Bulgaristan'ın iç açıcı olmayan durumu



Cuma, 31 Ocak 2014

Bulgaristan’ın iç açıcı olmayan durumuSebahat NECİBSon zamanlarda artan işsizlik Bulgaristan'daki gençlerin yaşam sevincinin azalmasına neden oluyor. Çünkü yaşamak için ekmek gerekiyor, ekmek için ise iş. Bulgaristan'da duruma şöyle bir bakarsak eğer, durumun pek iç açıcı olmadığını rahatlıkla görebiliriz.

Aralık 2013'de yapılan istatistiklere göre toplam işsizlerin sayısı 436 bin kişiye ulaştı. Bunların %29'u - 63 bini genç. Sadece 2012 yılında, Bulgaristan'ı terk edenlerin sayısı 13 bin kişi ve bunların %70'i gençlerden ibaret.

Komünizmin çöküşünden sonra yaklaşık 2 milyon Bulgaristan vatandaşı, çoğunlukla genç ve eğitimli kişiler vatanlarını terk etti. 1989 ve 2011 yılları arasında nüfus yaklaşık 9 milyondan 7,3 milyona düştü. 2008 yılında başlayan küresel ekonomik kriz, tekrar yüzbinlerce vatandaşı ülkelerini terk etmek zorunda bıraktı.

Bulgaristan nüfusunun neredeyse yarısı yoksulluk sınırının altında yaşıyor - AB'nin 28 üyesinin arasında en yüksek oran. Ülkede sadece işsizler ve emekliler yoksulluk içerisinde değil, genellikle çalışanların çoğu da yoksulluk sınırı altında yaşadıkları söylenebilir. Yaklaşık 600 bin çalışan ise (tüm çalışanların %28'i) "çalışan yoksul" kategorisine giriyor. Söz konusu olan bu kişilerin maaşları o kadar az ki, eline aldıkları maaşlarla geçimini zar zor sağlıyor.

Genellikle ülkeyi terk ederek başka ülkelerde çalışıp hayatının geri kalanını da orada geçirenler maalesef genellikle gençlerdir. Gençler ülkenin yarınıdır. Bu durum böyle devam ederse, Bulgaristan'ın yarını meçhul.

1989 yılında zorunlu göç esnasında, Türk aileleri bir kez parçalanmıştı. O yıllardan bu yana geçen zaman zarfında, bir o kadar daha aile sevdiklerinden uzak yaşamakta.

Eğitimli, eğitimsiz; evli bekar; gençler, okulunu bitirir bitirmez memleketini terk ediyor. "Birkaç yıl çalışıp yine geri dönerim" düşüncesiyle ailelerinden ayrılıp gurbete gidiyor, ancak ülkelerine geri dönmek için sevdiklerinden başka bir sebep görülmüyor.

Her yıl, yeni yılda veya Bayramlarda şehir sokakları cıvıl cıvıl oluyor. Gurbettekiler ve göçmenler, izin günlerinde memleketine dönüp yakınlarıyla beraber olmayı tercih ediyor. Her Bayram veya yeni yıl, aileler için tam bir Bayram havası oluyor. Parçalanmış aileler bütünleşiyor, gurbetteki gençler sevdiklerine kavuşuyor, sokaklar dolup taşıyor, şehrin her bir köşesi hayat buluyor.

Bayram bitiyor, yeni yıla giriliyor ve şehir yine sessizliğe bürünüyor. Aileler yine parçalı, kardeşler yine ayrı, çocuklar yine anne ve babasız, eşler yine eşsiz, sokaklar yine boş kalıyor.

Gençler gençliğine, yeni evliler evliliğine, çocuk sahibi olanlar çocuklarına, çocuklar ise anne ve babalarına doyamadan, ayrılık kapılarına vuruyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI