eden yasa ve tüzüklerdeki gerekli olan değişiklikleri gerçekleştirerek Türkçe eğitimini cazip hale getirmeleridir.
Ancak tek başına bir siyasi partinin çözebileceği bir sorundan daha büyük ve fedakarlık isteyen bir problemdir. Bu sorunu ancak " Bulgaristan Türklerine" yünelik sivil toplum kuruluşlarının, eğitim kurumlarının, Türk Dünyasıyla ilgili vakıfların, Eğitim ve Araştırma Merkezlerinin, Türk Milli bilincine sahip bütün organizasyonların hatta Türkiye Cumhutiyeti Devletinin desteği ile çözülebilinecek bir sorundur.
Harun Bekir
Kırcaali Eğitim Müdürlüğü Türkçe Müfettişi
Kırcaali Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi
Bulgaristan