Doğrudan siyasete taalluk eden yazılar yazmaktan mümkün olduğunca kaçınmak istemişimdir. Ancak inanılanın, doğru bilinenin de haykırılmaya ihtiyacı var.
Bulgaristan'daki Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin bir önceki, yani Ahmed Doğan'ın genel başkanlığı Lütvi Mestan'a devrettiği kongre sonunda yazdığım yazı bazı yerlerde çok rahatsızlık vermişti. Bugün, yeni olağan kongreye az bir zaman kala, Genel Başkan Lütvi Mestan görevden alındığı gibi partiden de ihrac edildi.
Mestan'ın Günahları
Evet Mestan'ın günah defteri kabarmıştı. Bu defterin içerisinde sayıca çok olmasa da pahaca çok ağır günahlar vardı.
Lütvi Mestan genel başkan olarak girdiği ilk seçimden sonra, TC Hükümetleri ve Cumhurbaşkanlığı ile sıcak ilişkiye girdi. Aradaki buzları eritti. Diğer bir ifade ile Türkiye ile restleşmedi. TC Başbakanı ve Cumhurbaşkanı'nı ziyareti sonrası da partinin Türkiye ve dahi Türkiye'deki göçmen dernekleri ile ilişkileri gelişti.
Mestan Bulgaristan'da yaşayan Türklerin problemleri ile ilgilenmeye başladı. Problemlerin çözümü için çaba sarf etti.
Son olarak da Bulgaristan Parlamentosunda, okuduğu deklarasyon ile Bulgaristan'ın da üyesi olduğu NATO ve Türkiye lehine görüş beyan etti. Hangi konuda mı, Türkiye-Rusya arasındaki uçak düşürme krizinde...
İşte tam da bu yüzden Lütvi Mestan'ın üzeri çizilmeliydi.
Ve nihayet çizildi de... Şimdi partide konsey dönemi başladı, kongreye kadar... bu arada "konsey" lafını ilk defa çocukluğumda Türkiye'deki askeri darbe sonrası duymuştum.
Hayırlı olsun diyelim.
"Mevlam neyler, neylerse güzel eyler"
b.colakoglu@balturk.org.tr