Kurban Bayramınız Kutlu Olsun!



Perşembe, 03 Kasım 2011

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun!Beyhan MEHMETDeğerli Din Kardeşlerim!

06- 09.11.2011 tarihleri arasında iki büyük bayramımızdan biri olan, Kurban bayramını idrak edeceğiz. Kurban kelime manası itibariyle "yaklaşmak" demektir. Yani sırf Allah rızası için kurban bayramı günlerinde, belirli şartları taşıyan hayvanları boğazlamak suretiyle - Allah'a yaklaştıran, rızasına götüren vacip bir ibadettir kurban. Hz. Peygamberin (s.a.s) her sene yerine getirdiği, hiç terk etmediği bir ibadet! Hatta " imkânı olduğu halde kurban kesmeyenler mescidimize yaklaşmasın" uyarısında bulunduğu, son derece önemli bir salih amel. Kurban kesmesem- onun karşılığında sadaka versem diyenler oluyor bazen, bu yönde kurbanın alternatifi olmadığının altını çiziyoruz!!!

Kurban ibadeti, insanlığın varoluşuyla birlikte tarihte yerini alır. Kur'an-ı Kerim ilk insan ve Peygamber Âdem (a.s)'in oğullarının kurbanlarından bilgi verir. Kabil ki mesleği ziraatçılık idi bundan dolayı- meyve ve sebzeler sunması gerekiyordu. O en değersizlerini sundu. İyi niyetten yoksun olduğu için ibadeti kabul görmedi. Habil hayvancılıkla uğraşıyordu, sunulması gereken ise bir hayvandı. O en güzel, en bakımlı koçunu kurban olarak sundu, Allah onun ibadetini kabul buyurdu.

Kurban ibadetinde ihlâs ve samimiyetin önemini yukarıdaki olaydan öğrenmiş oluyoruz. Nitekim ayeti kerimede buyrulan" Allah'a kurbanın ne eti, ne de kanı ulaşır, ancak sizlerin takvası ulaşır", vurgu takva, samimiyet ve içtenlik üzerine yapılır.
Değerli Dostlar!

Hayat felsefemizi oluşturan dinimiz, yardımlaşma ve dayanışmaya son derece büyük önem verir, bundan dolayı bayramların verdiği sevinç ve neşeyi ihtiyaç sahibi insanlarla paylaşalım, kurbanlarımızdan - kurban kesemeyen komşularımızdan başlamak suretiyle ihtiyaç sahibi insanları gözetelim, kimsesiz, garip çocuklara da kendi çocuklarımızla birlikte hediyelikler temin edelim.

Hastaları ziyaret edelim, Mevla'dan şifalar dileyelim, hakkın rahmetine kavuşmuş olan, dua bekleyen " kabristanlığı" da ziyaret edelim, son durağın orası olduğu bilincini nefsimizde oluşturalım, büyüklere saygı, küçüklere sevgi ilkesiyle, birlik - beraberliğimizi daim edelim.

Peygamberimizin ifadesiyle "Müslüman güven sahibidir, yalan konuşmaz, bir başkasının zararını düşünmez, komşusu aç iken tok yatmaz.." bu çerçevede komşu hakları da son derece önemli konulardandır. Çağı ötesi gökdelenlerimizde (Beton yığını binalarımızda) ne yazık ki komşularımızı ihmal eder olduk. Böylesi vesilelerle, komşularımızı ziyaret edelim, dostluklar kuralım, ikramlarda bulunalım inşallah. Diğer dinlere mensup olan dost ve komşularımıza da izzet ve ikramda bulunmak dinimizin vecibelerindendir.

Diğer önemli konumuz " Teşrik tekbirleridir". Arife günü sabah namazından başlamak suretiyle, bayramın 4. günü ikindi namazına kadar, farz namazların selamından sonra okunması vacip olan lafızlar şunlardır "Allahu Ekber, Allahu Ekber, Lâilâheillâ'llâhu Vallâhu Ekber, Allahu Ekber ve lillâhil-Hamd". Hacılarımız arafatta " Âdem ve Havva'nın" affedilip, kavuştukları mekânda dua ve niyazlarda bulunurlarken, biz onlara uzaklardan eşlik edelim, dua ve istiğfarda bulunalım, manevi haz ve sevaplardan nasibimizi alalım.

Kurban İbadeti - İbrahim ve İsmail (a.s) Hikâyesi

"Kurban" ibadeti yukarıda da arz ettiğimiz gibi, insanlık tarihinin başladığı tarihe tekabül eder. Ancak Hz. İbrahim ve oğlu İsmail'in büyük samimi fedakârlıkları da kurbanın sembolü haline gelmiştir.

Hz. İbrahim(a.s) - Allah'ın Dostu - Halilullah makamına yükselmiş bir Peygamber, yaşı ilerlemiş ancak çocuk sahibi olamamış bunun hüznünü yaşarken büyük bir adakta bulunmuş " Ya Rab beni nesil sahibi kıl, hayırlı evlat lütfet - ben çocuğumu gerektiğinde sana kurban olarak takdim ederim" minnet ve duasını dile getirdi. Peygamberimiz Hz. Muhammed'in dedesi Abdülmuttalib'in de böylesi adakta bulunduğunu - oğlu Abdullah'ı
( peygamberimizin babası) kurban etmesi gerekiyordu, mukabilinde 1000 deve kurban kestiğini İslam tarihi eserlerinden öğreniyoruz.

Mevla'm İbrahim(a.s)'e evlat lütfederek sınadı. Yıllar birbirlerini takip ederken İsmail(a.s) çocukluk dönemini yaşarken İbrahim(a.s) rahmani bir rüya gördü. Rüyasında oğlu İsmail'i kurban etmesi gerekiyordu. Oğuluna durumu arz etti. Baba oğul büyük bir teslimiyetle rıza gösterdiler. Hayatımız ve vefatımız, ibadet ve itaatimiz sırf Allah'ın rızası içindir diyerek Allah adına yakınlık maksatlı, rızası hedefli baba oğlunu kurban etmeye, oğul kurban olmaya hazır bir halde .....yürüdüler. Şeytan İsmail'le, annesi Hacer'le, ve Peygamber İbrahim'le görüşerek duygusal bir yaklaşım sergilemeye çalıştı " rüyan rahmani değildir, hiç baba oğlunu kurban eder mi" ? sorularına her birinden yedişler taş yedi....İşte İbrahimler (a.s) Hac uygulamasına da böylece vecibeler kazandırdılar.....bugün Hacılar " bizi Allah'ın emrettiklerini yerine getirmeye mani olmak isteyen" şeytanı İbrahim İsmail (a.s) ve Hacer annemiz misali taşlıyorlar.

Kararlılık ve teslimiyetleri karşılığında Allah gökyüzünden koç gönderiyor, yürekleri serinletiyor!!

Ancak " Müslümanların niyetleri amellerinden hayırlıdır" hadisi şerif gereği, bu güzide Peygamber ailesi manevi ödüllerini alıyorlar.....

Ve bugün bizler de kurbanlarımızı Yüce Mevla'mıza sunarken " İsmaillerimizi" oğullarımızı kurtarıyoruz coşku ve heyecanıyla yerine getirmeliyiz!!!

Kurbanlık hayvanlarda aranan şartlar:

Koyun ile keçi birer yaşını doldurmuş olmalı. Altı aylık olduğu halde bir yaşında imiş gibi gösterişli olan kuzu da kurban edilebilir. Deve, en az beş yaşını, sığır ( İnek, dana ve manda) da en az iki yaşını bitirmiş olmalıdır. Kurban bir ibadet olması hasebiyle kurbanlık hayvanın bakımlı olması, özrünün olmaması, aranan şartlara uygunluk arz etmesi gerekir.

Kurbanlık hayvanın şaşı, topal, uyuz ve deli olmasında, doğuştan boynuzlu veya boynuzsuz veya boynuzunun azı kırık bulunmasında, kulaklarının delinmiş veya enine yarılmış olmasında, kulaklarının uçlarından kesilip sarkık bir halde bulunmasında, dişlerinin azı düşmüş olmasında, cinsel organı bulunmamasında, burulmuş olarak bulunmasında bir sakınca yoktur; bu hayvanlar kurban olur (edilebilirler).

İki gözü veya bir gözü kör, dişlerinin çoğu düşmüş veya kulakları kesilmiş, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış, kulağının veya kuyruğunun yarıdan fazlası veya memelerinin başları kopmuş, kulakları veya kuyruğu yaratılışında bulunmayan bir hayvan kurban olamaz.

Kurban'ın Eti

Kurbanın rüknü ve kabulü - ibadetin samimiyetle yerine getirilmesine ve kesilen kurbanın kanının akıtılmasına bağlıdır!
Etiyle ilgili uygulamasına gelince:
1.Efradı kalaba olan ( büyük - kalaba) ve ihtiyacı olan bir aile, dilerlerse etin tamamını evde bırakabilir.
2. Kesilen kurbanın etinden bir kısmını ihtiyacı olan - kurban kesememiş kişilere pay verilmesi ise - kurban sahibinin sevabını arttırır. Artı bir sevap işlemesine vesile olur.
3. Tavsiye edilen uygulama şöyledir: 3/1 dağıtmak, 3/1 ziyarete- bayramlaşmaya gelenlere ikram etmek, 3/1 ev halkına bırakılması.

Kurban " Bismillahi Allahü Ekber" lafzı celili ile kesilir.

Kurbanın Derisi, evde seccade olarak bırakılabilir, satıldığı takdirde sadaka olarak verilmesi gerekir. Kurban'ın kesilmesi en efdal ilk gündür,2. ve 3. günlerinde de kesilebilir.

Değerli kardeşlerim
Kurban ibadetinin, anlam ve önemi, dini hikâyesi, kurbanda aranan özellikler... Hususlarında kısa bilgi vermeye çalıştım. Umarım okuyucularımıza faydalı olur bu bilgiler.

Kalbi hürmet ve muhabbetlerle "Kurban bayramı" anlamı gereği, mevlamızın rızasına yaklaştıran, bizi İslam kimliğimizle olgunlaştıran, yeni ufukları ve mutlulukları beraberinde getiren, aile saadetine, hayırlı kazanca, bilinçli yaşama vesile olan, global dünyada da huzur ve barışa vesile olan, müstesna bir zaman dilimi olmasını temenni ediyor, bütün din kardeşlerimi candan tebrik ediyor, hayırlı kurban bayramları diliyorum.

Kalbi Muhabbetlerle: Beyhan MEHMET
Kırcaali Bölge Müftüsü


Sabah Namazı 6: 20
Bayram Namazı 7.33

YAZARIN DİĞER YAZILARI