15-16 Ocak tarihleri arasında Edirne'de, Edirne Valiliği, Trakya Üniversitesi, Balkan Türkleri Federasyonu ve Trakya-Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneğinin iş birliği ile "Balkanlarda Türkçe Eğitimi" konulu uluslararası bir bilgi şöleni düzenlendi ve bizler de ülkemiz Bulgaristan'da Türkçe eğitimi sorununu bir kez daha tartışma fırsatını bulduk, var olan sorunlara çözüm yollar aramaya çalıştık.
Aslında Bulgaristan'da Türkçe eğitimi deyince, gerek Bulgaristan'daki Türk aydınları, gerekse vatanımız Bulgaristan'dan göçmek zorunda kalan aydınlarımız her zaman duyarlı kalmış, dilimizi ve kültürümüzü koruyup geliştirmekte gereken önemi ve çabayı göstermişlerdir. Dolaysıyla her fırsatta sorunlarımızı dile getirip çözüm yolları aramak Bulgaristan Türkleri olarak bizler için her zaman önemli olmuştur.
Burada Bulgaristan'da Türkçe Eğitimin tarihsel sürecini incelemekten çok bugünkü durumunu değerlendirmek istiyoruz. Çünkü Türkçe eğitimin geçmişi konusunda birçok incelemeler yapılmış, araştırmalar yayımlanmıştır.
Bulgaristan'daki Türkçe Eğitiminin günümüzdeki durumuna göz atacak olursak durum son derece vahimdir. Temmuz 1991'de resmileşen yeni Bulgaristan Anayasası, azınlıklara kendi ana dilinde öğrenme ve kullanma hakkı tanıdı. Buna rağmen Türk öğrencilerin Türkçe dersler alması sürekli erteleniyordu. Bunun üzerine Türk aileleri, çocuklarını okullara göndermeme gibi yöntemlerle Bulgaristan yönetimini protesto ettiler. Bu tepkiler karşısında Eğitim Bakanlığı, Türkçe derslerin başlatılması kararı aldı.
Temmuz 1991 yılında Bulgaristan'ın yeni Anayasasının 36. maddesinde: "Ana dilleri Bularca olmayan vatandaşların, Bulgarcayı zorunlu olarak öğrenmelerinin yanı sıra, kendi ana dilini de öğrenme ve kullanma hakları vardır" denilmekteydi. Yeni Bulgaristan Anayasası, azınlıklara kendi ana dillerinde öğrenme ve kullanma hakkı tanıdı, fakat yürürlüğe göre, Bulgaristanda okuyan her öğrenci okuluna müracaatta bulunarak müfredat dışı anadilini öğrenebilir. Burada çarpıcı olan nokta anadili dersleri dolaysıyla Türkçe eğtimin müfredat dışı tutulması ve ders saatlerinin dışında bırakılmasıdır. Öğrenci psıkolojisiyle düşünüldüğünde çoğu öğrenci okulda bir saat fazla kalmak istemeyecektir. Böylece dolaylı bir şekilde de olsa Türkçe eğitimin önüne geçilmiş olunacaktır.
Türkçenin okutulması karara bağlandı, ancak öteki dersler gibi zorunlu değil de, çocukların isteğine bırakılıyordu. 1993'te Bilim ve Eğitim Bakanlığında hazırlanmış ders programında şöyle yazıyor: "Türk dilinin okutulmaya başlanması şu anda bir geçiş aşamasında bulunmaktadır. Bu geçiş aşaması, Türk dilinin on yıllar süresince okullarda okutulmamasından kaynaklanmaktadır. Bu dil, totaliter rejim tarafından yasaklanmıştı. Türk dili öğretimine geçen ders yılının ikinci yılında (Şubat 1992) başlandı. Bu öğretimin amacı, Bulgaristan Cumhuriyeti'ndeki Türk azınlığın çocuklarında III-VIII. sınıflarda ana dilinde okuma yazma beceri ve alışkanlıkları oluşturmaktır. 1993/94 ders yılından itibaren ise Türk dili öğretimi ikinci bir aşamaya geçmiştir. Öğretim I-VIII. sınıflarda gerçekleştirilecektir. 1994/95 ders yılında Türk dili öğretimine ilişkin Bakanlar Kurulunun bir kararnamesi çıkarıldı ve Resmî Gazetede yayınlandı:
DEVLET GAZETESİ
(Resmî Gazete),
Sayı 73, Tarih 09.09.1994 - Sayfa 3
KARARNAME No: 183
TARİH 05.09.1994
Bulgaristan Cumhuriyeti Okullarında Ana Dili Eğitimine Dair
BAKANLAR KURULU KARARI:
Madde 1. (1) Ana dili Bulgarca olmayan öğrenciler kendi ana dilini I. sınıftan VIII. sınıfa kadar öğretim plânı kapsamında Belediye okullarında serbest seçmeli ders olarak öğrenebilirler.
(2) Ana dili eğitimi haftada 4 saat olmak üzere program (yükü) kapsamında yapılır.
Madde 2. (1) Öğrenci, ana dilini okuyacağına dair istek beyanatında bulunur, kendi imzası veya yaşı küçük olduğundan, velisi tarafından imzalanmış dilekçeyle bildirir.
Madde 3. Bulgarcayı iyi bilmeyen çocuklar için, okula başlamazdan bir yıl önce, okul müdürü belediye yöneticileriyle ortak karara vararak çocuklara Bulgarcayı öğretmek için hazırlık sınıfı oluşturulabilir.
Madde 4. Ana dili eğitimi için gereken kitaplar, öğrenciler tarafından ödenmez. Gereken malî işler, öteki genel eğitim derslerine ait kitapların sağlanması yolu ve koşullarınca yapılır.
Madde 5. Ana dili eğitimine ait gerekli masraf, belediye bütçesinden karşılanır.
.....................................................................................................................
Başbakan: Lüben BEROV
Kararname doğrultusunda Eğitim ve Bilim Bakanlığının çıkarmış olduğu yönergede de şu ayrıntılar vardır:
"1. I-VIII. sınıf öğrencilerinden ana dili Bulgarca olmayanlar orta genel öğretim okulları eğitim plânı kapsamında belediye okullarında seçmeli bir ders olarak kendi ana dillerini okuyabilirler.
2. Ana dili eğitiminin gerçekleşmesi sürecinde göz önünde bulundurulması gereken hususlar:
2.1. Okulun sahip olduğu araç gereç, malzeme ve kadro durumu,
2.2. Eğitim, devlet taleplerine göre yapılmalı,
2.3. Ana dili öğretimi Eğitim ve Bilim Bakanlığınca onaylanmış evrak doğrultusunda yapılmalı,
2.4. Öğrencilerin ana dilini okumaya hevesi göz önünde bulundurulmalı,
3. Ana dili eğitimi, sınıflarda haftada 4 saat olarak saptanmıştır,
4. Her öğrenci, ana dilini okumaya başlarken istek beyanatı sunar. Ders yılı başında, 19.09 - 22.09 tarihleri arasında, her öğrenci okul müdürüne velisi tarafından imzalanmış bir dilekçe sunar,
Başka okula geçiş yaparken öğrenci, ana dili eğitimi için yeniden başvuruda bulunur,
5. Paragraf 4'te belirtildiği gibi, velisi tarafından imzalanmış dilekçeyi okul müdürüne sunarak öğrenci, ana dili eğitiminden vazgeçme hakkına sahiptir,
.............................................................................................
1. ................................. (Türkçeden) Başarısı zayıf (2) olan öğrenci,
sınıfını geçer, bütünleme sınavına da girmesi zorunlu değildir........................"
Belediye okullarında Türkçenin okutulmasına dair çıkarılmış yönerge ve emirnamelerde daha şunlar vardır:
- En az 14 öğrenci ana dilini okuma isteğinde bulunduğu takdirde Türkçe gruplar oluşturulur,
- Okulda Türkçeden ders verecek öğretmen bulunduğu takdirde Türkçe ders okutabilir,
- Öğrencinin diplomasına ana dili dersi ve gösterdiği başarı yazılmamaktadır
Türkçe eğitiminin bugünkü durumu:
28 Mayıs 2001 tarihinde Eğitim Bakanlıği 6 No'lu Genelge'sini yayınlamıştır. Bu genelge İlköğretim ve Liselerde okutulan dersler ve bu derslerin sayısı belirtilmiştir. Bu genelgeye göre okullarda okutulan dersler üçe ayrılmıştır:
1. Zorunlu okutulması gereken dersler;
2. Zorunlu seçmeli dersler ( bunların arasına Türkçe dersleri de dahil olmaktadıt);
3. Seçmeli dersler.
Bulgaristan Türk çocuklarının ana dilinde de öğretim görmesi konusunda herhangi bir olumlu gelişme kaydedilmiş değildir, hatta durum kötüye gitmektedir denebilir. 2001 yılından bu yana haftada 4 ders saati değil de II., III. ve IV. sınıflarda 2 ders saatine, I., V., VI., VII. ve VIII. sınıflarda da 3 ders saatine düşürülmüş olması kaygı vericidir. Ayrıca öğrenciler okullarda Türkçe dersleri görmek için her ders yılı başında okul müdürüne birer dilekçe vermek zorundadırlar.
Öte yandan, yıllardır yenileri basılmadığı için yaşanan ders kitapları eksikliği de sorunun boyutlarının artmasına neden oluyor. 1992 yılından bu yana yeni ders kitaplarının basılmamış olması, her yıl okullara kayıt olan yüzlerce öğrencinin, Türkçe derslerini pekiştirmelerini engelliyor. Öğrenciler, ders yapacak sınıf ve öğretmen bulsalar bile, bu dersleri gerektiği seviyede geliştirmelerine yardımcı olacak kitapları bulamıyorlar. Kendilerinden büyük kardeşleri olanlar bu konuda bıraz daha şamslı oluyor. Onlardan kalan kitaplarla idare etmeye çalışan öğrenciler için durum daha da zor olmakla birlikte, Türkçelerini geliştirmeleri için bütün koşulların bir araya gelmesi gerekliliği sorunu etkin bir şekilde çözülmesini engelliyor.
Bulgaristan'da, uzun bir aradan sonra, Türkçenin ana dili olarak yeniden okullarda okutulması ile ilgili olarak Milli Eğitim Yasası'nda, okullardaki ana dili dersleri devletin, yani Eğitim Bakanlığının kontrolü aldında gerçekleştirilecektir maddesi getirilmiştir. Dolaysıyla Kırcaali, Burgas, Şumnu, Razgrad, Rusçuk, Dobriç ve Silistre gibi İl Eğitim Müdürlüklerinde anadili müfettişleri kadrosu açılmıştır. Ayrıca Eğitim Bakanlığında Türkçeden sorumlu bir müfettiş de tayin edilmiştir. Bu müfettişler, denetlemenin ve teftişin yanısıra Türkçe öğretmenlerine rehberlik yapmak ve hizmetiçi eğitim kursları düzenlemek görevleri de üstlenmişlerdir. Böylece birçok Türkçe öğretmenimiz, gerek Türkiye'de, gerekse ülkemiz Bulgaristan'da hizmetiçi kurslarına katılma imkanını bulmuşlardır. Örneğin Kırcaali'de her yıl, Kırccali Belediye Başkanı Hasan Azis'in desteği ve Ankara Bilkent Üniversitesinin katkılarıyla, Türkçe müfettişi, Türkçe öğretmenlerine yönelik hizmetiçi kursarı düzenlemiş, birçok öğretmen de gerek Türkiye Milli Eğitim Bakanlığınca, gerekse Bilkent Üniversitesi ve Gazi Üniversitesinde düzenlenen hizmetiçi eğitim kurslarına katılma imkanı bulmuştur. Fakat Bulgaristan'daki son gelişmelerde, 2010 yılında Eğitim Müdürlüklerindeki ana dili müfettişleri kadrosu kapatılmıştır. Yani Türkçe öğretmenlerine rehberlik edecek, çalışmalarında destek olacak hiçbir ilde Türkçe müfettişi görevde bulunmamaktadır. Bu son gelişmeler aslında okullarda ana dili olarak Türkçenin okutulmasına ilişkin çok açık ve net bir tavırdıt.
1992 yılında Kırcaali Öğretmen Enstitüsü'nde Türkçe öğretmeni yetiştirecek sınıflar açıldı. Bu yüksek eğtim kurumunda Türkçe bölümlerinde ders vermek üzere Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümünden öğretim üyeleri olan Türkolog Prof. Emil Boev ve Türk Edebiyatı uzmanı Doç. Vera Samarcieva davet edildi. Bu bölümdeki bazı dersler de dışardan gelen Türkçe uzmanılarına, yani Öğretim Görevlilerine verildi. Bunların arasında Öğretim Görevlisi Harun Bekir, Öğretim Görevlisi Aptikadır Aptişev, Öğretim Görevlisi Rahim Mollaömer gibi Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümünden mezun ve master yapmış uzmanlarla Şumnu Üniversitesi Türk Filolojisi mezunu Neziha Hasan da vardı.
1996 yılında kabul edilen yeni Yüksek Öğrenim Kanunu ile Şumnu Yüksek Pedagoji Enstitüsü üniversiteye dönüştürüldü, Kırcaali Öğretmen Enstitüsü de Plovdiv Üniversitesi'nın bir kolu olarak bir nevi Eğitim Fakültesi oldu. Bu her iki eğitim kurumunda da Türkçe bölümleri öğrenci kabul etmeye devam etti. Daha sonraları bu bölümlerde ders veren Türkoloji uzmanları Sofya Üniversitesi'nden emekliye ayrılınca Kırcaali Eğitim Fakültesi'ne kadroya alınarak Türkçe Bölümünde derslerine devam ettilerinin yanı sıra masterlik programını da açtılar. Kendileri Sofya'da kalarak ve ayda sadece 1-2 defa Kırcaali'ye gelerek ders veriyorlardı. Fakat daha sonraları bu konuda fakülte yönetimi ile aralarında anlaşmazlık çıkınca görevinden ayrıldılar.
1992 yılında Kırcaali Öğretmen Enstitüsü'nde Türkçe öğretmeni yetiştirecek sınıflar açıldıysa da 10 yıla aşkın bir zaman içerisinde bu eğitim kurumunda Türkçe bölümünü devem ettirecek öğretim üyeleri yetiştirilmedi, daha doğrusu yetiştirilmesine fırsat verilmedi. Öte yandan okullardaki Türkçe öğretmenlerin işlerindaki belirsizliği ve çoğu zaman kadru dışı bırakılması öğretmen adaylarının Türkçe Bölümüne karşi ilgisini de azaltı. Böylece 2004 yılında Kırcaali Öğretmen Enstitüsünde, Türkçe bölümünde ders verecek öğretim üyesi yok, üniversite adayları bu bölüme ilgi göstermiyor bahanesiyle bu bölüme öğrenci kabul edilmedi. 2004 yılından önce kabul edilen öğrenciler ise eğitimine devam etmekti ve Türkçe dersleri Öğretim Görevlisi Harun Bekir ile Öğretim Görevlisi Neziha Hasan tarafından verilmekteydi.
Kırcaali, Bulgaristan'da Türklerin en yoğu yaşadığı bir bölgedir. Bu bölgede ülke çapında ilköğretim düzeyinde anadili Türkçe dersleri gören öğrencileri sayısı da en çoktur. Dolaysıyla Türkçe öğretmeni yetiştirmek için üniversitelerdeki Türkçe bölümleri de devam etmelidir. Ayrıca Türk dili ile Türk kültürünü yaşatılması ve geliştirilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.
Bulgaristan Eğitm Bakanlığınnın istemleri doğrultusunda, Bulgaristan'daki herhangi bir üniversitede herhangi bir bölümün açılması, o bölümde ders verecek öğretim üyelerinin büyük bir çoğuluğu o üniversitenin kadrolu elemanı olacak ve ülkenin vatandaşı olacak şartı da var. Bu şartlarda Kırcaali Eğitim Fakültesinde ayrı bir Türkçe bölümünün açılması, Türkoloji uzmanı (profesor, doçent veya bu alanda doktora yapmış uzmanlar) olmayışından imkansız gibi görünüyor. Fakülte yönetimiyle yapılan görüşmelerde Türkçe derslerinin yeniden açılıp devam etmesi ancak mevcut bölümlerde olabilir kanatine varılmıştır. Mesela Sınıf Öğretmeliği Bölümü, Sınıf Öğretmenliği ve Türkçe Öğretmenliği Bölümü'ne dönüştürülebilir ve bu bölümün öğrencileri gördüğü derslerin yanı sıra Türkçe dersleri de görüp, sınıf öğretmeni olduğu gibi Türkçe öğretmeni de olabileceklerdir.
Bulgaristan'da Türkçe Eğitim - Öğretimi'nin sorunlarını çözmekle tabi ki Bulgaristan'daki siyasetçilerin görevidir. Yani Türkçe eğitiminin önünde görünmrz engeller teşkil eden yasa ve tüzüklerdeki gerekli olan değişiklikleri gerçekleştirerek Türkçe eğitimini cazip hale getirmeleridir.
Ancak tek başına bir siyasi partinin çözebileceği bir sorundan daha büyük ve fedakarlık isteyen bir problemdir. Bu sorunu ancak " Bulgaristan Türklerine" yönelik sivil toplum kuruluşlarının, eğitim kurumlarının, Türk Dünyasıyla ilgili vakıfların, Eğitim ve Araştırma Merkezlerinin, Türk Milli bilincine sahip bütün organizasyonların desteği ile çözülebilinecek bir sorundur.