Yeni bir haftaya bir tepkiyle başladık. Bulgaristan göçmenleri, Varna Belediye Meclisinin, ilçe sınırları içinde bulunan 215 yerin Türkçe olan adlarını Bulgarca isimlerle değiştirme kararına tepki gösterdi.
Bunu önlemek için herkes tepkisini göstermeli. Bugün Varna'daki 215 yerin isimleri değiştirilirse, bunun ardı kesilmez ve o yüzden bunu önlemek için tepkisiz kalmamak gerek.
***
Bulgaristan'da Google'ın arama hanesine en çok yazılan şey "Adını Feriha Koydum" adlı Türk dizisinin adı oldu.
Bulgaristan'da Türk dizileri çok büyük ilgi görüyor. Bundan dolayı Bulgarların İstanbul'u gezip görme ve Türkiye'ye olan ilgileri giderek artıyor. Türk dizileri yayınlanmaya başladığı an en çok sorulan sorulardan biri de şu oldu "İstanbul gerçekten de bu kadar güzel mi?"
***
Kırcaali'deki medrese davası başladı. Kırcaali Bölge Mahkemesi'nde Başmüftülüğün şu anda Bölge Tarih Müzesi olan medrese binasının geri iade edilmesi için devlete açtığı davanın ilk duruşması yapıldı.
İstanbul Şişli'deki 59 bin metrekarelik arazi, Bulgaristan Ortodoks Eksarhlığı Vakfı'na iade edilirken buradaki Müslümanlara tek bir metrekarelik arazi bile geri iade edilmiyor. Bu dünyada her şey karşılıklı. Bu durumda da karşılıklı hoşgörü gerek.
***
Bulgaristan ve Türkiye Dışişleri Bakanlıkları arasında "Çözümlenmemiş Konular Hakkında Dördüncü Ortak Komisyon Toplantısı" Sofya'da yapıldı. Toplantıda bir kez daha iki ülkenin komşu, müttefik ve dost ülkeler olduğunun vurgulandığı bildirildi.
Ne demiş Atalarımız "Komşu komşunun külüne muhtaçtır".
***
Stara Zagora İl Mahkemesi, şehirde ayakta kalan tek Osmanlı eseri olan Hamza Bey Camisi'nin Başmüftülüğe iadesini reddetti.
Yine bir çaba, yine bir ret kararı. Balkanlar'da Türk ve Müslüman olmak o kadar zor ki, hep bir çaba ve hak arayışındasındır. Ne kadar zor olsa da Türk olduğumuz için her zaman başımız dik ve gururluyuz.
***
Kırcaali esnafı: Yunanlar değil Türkler yüzümüzü güldürüyor. Esnafa göre Bulgaristan ekonomisinin canlanması için sadece Yunanistan sınır kapıları açılması değil, Türk vatandaşlarına ülkemize serbest giriş yapma imkanları sağlanması gerekiyor.
Eğer ülkemize serbest giriş yapılırsa bu gerçekten ekonomiğe büyük güç katacak ve Bulgaristan Türkiye sayesinde ayaklanacak.
***
Bulgaristan Başmüftülüğü, Varna'da bulunan Aziziye Camisi'ndeki yangının kasten çıkarıldığını duyurdu.
Avrupa Birliği üyesi bir ülkede yaşayan birine din, ırk ayrımcılığı, camileri yakmak, protesto etmek gibi şeyler yakışıyor mu? Nedir bu kin, nedir bu nefret? Nefret ve kinle yürünmez bu yollar.
***
Aralık 1984'te Balkanlarda yaşayan Türklere yönelik başlayan asimilasyonda hayatını kaybedenler Gaziemir Belediyesi'nin düzenlediği etkinlikle anıldı.
Üzerinden 30 yıla yakın zaman geçmiş olsa da o yılları yaşayanlar acısını hala içinde taşır. Yaşananların verdiği ateş topunu üzerinden atmak zordur, atmak istediğinde atamazsın ellerin yanar, insanın kalbine bir kere çizilen o acı resim hayat boyunca unutulmaz.
***
Blagoevgrad Camisi'ne yine saldırıldı. Başmüftülük tarafından Yukarı Cuma (Blagoevgrad) il merkezindeki caminin pencere camları kırılarak bu ay içinde sıradaki saldırı yapıldığı bildirildi.
Bu artık kaçıncı saldırı?! Neden camilerimize bu kadar saldırı oluyor ve neden bu saldırılar son bir yıldır arttı? Buna sebep ne? Bu duruma neden seyirci kalınıyor? Camilere saldır, Türk ve Müslümanlara hakaret et ve sonra da biz Avrupalıyız diye geçin. Bir insanoğluna hiç yakışmayan bir durum. "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" sözünün kanıtını her gün yaşıyoruz.