DİMİTRİ DURUŞU



Pazartesi, 12 Şubat 2007

DİMİTRİ DURUŞUİbrahim BALTALI13 Ocak 2007 tarihli Hürriyet gazetesinde çıkan ‘Dimitri duruşu' adlı haber Gümülci'nede yayınlanan ve Batı Trakya'daki Türklere karşı haberleriyle ünlenen bir Yunanca gazeteyi çileden çıkardı. Gazete, haberde yer alan İstanbul Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Başkanı Dimitri Karayanni'yi hainlik derecesinde suçladı. Hürriyet gazetesindeki haber şöyleydi:

‘DİMİTRİ DURUŞU'

‘İhtiyacım olursa hükümetime başvurur, bütçeden para isterim. Fener Rum Vakfı'nın ne yapacağına ben karışamam. Ama AİHM'ye başvuruyu vatana ihanet olarak görüyorum. Burası bir Türk vakfıdır. Ben devletimi yabancılara şikayet edemem. Devletin mahkemesine, Yargıtay'a ve hükümetime itimadım var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gidip de hakkımı bir yabancıdan istemem.'
Karayanni'nin gazeteye verdiği demeç böyle. Karayanni ile yanlış hatırlamıyorsam 2000 yılında Balıklı Hastanesi'nde tanışmıştık. Dinos Haritopoulos burada kalan yaşlıları ziyaret etmiş ve hatta bizleri patrik Vartholomeos'a ‘aramızda Müslümanlar da var' şeklinde takdim etmişti.
Dimitri Karayanni'nin ne kadar ve kimlere karşın hain olduğu bizleri ilgilendirmez. Ancak, Karayanni'nin yaşadığı ülkeyi sevdiği bir gerçek. Demek ki vakıfların başında olan insanlar büyük ve küçük ülke gözetilmeksizin her yerde hain olarak tanımlanabiliyor! Bunun tek sebebi ise halkın iradesini yansıtmayan insanların cuntavari yöntemlerle işbaşına getirilerek siyasi iktidarların bilardo masalarında sağa sola stakalanmalarıdır.
Güçlü bir millet ve saf bir ırk yapısına sahip olduklarını iddia edenlerin başına da bazen böyle vakalar gelebiliyor. Atalarımız boşuna dememişler, ‘gülme komşuna gelir başına' diye.

İstanbul'da Karayanni'ler tabii ki bir tane değildir. Aleksi de İstanbul'da doğmuş ve Türkiye üniversitesine devam eden bir genç. 5 Ocak 2007 tarihli Ta Nea gazetesi kendisiyle uzun bir röportaj yapmış. Aleksi'nin ninesi Amalia, Atatürk'ün çok güzel Rumca konuştuğunu hep anlatır dururmuş. Röportajdan sizlere bu bölümü sunuyorum:

‘NİNEN AMALİA'DAN BİR ANI HATIRLIYOR MUSUN?

Kuaförlük yaptığı zamanlarda anlattığı yalnız bir anısı vardı. Atatürk'ün Savarona yatına gitmiş ve kızının saçını kesmişti. Kendisiyle de konuşmuştu. Evet, Atatürk çok güzel Rumca konuşurdu.

ATATÜRK'ÜN BOĞAZ'DA YATI MI VARDI?

Evet. Savarona adlı büyük bir yat. Yat bugün için müzeye çevrilmiş.
HANGİ YILLAR İÇİN KONUŞUYORUZ?
1920 ya da 1930. Atatürk 1933'te öldü.
NİNENİZİN ATATÜRK HAKKINDA İYİ DÜŞÜNCELERİ VAR MIYDI?
İyi düşünceleri vardı. Güzel bir insan olduğunu söylerdi. Kötü bir şey söylemiyordu...'
Görüldüğü gibi İstanbul'da yaşamak isteyen Aleksi Saris adlı gencin görüşleri böyle. Umarız ki Aleksi de bilinen çevrelerce hainler ordusuna katılmaz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI