BURUK SEVİNÇ



Çarşamba, 03 Ekim 2007

BURUK SEVİNÇİbrahim BALTALI16 Eylül 2006 tarihe B.Trakya Türklerinin buruk sevinç günü olarak kaydedilmiştir. Batı Trakya'daki Türkler bu seçimlerde Gümülcine'den Ahmet Hacıosman ile İskeçe'den Çetin Mandacı'yı parlamentoya gönderme başarısı göstermişlerdir. İlhan Ahmet seçimleri partisinin aldığı düşük oy oranı ile kaybetmesine rağmen,Türklerin temsil gücü ikiye katlanmış ve gerçek güç yine ortaya dökülememiştir. Olsa olsa ideale yaklaşılmış demektir. Hiç kuşkusuz bu manzara B.Trakya'da vitrini değiştirmiştir. Bu vitrinin ne kadar nitelikli olduğunu ise zaman gösterecektir.

Bu seçimlerde hiç kuşkusuz en büyük başarıyı İskeçe Türkleri göstermişler ve 9 Nisan 2000 yılından bu yana süregelen ayıbı temizlemişlerdir. İskeçe Türklerinin gerçek temsil güçlerinin bu olmadığı da apaçık ortadayken, bir toparlanmanın da olduğu kesindir. İskeçe'deki soydaşlarımızın oy oranlarının düşük olduğunu ve de bir işçi sınıfının varlığı gözönününe alındığında, tek bir milletvekili ile yetinmeleri yine de başarıdır. Hiç kuşkusuz bu yeni başlangıç önümüzdeki bir çok seçime de olumlu yönde yansıyacaktır.

İskeçe'deki seçimler bizlere çok yeni olan sivil toplum örgütleri ve platformların ne denli etkili ve de baskı gücü oluşturduğunu ortaya koymuştur. İlk başlarda yeni oluşan bu hareketin gücünü pek çok kimse önemsememiş ve etkisinin az olacağına inanılmıştır. Fakat, bir zmanların İskeçe bağımsız hareketinin de içinde yer aldığı bu uyanış bir anda şahlanmıştır.

Neden "buruk sevinç" sevinç? Ülkede N.D. iktidara yeniden gelmiştir. Türkler ise yine "rüzgara karşı" yürümeyi tercih etmişler ve PASOK Partisinden Ahmet Hacıosman'a çok aşırı derecede ve parti hesabına kaydedilen oylar vermişlerdir. Sonuç olarak Türkler iktidar partisinden milletvekili seçememiştir.Seçim sonrası hükümet kurulmuş, N.D. İskeçe ve Rodop illerinde seçimi kaybetmesine rağmen iki önemli bakanlığı buralara vermiştir. İskeçe ilinden Tarım Kalkınma ve Gıda Bakan yardımcısı olan Alekos Kontos bakanlığa, Rodop ilinden de Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Evripidis Stilyanidis Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı'na getirilmiştir. Her iki bakanlık da B.Trakya'da yaşayan Türkler için çok önemlidir. Tarım kalkınma Bakanlığı ülkede vatandaşlık haklarının, Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı da azınlık haklarının iade edilmesi bağlamında adeta bir gösterge sayılabilecek kadar önemli bakanlıklardır.

Peki azınlığın bu konulardaki mücadelelerini kim yürütecek? Muhalefette yer alan iki milletvekili, azınlık okullarına çift dilli ana sınıfları açılması konusunda ne gibi tavır takınacaklar? İktidara söz geçirebilecekler mi? Bunlar tabii ki zor sorular. Ancak, iktidarın muhalefetten gelen teklifleri genelde reddetiğini düşündüğümüzde, bu dönemde azınlık sorunlarının çözümünde pek fazla ilerleme kaydedileceğini düşünmek biraz saflık olur. Azınlık, özellikle bu dönemde, iktidar partisinden milletvekili seçmemekle büyük bir fırsatı kaçırmıştır. Düşünün bir kez, bölgemizden bir Milli Eğitim Bakanı kabinede yer almaktadır. Dolayısıyla, azınlık sorunlarını hükümete iletmek için kullanacağımız yollar çok kısalacak ve olumlu çözümlere doğru daha fazla yaklaşılmış olacaktı!

Öte yandan bu seçimlerin sorumlusu olarak bazı nahiyeler gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu kesinlikle yanlış bir fikirdir. Doğru olan gerek belediyelerimizde ve gerekse de nahiyelerimizde oyların dengesiz bir şekilde kullanılmasıdır.

Azınlık insanı bu seçimde de önünü görememiş, "rüzgara karşı" koşmuş ve aşırı duygusallığa kapılarak oy kullanmıştır. Sonuç ne şekilde olursa olsun Azınlık iki milletvekilini parlamentoya göndermiştir. Şimdi artık üçüncü milletvekilliğinin nasıl kaybedildiği konusundaki kısır ve kırıcı tartışmaları bir kenara itmeliyiz. Halkımızın tercihi böyle tecelli etmiştir. Azınlığın kurumları, kuruluşları ve bireysel olarak herkes yeni milletvekillerimize yardımcı olmalıdır. Onları parlamentoda çalışmaya itmelidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI