Sosyal Eşitsizlik ve Ekonomik Kriz - 2 Bölüm



Pazar, 15 Aralık 2013

Sosyal Eşitsizlik ve Ekonomik Kriz - 2 BölümCem BAYRAKTARBirimci bölümde serbest piyasanın kanun ve kuralsız kalması sonucu yaşanmış bir ekonomik dramı örnek verdim. Buradaki ana vurgu, yasal bir düzenleme olmadığı ve uygulanmadığı taktirde hedefleri sadece manipüle ve aldatmaya dayanan kişi veya örgütlerin bu tür boşluklardan istifade edeceği ve sonucun yıkım olacağıdır. Ne yazık ki, en ağır bedeli ödeyen de o ülkenin halkıdır.

Acaba Wall Street dinamizmi ve potansiyeli olan fakat Arnavutluk'taki düzensizlik, kuralsızlık ve kargaşa ortamı olmayan, zenginliğin daha eşit paylaşıldığı, kural ve düzenin olduğu, serbest piyasa kanunları içersinde hareket edildiği bir yer bulunabilir mi?

Araştırmamıza devam, ‘Halkın evi' denildiği İsveç'e bir göz atalım. İsveç gerçekten de halkına çok özen gösteren bir düzene sahiptir. Sağlık sistemi her vatandaşının yararlanacağı bir şekilde kurulmuştur, hastanede geceliği 20 Euro karşılığında kalınabileceği gibi, bu ücret karşılığında burkulmadan kanser tedavisine kadar her şey dahil tam bir hizmet alırsınız. İşten çıkarılma durumunuzda, yeni iş bulunana kadar en son aldığınız maaşınızın % 75 karşılığında her ay tazminat alırsınız. Hastalık durumunda çalışamayacaksanız ise süresiz aynı yüzdeyi alırsınız. Eğer % 100 engelliseniz tam maaş verilmektedir. Ana okullarda çocuklara büyük bir özen gösterilmekte ve aile fertleri masrafın sadece % 10 karşılamaktadır. İşçi çalıştırma kanununa göre yıllık izinler beş haftadır. Doğum yapıldığı taktirde 450 gün izne tabisiniz ve bu süre boyunca size maaşınızın % 80 ödenmektedir. Her İsveç vatandaşı liseyi bitirmekte ve üniversite eğitimi doktora seviyesine kadar tamamen bedavadır. Eğitiminiz süresince çok uygun krediler alabilirsiniz, bilimsel araştırmalarınız karşılanmakta ve başarılı olduğunuzda ekstradan teşvik verilmektedir. Emeklilik yaşı 65'tir, evet uzun bir yaş değil mi? Aslında ortalama yaş ömrü 78 olan bir ülke için pek te uzun sayılmamaktadır. Ömrünüz yetmez ise emeklilik yaşı az olsa neye yarar! Aldığınız emeklilik maaşı hesaplanırken sizin 15 yıllık en verimli (alınan en yüksek maaş) üzerinden ve 2/3 karşılığı olarak ödenmektedir. Aynı zamanda enflasyon oranları ile de paralel olarak artmaktadır. İsveç bunu kolektif çalışma sisteminin yan etkileri olmadan başarmıştır. Fakirlilik var mıdır - tabi ki de vardır, fakat o kadar cüzidir ki üstünde durulmasına bile değmez. Aşırı zengin kesim olmasına rağmen, gösteriş yapılmadığı için onları fark etmeniz (görmeniz) çok zordur. Bakan veya belediye başkanlarının, bisiklet veya halk otobüsü ile işe gittiği bir ülkede - gösteriş! İsveç'in dünyada simge olmuş birçok markası bulunmaktadır, fakat bunlardan ziyade önemli olan % 87 ailelerin çamaşır makinesine ve % 99 televizyona sahip olmalarıdır. Fakat hayatta her şeyin bir bedeli vardır, İsveç halkı da bu yaşam standardı karşılığı olarak dünyanın en ağır vergilerine sahiptir. İsveç'te her şey çok pahalıdır çünkü bütün ürün ve hizmetlerde inanılmaz yüksek bir KDV uygulanmakta. Basit bir örnek verirsem - bir sandviç aldığınız taktirde bir kola da devlete almış bulunmaktasınız. Her şeye rağmen İsveç'te ekonomik sorun olduğunu gösteren bir kanıta rastlamanız zordur. Aynı zamanda devlet kurumları ile özel sektörün karşılıklı bir dayanışma içinde çalışmaları dikkat çekmektedir.

Elinizdeki kaynakları bir şeyi elde etmek için kullanırsanız, aynı kaynakları başka bir şeyi elde etmek için kullanamazsınız. Buna ekonomi branşında ‘alternatif gider' denilmektedir. Eğer paranızı, zekanızı ve zamanınızı belirli bir hedefe yönelik konsantre ederek kullanırsanız, o sizi alternatif bir hedefe yönelik kullanmanızı engeller. İnsanlar genelde uğruna çalışıp, çabaladıklarını elde etmek isterler, bunlar her zaman para olmasa da.

Rusya'da bilinen bir gerçek var - burada kimse kendisini her konuyu bilen birisi olarak tanıtmıyor. Hiç bir ekonomi kitabı Rusya'da karşılaşacağınız durumlar hakkında sizi hazırlayamaz. Sebebi de, hiç bir ekonomi okulu Rusya'daki sistemi çözememesidir. Yöneticisine bu kadar bağlı ve yıllardan beri gelen geleneksel bir ticari anlayış içersinde olan bir ülkenin, modern serbest piyasa tarzına geçişinde sorunların olmamasını hayal edebilen ola bilir mi? Bu, gerçekten çok zor bir soru ve bu sorunun cevabını bulmak için çabalayan ekonomi uzmanlarının hep döndüğü dolaştığı yer, başlangıç noktasıdır. Şöyle basit bir şekilde izah edeyim; Aslında Ruslar bizim hayat anlayışımızı, düşünce tarzımızı ve bakış açımızı kabul edebilirler. Uluslararası insan hakları örgütlerine, kanunlarına ve sistemine de üye olabilirler veya sadece gözlerini kapatıp hiç umurlarında da olmayabilir.

Rusya'daki problem kendisini amortize etmiş ekonomik sistemi nasıl reform (modern, yeni) yapmalarından kaynaklanmaktadır. Bazı ülkelerde ise sorun, nasıl bir ekonomik sistem oluşturulabilir? Dünya Bankası'nın yaptığı araştırma sonucunda, dünyada yaklaşık iki milyar insanın günde sadece bir dolar ile geçimlerini sağladığı ortaya çıkmıştır. Bu insanların hayattaki tek bir hedefi vardır - yaşayabilmek. Hayatta kalabilenler ise ne bir şeyi satın alabilirler, ne satabilirler, ne de üretebilirler - yani ticaret yapmazlar, yapamazlar çünkü ellerine ticaret yapacak hiçbir şeyi yoktur. Onlar sadece fakirdirler! İnsanlar Afrika'da olduğu kadar, dünyanın hiç bir yerinde bu kadar fakir ve yoksul değildirler. Dünyada en değerli madenlerinin bulunduğu bu kıtada tam anlamı ile bir insanlık ayıbı yaşanmaktadır. Açlık ve susuzluktan ölen insanların olduğu bir yerde nasıl bir ticari kurallardan konuşabiliriz. Yine Dünya Bankası'nın yaptığı araştırma sonucunda, dünyanın en fakir on ülkesi Afrika'dan dır. Hiç bir Afrika ülkesinde, modern bir hayat yaşam standardı bulunmamaktadır. Bunların içinde petrolün bol olduğu Libya ile elmas ve zümrütlerle dolu olan Güney Afrika dahil.

Ne ilginçtir değil mi? Oysaki düşünüldüğünde, Afrika insan evriminin başlangıç yeridir. İlk büyük medeniyetlerin oluştuğu ve kurulduğu yerdir. İnsanoğlunun beşiğidir.

"Dünyayı daha iyiye değiştirecek en büyük silah, eğitimdir" Nelson Mandela - kendisini saygı ile anıyoruz.

Devamı var...

"Çok değerli okuyucularımızın gelen 2014 yılını kutlar, kendilerine ve ailelerine sağlık, mutluluk ve hayatta her zaman başarılı olmalarını gönülden dilerim "

Cem Bayraktar

YAZARIN DİĞER YAZILARI