Bulgaristan'daki Türklerin Özgür Sesi
Bundan 30 yıl önce komşu Bulgaristan farklı bir rejimle yönetiliyordu.
Baskıcı, totaliter, antidemokratik uygulamaların ve komünizmin etkili olduğu yıllarda Bulgaristan'da yaşayan soydaşlarımız büyük sıkıntılar çektiler.
Çekmekle kalmayıp, yerlerinden, yurtlarından sürüldüler.
O tarihlerde sınır dışı edilen ve zorunlu göçle anavatana gönderilen soydaşlar için Türkiye'de bizzat devlet eliyle bir STK kurduruldu.
Merhum Mümin Gençoğlu'nun önderliğinde 17 Ocak 1985'te merkezi Bursa'da bulunan Bal-Göç faaliyete geçti.
Üstüne bir de kamu yararına çalışan dernek' statüsü kazandırıldı.
O dönem Bulgar mezaliminden kaçanların, sürgün edilenlerin Türkiye'deki ana merkezi kentimiz olmuştu.
Amaç, Bulgaristan'da asimilasyona uğrayan, baskı gören, hakları ellerinden alınan, parçalanan ve zorla sürgüne gönderilen Türk kökenli Bulgaristan vatandaşlarının oradaki çıkarlarını kollama ve uluslararası kuruluşların dikkatlerini Bulgaristan'daki insanlık ayıbına çekmekti.
Çok da başarılı olundu.
Bulgaristan geç de kalsa, AB'ye girme uğruna, kerhen de olsa, onlarca kaybın, hak ihlallerinin yaşandığı yıllar için bizzat Parlamentosu ve Cumhurbaşkanı aracılıyla Türk azınlığa uyguladığı asimilasyonu kabullenip, özür diledi.
Buraya kolay gelinmedi.
Çok mücadele verildi. Yetmez ama çok kazanımlar elde edildi.
Bugün Türk azınlık siyasal zeminle hem Parlamento hem de kabinede temsil şansı yakaladı.
Bal-Göç şimdi 29 yaşında.
Önceki akşam, kuruluş yıldönümünü Hilton Otel'de kutladı.
Geceye Bulgaristan'dan da çok sayıda davetli katıldı.
Bulgar Parlamentosu'ndaki iki Türk kökenli milletvekili ile Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Aziz de geceye katılım gösterenler arasındaydı.
Anlamlı konuşmalar yaptılar.
Bal-Göç'ü Bulgaristan'da yaşadıkları her sıkıntıda yanlarında gördüklerini dile getirdiler.
Bal-Göç Genel Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özkan geceye katılanlara ve kururculara, şimdiye dek görev alanlara teşekkür etti.
Özkan konuşmasında, üstüne basa basa bir şeye vurgu yaptı.
"Bizler ırkçı, mikro milliyetçi değiliz. Bizler Atatürk milliyetçisiyiz. Bizler Rumeliliyiz, aynı zamanda bu ülkenin gerçek sahipleriyiz."
Özkan, yaklaşan yerel seçimler öncesi camia olarak, siyasi partilerden liyakat ve demografik yapının dikkate alındığı temsil isteklerini de hatırlattı.
Şüphesiz, geceye siyasilerin katılımı da yüksekti.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe Balkanlar'a yapılanlara ve Bal-Göç ile sürdürdükleri işbirliğine dikkat çekti.
Altepe, Kırcaali'nin merkezine görkemli bir cami inşa edeceklerini de müjdeledi.
Gecenin en çok dikkate çeken isimleri Büyükşehir belediye başkan adaylarıydı.
AK Partili Recep Altepe, CHP'li Necati Şahin, MHP'li Kadir Koçdemir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Bal-Göç gecesinin öne çıkanlarıydı.
Vali Vekili İsmail Demirhan, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyüykataman, CHP Milletvekili Sena Kaleli, MHP İl Başkanı Hasan Toktaş, CHP İl Başkanı Metin Çelik, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, MKP Belediye Başkanı Sadi Kurtulan ile Bulgaristan Bursa Konsolosu Birsen Karabacakova da gözümüze çarpan davetliler arasındaydı.
Büyükataman'ın konuşmasında Kestel adaylarının Balkan kökenli Ergun Aksoy olduğunu duyurması da gecenin sürprizlerindendi.
CHP'li Kaleli'nin Büyükşehir adaylarına değinirken, "Her aday değerlidir. Biz adayımızı hepsinden daha değerli görüyoruz" sözleri de not ettiklerimizdendi.
Bal-Göç gecesinde bir şey dikkatimizi çekti.
AK Parti'den milletvekili düzeyinde ve İl'den temsilci yoktu.
Acaba iktidar partisi, Bal-Göç ile Bulgaristan seçimlerinden kalma soğukluğu sürdürme politikası mı uyguluyor dersiniz?
http://www.olay.com.tr/makale/ihsan-aydin/devlet-kurdurdu-simdi-29-yasinda/21892.html#.Ut0_uRAbnIU
|
|
||||||||||||||||
|
