(DOĞU RODOPLAR-KIRCAALİ-MESTANLI-CEBEL-KOŞUKAVAK)
I-Osmanlı öncesi bölgenin tarihçesi
Mestanlı'nın da içinde bulunduğu Doğu Rodoplar bölgesinde yapılan arkeolojik çalışmalar bölgedenin çok eski dönemlerden itibaren iskan edilen bir bölge olduğunu göstermiştir. Arkeolojik bulgular, iskanın izlerinin M. Ö. VII-IV. bin yılına kadar götürmektedir. Trakları, Romalıları, Slavları, Protobulgarları, Bulgarları, Bizanslıları, Peçenekleri, Uzları, Kumanları, Selçuklu Türkleri ve nihayet Osmanlı Türklerini bölgeye yerleşen halklar olarak sayabiliriz. 1096-1204 yılları Haçlı Seferleri bölgenin tahrip olmasına sebep oldu. Daha sonra Bulgar-Haçlı çatışması yine bölgenin tahribatına yol açmıştır. Pek çok bölgedeki nüfus kılıçtan geçirilmiştir. 1303 yılında II. Andronikos bölgeye sefer düzenleyerek bütün yetişkin erkekleri katlediyor. 1333-1355 yılları arasında Stefan Duşan, bölgenin tamamını hakimiyet altına almak için sürekli savaş politikası uygular. Bizans da buna karşı önce Aydınoğlu Umur Bey ve daha sonra da Osmanlı sultanı Orhan'dan yardım alarak Sırpları durduruyor. 1344 yılında Aydınoğlu Umur Bey'in, Gümülcine'ye akın düzenlemiştir. Daha sonra da nerdeyse boş bir alana dönen bölgeye Osmanlılar gelmiştir.
II-Bölgenin Osmanlılar tarafından fethi
Osmanlı fetihleri Balkan topraklarında üç kol halinde ilerlemiştir. Sol kol, Dimetoka, Gümülcine, Serez ve Selanik üzerinden Draç'a kadar uzanmıştır. Orta kol, Edirne-Sofya-Niş-Belgrad-Orta Avrupa hattını takip etmiştir. Sağ kol ise, Edirne-Aydos-Karinabad-Yambolu-Silistre-Akkirman-Boğdan hattı ile örtüşmüştür. Dolayısıyla bugünkü Bulgaristan topraklarının fethi orta kol ve sağ kol üzerinden olmuştur. Edirne'nin fethi 1361 yılı olarak kabul edilmektedir. Edirne'nin fethinden sonra bugünkü Bulgaristan topraklarından Yeni Zağra, Eski Zağra ve Filibe fethedilmiştir. Bu yerlerin fethini Osmanlı komutanı Lala Şahin gerçekleştirmiştir. Aynı tarihlerde Türk akıncı beyleri Evrenos Bey ve Hacı İlbeyi de sol kol üzerinden ilerlemekte idi ve Dimetoka, Gümülcine, Ferecik ve Serez gibi yerlerin fethi ile görevlendirilmişlerdi. Kırcalı-Mestanlı bölgesinin fethi hangi hat üzerinden gerçekleşti? Elimizde bulunan en erken Osmanlı tahrir defterlerindeki idari taksimata bakacak olursak Dimetoka ve Gümülcine'ye bağlı gözüken bugünkü Mestanlı-Koşukavak-Cebel-Kırcalı bölgesinin büyük bir kısmı Dimetoka ve Gümülcine fethedildikten sonra yani 1361'den sonraki bir tarihte I. Murat zamanında alındığını söyleyebiliriz. Dimetoka bu tarihlerde Bizans'ın elindedir ve dolayısıyla Osmanlılar, bu şehri Bizans'ın elinden almıştır. Gümülcine bölgesi ise Osmanlılardan önceki dönemde Bizans iç savaşları, Osmanlı akınları vb. nedenlerle ıssızlaşmış gözükmektedir. Ancak Ferecik ve Gümülcine bölgesi, Bulgar ve Sırpların hakimiyetinde gözükmektedir. Osmanlılar, buraları onlardan almışlardır. Kırcalı ve bölgesinin de Bulgarlardan alındığı söylenebilir. Bununla beraber unutulmamalıdır ki, Dimetoka'ya bağlı olan bölgeye Bizans, XI.-XII. yüzyılda Türkçe konuşan Hıristiyan Peçenek Türklerini yerleştirmiştir. Bizans idari taksimatında bunlar ahriyan adı altında yer almaktadır ve dilbirliği sebebiyle İslamiyeti geçen ilk Hıristiyan gruplar olmuşlardır. Akalan, Başkilise, Çekirdekli, Çobanlı, Gökçepınar, Ketenlik, Kozluca, Saltuk. Soğanlı, Üçpınar gibi isimler taşıyan Hıristiyan nüfusun yaşadığı pek çok köy bu durumu teyit etmektedir. Kırcalı'nın kendisi ve bölgesinin bir kısmının Çirmen Sancağı içerisinde Hasköy nahiyesinde yer aldığını yine Osmanlı tahrir defterleri sayesinde tespit edebiliyoruz. Ancak bu bölgenin de Edirne'nin fethinden aşağı yukarı bir yıl içinde fethedildiğini söyleyebiliriz.
III- Doğu Rodoplar ve Kolonizatör Türk Dervişleri. Bölgeye yerleşen ilk cemaatler
Doğu Rodoplar, Osmanlı fetihlerini müteakiben ilk kolonizatör Türk dervişlerinin yerleşim mekanı olmuştur. Nitekim bunlardan bir kısmının ziyaretgahı günümüze kadar ulaşmıştır. Aslında Balkanlara yerleşen ilk kolonizatör Türk dervişi olarak Kızıl Deli Sultan ya da Seydi Ali Sultan kabul edilmektedir. Kızıl Deli Sultan Dergahı bugün Dimetoka yakınlarında Büyük Derbend-Küçük Derbend köyleri arasında dağlık bir bölgede bulunmaktadır. Onun çağdaşları olarak Mestanlı-Koşukavak civarında Yağmur Baba (Dıjdovnik), Ahad Baba (Posnik), Hasan Baba veled-i Yağmur (Boğacık), Elmalı Baba (Bivolyane-Mestanlı), Osman Baba (Trakiets köyü yakınında), Harmanlı'nın güneyinde Otman Baba, Osmanlı kayıtlarında geçmektedir.
IV- XV.-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Kayıtlarında Kırça, Kırçalı
Kırcaali kentinin adı gerçekten Kırcaali midir? Bizim tespitlerimize göre Kırcaali'nin en eski adı Kırça veya Kırca'dır. Kırça köyü, 1466 yılına ait yaya ve müsellemleri kaydeden bir tahrir defterinde geçmektedir. Bu defterde köy, Kırca veya Kırça olarak geçmektedir. Kırça veya Kırca köyüne, 1515 tarihli bir başka Osmanlı tahrir defterinde de rastlamaktayız. 1530 yılında ilk defa karye-i Kırcalı/Kırçalı kaydedilmekte ve daha sonraki tarihlerde Kırcalı/Kırçalı olarak geçmektedir. XVI. ve XVII. yüzyılda da Kırcaali, karye-i Kırcalı/Kırçalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla Gazi Kırca Ali ile ilgili efsanevi bağlantı Osmanlı kayıtlarında teyit edilmemektedir. Ancak XIX. yüzyılın sonuna Şarki Rumeli Vilayeti haritasında ve 1890-1891 tarihli Edirne vilayeti salnamesinde önceki dönemde Kırcalı olarak geçen yerleşim birimi Kırcaali olarak Osmanlı kayıtlarında geçmeye başlamıştır.
V- XVII.-XIX. Yüzyıllarda Osmanlı kayıtlarında Sultanyeri
Mestanlı'nın bulunduğu nahiye Sultanyeri olarak adlandırılmaktadır. Sultanyeri denilmesinin sebebini 1890-1891 tarihli Edirne vilayeti salnamesi açıklamaktadır: Burada medfun eaze-i kiramdan evhad (Ahad) ve Yağmur ve Seyyid Mehmed babaların sultan Murad-ı evvel hazretlerine kesireleri olmalıdır ki Müşarün ileyh huzeratIna kızı Sultan Hadice namına bir çok arazi vakf ve tahsis buyurulmuş ve anıncün kazaya Sultanyeri namı verilmişdir." Yani bölgeye Sultayeri denilmesinin sebebi, buranın Sultan I. Murad tarafından kızı Hadice Sultan'a vakıf olarak tahsis edilmesinden ileri gelmektedir. Aslında bu açıklama, aynı zamanda bölgenin I. Murad tarafından fethedildiğini ve ilk dervişlerin de bölgeye I. Murad döneminde yerleştiğini göstermektedir.