Dr. Sadık Ahmet'i özlemle anıyoruz



Cuma, 22 Temmuz 2011

Dr. Sadık Ahmet’i özlemle anıyoruzİbrahim BALTALIBatı Trakya Türklerine eylem yollarını açan; mücadele, azim, çalışkanlığın ve Türk milliyetçiliğin simgesi büyük dava adamı Dr. Sadık Ahmet'i 24 Temmuz Pazar günü tekrar anıyoruz. Ruhu şad olsun. Türk Dünyası kendisini hiçbir zaman unutmadı ve unutturmayacak.

Dr.Sadık Ahmet, Lozan Antlaşması'nın imzalandığı gün Gümülcine bölgesindeki Susurköy Kavşağı'nda şüpheli bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı. 24 Temmuz 1995 gecesi dünya bu elim haberle sarsıldı. Batı Trakya Türkleri derin bir hüzne dalarken, onun yaptıklarını devam ettirmek her Batı Trakya Türkünün hayali oldu.

Merhumun cenazesi Gümülcine Eski Cami'den Anavatan Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin de katılımıyla Kahveci mezarlığına defnedildi. Merhum Dr. Sadık Ahmet'e gösterilen sevgi, saygı müthiş bir kalabalığı bir araya getirdi. Onun için Yunanlı komşuları dahi gözyaşı döktü! Kalabalık öyle boyutlara ulaştı ki, sanki Dr. Sadık Ahmet'in aldığı yaklaşık 30 bin oy oradaydı. Bu vaka, dünyada hiçbir lidere nasip olmayacak bir durumdu.

24 Temmuz 1995 gecesi haberi TRT2 televizyonundan duyduğumda kalemimden hemen şu dizeler döküldü:

SADIK AHMET ÖLMÜŞ DEDİLER

24 Temmuz 1995
saat 22.00
TRT-2 Haberleri

ürkek akşamlarla
gözlerimize
coşkun seller boşandı
yıldızların kaçıştığı dağ başlarından

Sadık Ahmet ölmüş dediler

yüreklerimize kara bulutlar üşüştü
müslüman asfaltlarından kalkan

Sadık Ahmet ölmüş dediler

kulaklarımızda
hep o haykırış alkışlarla
"hakkımızı bir gün mutlaka alacağız"



Aradan yıllar geçti. Dr. Sadık Ahmet'in verdiği mücadele sonucu Yunanistan Devleti Azınlık haklarındaki kısıtlamaların bir kısmını kaldırmaya karar verdi. Azınlık insanı artık evinin kiremidini değiştirebiliyor, traktör ehliyeti alabiliyordu!

Vatandaşlık haklarında meydana gelen bu gevşeme ne yazık ki hala Azınlık haklarına yansımış değil. Vakıflar, müftülükler, eğitim, örgütlenme gibi alanlarda sorunlar hala çözülmüş değil. Öyle ki Yunanistan'da Ermeni, Çerkes, Pomak, Müslüman kısacası hangi etnik kimlik aklınıza gelirse bu isimler altında örgütlenip dernek kurabilirsiniz; ancak "Türk" ismi ile hala böyle bir örgütlenmeye gitmek mümkün değil! Yönetimin "kendine göre bir azınlık yaratrmak" düşüncesi ne yazık ki hala devam ediyor.

D.E.B. Partisi Dr. Sadık Ahmet'in ölümünden sonra adeta bir uyku dönemine girdi. İnsanlarımızın bir çoğu değişik siyasi yapılanmaların içinde yer aldılar. Buralardan milletvekili, belediye başkanı ve vali yardımcısı seçildiler. Ancak katıldıkları grubun görüşleri ve fikirleri doğrultusunda hareket etmek zorunda kaldılar. Bu durumda da Türk Azınlığın sesi ve sorunları dünya kamuoyuna gerektiği gibi duyurulamadı.

D.E.B. Partisi şimdi yeni bir yapılanmaya girdi. Her geçen gün önemli şahsiyetler partiye üye olmaktadır. Parti yetkilileri Azınlığın yaşadığı her sorunu artık dünyaya duyurabilmektedir. Ancak bunlar yetersizdir. Parti kaybedilen insanlarımızı da bünyesine çekmelidir. Halkın sorunlarını duyururken sadece rutin siyasi açıklamalar yerine; sosyal ve sanatsal aktivitelere de önem vermelidir. D.E.B.- Dostluk Eşitlik Barış Partisi ancak bu şekilde eski gücüne ulaşabilir. Biz partinin bunu başaracağına inanıyoruz.

Dr. Sadık Ahmet'in de hayali Türk Azınlığın refah ve mutluluk içerisinde yaşamasıydı. O "ben Türk olduğum için yargılanıyorum" derken gerçekte her şeyi çok güzel dile getiriyordu.

Bizler onun fikirlerini ne kadar yaşatabildik. Onun mücadele azmini, çalışkanlığını ne kadar biliyoruz? Bütün bunlar yeni nesillere mutlaka ama mutlaka anlatılmalıdır. D.E.B. Partisi ancak o zaman daha güçlü bir konuma gelebilir.

Dr. Sadık Ahmet'in bir kez daha sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.

İbrahim BALTALI

22 Temmuz 2011

YAZARIN DİĞER YAZILARI